Yazmayayım diyorum ama yine tutamadım yüreğimi. Çünkü reklamın iyisi kötüsü olmaz. Kimsenin reklamını yapmaya gerek yok.
Sözüm ona dürüst, çalışkan, milletin kaynaklarını millete aktaracak, halka verilmesi gerekeni halka pay edecek diye cilalayıp, allayıp, pullayıp sahaya sürdükleri ve milleti kekledikleri adam belediyesini tarihi bir borç batağına batırırken her fırsatta engellendiğini söyledi. Ama bunu söylerken pr bütçesini hiç kısmadı. Halka dağıtılması gerekenler reklama, pr’a , konserlere, eğlencelere, içkili sofralara saçılmaya başlandı. Jetler kiralanıp kalem avı için gazeteciler yurt dışına taşındı, ultra lüks mekanlarda ağırlandı, eğlendirilip gezdirildi, ilçe belediye başkanları ve eşleri toparlanıp Paris’e taşındı, saraylar kiralanıp isimleri değiştirildi, dünyaca isim yapmış kişilere sahne yaptırılıp rakı sofraları eşliğinde keyif yapıldı, sahnelerde göbek atıldı, kuş sütü eksik kahvaltı sofralarında israfın dibine vuruldu, bütün bunlar için binlerce Euro harcandı. Ne dediler sponsorlarımız var; ama o sponsorlar açıklanmadı, adet olduğu üzere hiç bir yerde isimleri markaları belirtilmedi… Öncesini hiç saymıyorum büyükelçilerle olan rakı balık ziyafetlerini, kampları, kamplarda yapılan astronomik harcamaları, belediyenin bütçesinden belli gazetelere aktarılan sözde abonelik (?) kalemlerini, hdp’nin şimdiki dem’in işaret ettiği gerçek ve tüzel kişilere aktarılan yardım(?) kalemlerini…. Onlar zamanında yazıldı çizildi çünkü… Geri dönüşte herbiri bir mikrofonun önünde yerini alıp israftan, devletin tasarruf yapması gerektiğinden, sarayın giderlerinden, ekonominin kötü gidişatından dem vurmaya devam edecek. Hemde kendi belediyelerinin orantısız borç yüklerine bakmadan.
Şimdilerde sarayın günlük masrafını kendine dert edinenler burada mı?
Peki Devlet Başkanının yediği hurma ile manda yoğurdunun muhabbetini yapanlar burada mı?
Buradalarsa bir şey diyeceğim. Cumhurbaşkanının üç-dört odasını kullandığı çoğu kısmı halka açık içinde bir külliyenin de bulunduğu sarayı, Cumhurbaşkanının sağlığı için tükettiği hurma ile yoğurdu kafanıza takacağınıza, henüz bir belediye başkanı iken şımarıkça ve fütursuzca bunca harcamayı yapanların devleti ele geçirirse neler yapacağına kafa yorun… Siz Recep Tayyip ERDOĞAN İBB’nin başındayken bunun yüzde biri kadar bir şatafatın içine girdiğini gördünüz mü? Dünyanın bir çok yeri kan gölüne dönmüşken, dünyanın her yerinden insan kalabilenler bu tablo karşısında yasta iken, göz yaşı dökerken Paris’teki bunca şımarıklığa , akıtılan bunca paraya, atılan göbeklere, sınırsız eğlenceye, su gibi akan içkiye, israf noktasındaki yeme içmeye alkış tutan yazar çizerlere ne demeli? Savunma belasına “ bizden biri gibi eğleniyor, gülüyor, seviniyor” diyorlar ya!!!! Evet evet sizden biri gibi…. Asla bizden biri gibi değil!
Aklınızı başınıza alın bu bir kaç sözde haber kanalı, üç beş gazete yüzünden Türk milleti çok kötü taklaya geliyor yine! Adamlar ne olursa olsun ellerinde cila beklemedeler… Bizim mahalle de biri bir iftira atsa da başımızda günde 3-4 saat uyku uyuyan milletin derdi ile ihtiyarlanan adamları harcasak diye bekliyor. Yapmayın ; aklınızı başınıza alın. Devletler ekonomik nedenlerle çökmez; ihanetle çöker, vefasızlıkla çöker, ahlaksızlıkla çöker!