Serdar KATİPOĞLU

Tarih: 25.09.2024 00:02

Derbinin Kaderini Galatasaray Belirledi: Fenerbahçe Şokta!

Facebook Twitter Linked-in

Her taraftarın lig fikstürü çekildiği zaman merakla beklediği, planlar yaptığı, hayaller kurduğu derbi haftası geldi, geçti. Tüm Türkiye’nin yakından ilgilendiği derbi sonunda oynandı, kazanan Galatasaray oldu. Kimilerine göre maçta skordan bağımsız olarak üstün olan Fenerbahçe’ydi. Kimilerine göre ise Galatasaray farka gidebilirdi. İki tarafa da hak vermekle birlikte derbi maçlarında hiçbir şeyin oynanmadan belli olmayacağını bir kere daha gördüm. Fenerbahçe’li taraftarlar beklentilerinin büyüklüğü sebebi ile büyük bir şok yaşadı. Galatasaray hak ettiği bir galibiyet aldı ve stadyuma giden cefakar taraftarlarına armağan etti. Uzun yıllar sonra ilk defa hakemin çok ön plana çıkmadığı, kavgasız bir maç izledik. Derbi maçlarında tabi ki kazanana 4 puan vermiyorlar. Diğer maçlardan matematiksel bir farkı yok ama yarattığı sinerji, motivasyon ve özgüven her zaman rekabette bir adım öne geçirir ve psikolojik üstünlüğü ele almayı sağlar. Bu anlamda Galatasaray 3 puandan fazlasını aldı ve kayıpsız devam ettiği ligin yine en büyük favorisi oldu.

Tribünde Çekirdekçiler: Taraftar Atmosferi Yok Oluyor

Geldiği günden beri Ali Koç ve arkadaşlarına en büyük eleştirilerimden biri Kadıköy’ün o korkulan atmosferini yok etmesi ile ilgili oldu. 2000'li yıllarda oynanan her derbiyi çok iyi hatırlayan biri olarak bu kadar pasif taraftar, bu kadar sessiz seyirci görmemiştim. Kombineler ile ilgili yaptığım eleştiriyi tekrarlıyorum. Stadyuma emekçi, boğazını patlatan taraftar gelmeli, parasını verip oturarak maç seyredenlerin yeri opera ya da tiyatrodur. Stadyum, takımın desteklendiği, stresin atıldığı, herkesin enerjisinin birleştiği bir arenadır. Ali Koç bunu anlamıyor. Yine gerçek Fenerbahçeli taraftarlar maça bilet bulamadı. Yine biletler bazı kesimlere peşkeş çekildi. Bilet ve karaborsacılık konusunda Galatasaray’ı şikayet eden Fenerbahçe sütten çıkmış ak kaşık değil bu konuda. Daha kombineler çıkmadan taraftar gruplarına ve iş adamlarının olduğu derneklere adetli olarak paylaştırıldığını bilen birisi olarak bilet konusunda tuttuğum takımın arkasında duramıyorum.

Mourinho Küçümsedi: Fenerbahçe Derbide Dağınık

Jose Mourinho derbide beklentiyi veremedi. Takım formsuzdu ama o daha formsuzdu. Yaptığı değişiklikler, çıkardığı kadrolar çok kötü. Hafta boyunca bu maç ile ilgili küçümseyici ifadeler kullanan Jose Mourinho, Okan Buruk’tan sert bir tokat yedi. Takım dağınıktı, dağınıklık oyuncuları yordu. Açıkçası geçen seneki Krunic mevzusu gibi erken konuşmak istemesem de Amrabat ve Nesyri ile ilgili daha önce de söylediğim sözleri tekrarlamam lazım. Bu oyuncuların ikisi de benim gözümde Fenerbahçe’de oynayamaz. Hele bu paralara hiç alınmamalılardı. Krunic ilk geldiğinde adına özel videolar oluşturulup abartılıyordu. Kötü olduğunu söylediğimde ise acelecilik ile suçlandım. Bu iki oyuncu da onun gibi olma ihtimalleri çok yüksek. Dünyada futbol ekolü Avrupa ve Güney Amerika üzerine kurulmuş iken Fas’tan piyasası olmayan, kariyerlerinde birer sezon şansı yaver gidip iyi oynamış oyunculara 40 milyon Euro ödeme yapıldı. Rakip Galatasaray Sara’yı görüp alıp gelebiliyorken Fenerbahçe derbide kurtarıcı olarak oyuna Mert Hakan ve Cengiz Ünder’i koydu. Mourinho’nun kötü oynarım ama kazanırım tezi benim tarzıma uymuyor. Biz Aykut Kocaman ile de kötü oynuyorduk ve kazanıyorduk. Fenerbahçe saldırır, boğar, bunaltır. Aralıklı denemeler ile temposuz maçlar tamamlamaz. Kasımpaşa maçında da rezalet bir takım vardı sahada. Skor iyi olunca kimse kötü futbolu konuşmadı. Jose Mourinho’ya naçizane bir tavsiyem de rakiplerini küçümsememesi yönünde olacak. Burada rekabet bir maçlık değil bir ömürlüktür. Manchester’da ki gibi sadece bir maç günü değil bir sezon boyunca kazanan konuşulur.

