Ahmet AYDIN

Tarih: 22.09.2024 17:00

Din Arıyorum

Facebook Twitter Linked-in

Saat 15.30.
Sokak röportajı izliyorum. Aman Allah'ım, spiker soruyor yirmi yaşlarında birine:

Şöyle olsun,
Hiç bir şeyime karışmasın, yediğime içtiğime, hele hele giydiğime asla. Yani,
Şöyle olsun,
Kazancıma karışmasın, harcadığıma karışmasın.
Şöyle olsun,
Oruç olmasın, olsa da birkaç gün olmasın. Orucun şeklini ben belirleyeyim. Zekat olmasın, hac olsun lakin Mekke Medine'yi değil, istediğim yeri gezeyim göreyim.
Şöyle olsun,
Tanrı olsun, tanrının heykeli olsun, ona saygı duyalım, bu yeter. Dünya işimize karışmasın.
Şöyle olsun,
Peygamberi olsun, peygamber bizim bütün günahlarımızı affettirsin. Hepimizi cennete götürsün.
Şöyle olsun,
Duası bol olsun, ibadet olarak yeter. Bizim diğer ibadetleri yapmamıza zaten tanrının ihtiyacı yok. Tanrı bize ibadet emretmesin. Ama isteyen ibadet yapabilir.
Şöyle olsun,
Kul hakkını yiyen kişilerin cezasını hemen versin tanrı. Öldükten sonraya koymasın.
Şöyle olsun,
Cenneti olsun, cehennemi olmasın. Tanrı hiç bir kişiye zarar vermesin.
Şöyle olsun,
Tanrı bizim isteklerimizi geciktirmeden versin.
İşte böyle bir din arıyorum.
Kendime göre,
Kafama göre,
Tarzıma uygun bir din.
Maalesef bulamadım.
İncili araştırdım, olmadı; bana uygun değil. İnsanların yaşantısına karışıyor.
Tevratı inceledim, bana uygun değil. O da insanların yaşantısına karışıyor.
İslamı araştırmaya gerek yok. Zaten Müslümanım diyen, hacı, hocanın yaşantılarını görüyorum. Benim yaşantıma, tercihlerime uygun değil bu İslam. Bana uygun olamaz.
Ben dinsizim. Araştırmaya devam edeceğim.
Din arıyorum. Çünkü bir Tanrı olmalı. Olmalı. Yapanın yaptığı yanına kalmamalı.
Ya, öyle mi?
Tanrı olsun, otursun baş köşede,
Otursun, yukarıda en yüksekte,
Karışmasın ağlasak da, gülsek de,
Biz onu görsek de, görmesek de,

Tanrı olsun bana uygun, fikrime,
Havaya uygun, iklime, zikrime,
Karışmasın, yaşantıma, kibrime,
Biz onu görsek de görmesek de.

Tanrı olsun, haram helal demesin,
Her gün şekilden şekile giresin,
Otursun yüksekte, yere inmesin,
Biz onu görsek de, görmesek de.

Böyle bir tanrı düşüncesi var hasılı kelam genç arkadaşın konuşmalarından; en azından ben öyle anladım.
Eğer bulur, görür, duyarsanız böyle bir tanrı, bir an önce genç arkadaşa haber verelim. Hiç olmazsa tanrısız kalmasın. Helvadan heykelini yapar da acıkınca burnunu kulağını koparır, yer; hiç olmazsa ruhunu, kalbini doyuramazsa da karnını, midesini doyurur. Açlıktan kurtulmuş olur diyoruz.

Ahmet Aydın
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —