• BIST 100

    9132,8%1,12
  • DOLAR

    34,51% 0,15
  • EURO

    36,45% 0,29
  • GRAM ALTIN

    2959,15% 0,83
  • Ç. ALTIN

    4929,17% 0,00

Erhan Ziya SANCAR


Dijital Çağın Kıyameti: Sosyal Medya ve Sanal Dünyanın Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Eğitimci yazar Erhan Ziya Sancar, dijital çağın ve sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerini ele alıyor. Bu makalede, sanal dünya ve sosyal medyanın getirdiği sorunları ve çözüm önerilerini keşfedin.


Apokalipto, Mel Gibson'ın Mayaları anlatan bir filmi olarak bilinse de, “APOKALİPS” kelimesi genellikle kıyamet günü, büyük bir katliam veya III. Dünya Savaşı gibi kavramlarla ilişkilendirilir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Javier Pérez de Cuéllar, apokalipsin sadece bir kutsal kitap terimi değil, gerçek bir olasılık olduğunu belirtmişti. Bu, nükleer silahlanma yarışı ve teknolojik ilerlemenin getirdiği tehlikeleri işaret ediyor.

Hans Jonas, uygarlığın teknik güçlerinin neden olabileceği apokalipsin, tükenme, çevre kirliliği ve gezegenin harap edilmesiyle ilgili olduğunu vurgulamaktadır. Tarihçi Golo Mann ise, yeni bir dünya savaşının yerine apokalips teriminin kullanılmasını öneriyor.

Bugün, dünya çapında yaşanan hızlı kutuplaşmalar ve iç siyasi çekişmeler arasında Türkiye’nin durumu göz ardı ediliyor. Mülteci sorunu, ekonomik kriz ve diğer yapay gündemler arasında kayboluyoruz. Eğitimci olarak, bu durumu apolitik bir bakış açısıyla değerlendiriyorum.

Zihinlerimiz küresel plandemi nedeniyle uyuşmuşken, yeni nesil hızla kayboluyor. Çocuklarımız, sanal labirentlerde kaybolmuş durumda ve bu durumdan memnun görünüyoruz. Sanal zamanların monotonluğunu yaşıyoruz; para sanal, arsa sanal ve dijital dünya giderek daha fazla hayatımızı kapsıyor.

Yıllar sonra arkeologlar, başparmaklarımızın ekran kullanımı nedeniyle daha büyük olduğunu görecekler. Ekranlarla büyüyen çocuklar ve dijital dünyada hayatını anlamlandıran yetişkinler, kaçınılmaz bir 'dijital kıyamet' ile karşı karşıya.

Sosyal medya bizi asosyalleştiriyor ve sanal alemde etkileşimlerimiz bunalımlarımıza yol açıyor. Gerçek hayatta ilişkilerimizi sosyal medya beğenileriyle değerlendiriyoruz. Yemeği sosyal medyada paylaşmak, özbakım becerilerinin eksikliğini yansıtıyor. Büyük evlerimiz var ama çekirdek ailemiz eksik; yüksek gelirlerimiz var ama huzurumuz azalmış durumda.

Çözüm Önerileri

  • Çocuklara 1 ay göz teması eğitimi: Çocuklarla gerçek etkileşimler artırılmalı.
  • 1 ay ‘Teşekkür ederim, özür dilerim, lütfen’ deme eğitimi: Sosyal ve duygusal becerilerin güçlendirilmesi.
  • Sonsuz merhamet eğitimi: Empati ve şefkat eğitimi.
  • Babalar daha çok dinleyecek, anneler daha az konuşacak: Ebeveynlerin iletişim tarzları yeniden değerlendirilecek.
  • Aile üyeleri akşam yemeğinde bir araya gelecek: Aile birlikteliği teşvik edilecek.
  • Zorunlu tarih dersi: Tarih bilgisi ve kültürel farkındalık artırılacak.

Veliler, biyolojik anne ve babalık yerine gerçek ebeveynlik değerlerini anlamalı ve öğretmenler çocukların kalbine dokunmalıdır. Önemli olan, öyle görünmek değil, öyle olmaktır.

Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.