Uzay Takımı Nerede?

Medyadan tanıdığımız, çok güvendiğimiz Acun Ilıcalı yönetime girdiğinde birçoğumuz mutlu olduk ve umutlandık. Kendisi de ‘Şampiyonluk sözü vermeye gerek olmayan’ bir kadro kuracaklarını beyan ederek bizleri bir kere daha hayallere sürükledi. Geldiğimiz noktada kadromuz geçen seneden daha kötü. Alınan oyuncular adeta balon. Transferlerin zamanlamaları çok geç ya da yanlış. Her sezon üstüne ekleyerek gitmesi gereken camia birkaç ayda on sene geriye gitti diyebilirim. Geçen sezon da dediğim gibi İsmail Kartal seçimlere kurban edildi. Tıkır tıkır işleyen sistem PR çalışmasına kurban edildi. Fenerbahçe tribünleri selfie çekmekten başka bir şey yapmayan, bir besteye eşlik edecek kadar bile hakim olmayan çekirdekçilere kurban edildi. Seçimlerde verilen vaatler yine unutuldu. Kulübün parası yine saçma oyunculara ve korkarım ki menajerlere aktı. Ortalama bir bilgisayar oyuncusunun menajerlik oyunlarından öğrendiği ‘scouting’ kadar bile bilgi sahibi olunmadığı ortaya çıktı.

Oyuncular Küsüyor: Mourinho'nun Kadro Tercihleri Eleştiriliyor

Jose Mourinho’ya bir diğer eleştirim de kendisini güncellememesi ve elindeki kadroyu doğru kullanmaması. Her oyuna girdiğinde hareketlendiren İrfan hep yedek. Dün maçın bas bas bağırarak çağırdığı Cenk Tosun düşünülmedi bile. Cenk dün ilk yarının otuzuncu dakikasında oyuna girmeliydi. İsmail’in yerine ise İrfan dahil edilip rakibin üzerine çökülmeliydi. İrfan, Cenk gibi oyuncuları küstürüp sezonun kalanında verim almamayı göze almak mantıksız. Sağ kanatta verim alamadığın Tadic’e yeni bir yer bulamazsan sahada 10 kişi oynarsın. Tadic’i geçen sezon da izledik, potansiyeli belli olan bir oyuncu. Bu oyuncuyu bu kadar kötü oynatmak Mourinho’nun beceriksizliği mi yoksa geçen sene ki iyi hali İsmail Kartal meziyeti miydi? Szymanski skorer bir oyuncu olarak takıma katılıp vasat bir sekiz numara halini aldı. Oyun çok kopuk olunca Fred hiç iyi oynayamadı çünkü sürekli boşuna koşular yapmak zorundaydı. Becao gibi sert bir stoperiniz varsa derbide sahada olmak zorunda. Rakibinin tüm defansı sarı kart görmüşken kırmızı kart göstermek amacı ile birkaç çalım denemesi yapmak, madeni işlemek kimsenin aklına gelmedi mi? Sarı kartlı oyuncuların üstüne gitmeyi akıl etmek için süper zeka olmaya gerek yok sanırım. Umarım tüm bunlardan ders alınır. Ayrıca Galatasaray için de bir parantez açmak lazım. Çok kompakt ve doğru oyun oynadılar. Yorulmadılar ve Mertens’in direksiyonda olduğu aracı iterek hedefe ulaştırdılar. Doğru oyunları ve tartışmasız galibiyetleri için Galatasaray’ı tebrik ediyorum.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —