Cehalet, bir toplumun entelektüel ve kültürel gelişimini büyük ölçüde kısıtlar. Cahil toplumlar genellikle okumayan, düşünmeyen ve sorgulamayan bireylerden oluşur. Bu tür toplumlarda bireyler, yetişkin yaşta bile fikren çocuk kalabilirler; dolayısıyla 'sakallı çocuklar' olarak nitelendirilebilirler.
Cahil toplumlar, düşünceyi teşvik etmektense, sadece dinlemeyi ve seyretmeyi tercih ederler. Bu bireyler, gördükleri ve dinledikleri şeylerin mantıklı ve bilimsel bir incelemesini yapmaktanse, sadece duygusal ve ideolojik tatmin arayışına girerler. Bu durum, çocukların masal dinleme alışkanlıklarına benzer bir yaklaşımı yansıtır.
Cahil bireyler, genellikle kendi hatalarını ve kusurlarını kabul etmektense, bahaneler bulmayı tercih ederler. Bu, hataları kabul etmemek ve yüzleşmemek için bir savunma mekanizmasıdır. Ayrıca, cahil toplumlar kolayca yönlendirilebilir ve manipülasyona açık hale gelirler. Toplumun yönlendirilmesi için tekrar eden propagandalar sıklıkla etkili olur.
Bu tür toplumlarda ezberci eğitim anlayışı hakimdir ve ezberlenen bilgilerin sorgulanmaması yaygındır. Cahil bireyler, gerçeklere değil, zihinlerine nakşedilen hayali gerçeklere inanırlar ve çoğulculuktanse tekçi bir yaklaşımı benimserler. Farklı fikirlere tahammülleri düşük ve mevcut düzenin bozulmasını istemezler.
Tarihte ve günümüzde propaganda teknikleri kullanılarak, cahil toplumlar istenilen yönlere yönlendirilmiştir. Yalan propagandalar bu bağlamda önemli bir araç olarak kullanılır. Kara propaganda örneklerinden bazıları şunlardır:
Bu teknikler, Hitler'in propaganda bakanı Joseph Goebbels tarafından uygulandığı bilinse de, etkili olduğu gözlemlenmiştir. Emperyalistler, sömürecekleri ülkelerin halklarına yalanlar yayar ve kötülükleri iyi niyet kisvesiyle örtmeye çalışırlar.
Ancak gerçekler her zaman geçerli kalır. Yalanlar, bir gün mutlaka açığa çıkar ve gerçekler yalanları her zaman yok eder. Kuran'da da belirtildiği gibi, "Sana (Habibim) uyanlarla birlikte, emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Aşırı gitmeyin (azıp sapıtmayın). Çünkü Allah, ne yaparsanız görür" (Hûd-112).