Mücahit GÜLER

Tarih: 04.09.2024 01:18

Duygusal Tepkiler Ve Bunlara Anlam Yükleme

Facebook Twitter Linked-in

İnsanın zihin yapısı, olayları ve durumları sürekli olarak değerlendirme ve onlara anlam yükleme eğilimindedir. Bu anlamlar, bizim geçmiş deneyimlerimiz, düşünce dünyamız, inançlarımız ve duygusal durumlarımız tarafından şekillenir. Olaylara yüklediğimiz anlam, duygusal tepkilerimizin yoğunluğunu belirler.

Bir olay bizim için ne kadar önemli, değerli ya da tehdit edici görünüyorsa, ona verdiğimiz duygusal tepki de o kadar güçlü olur. Bu nedenle, aynı olay farklı insanlar üzerinde farklı etkiler yaratabilir. Örneğin bir vefat haberini ele alalım. Bu habere vereceğimiz tepkinin boyutu vefat eden kişiye yüklediğimiz anlamla doğru orantılıdır. Vefat eden yakınımızsa acısını yıllarca unutmayız ama tanımadığımız birinin ölüm haberini alınca Allah rahmet etsin deyip hayatımıza kaldığımız yerden devam ederiz.

Bundan dolayı duygusal tepkilerimizi daha iyi yönetebilmek için, olaylara yüklediğimiz anlamların farkında olmamız ve gerektiğinde bu anlamları sorgulamamız gerekir. Bir durumun bize neden bu kadar güçlü bir duygusal tepki verdiğini anladığımızda, o tepkiyi yönetmek ve daha sağlıklı bir şekilde başa çıkmak daha kolay hale gelir.

Sonuçta, duygularımız, onları nasıl yorumladığımıza ve hangi anlamı yüklediğimize bağlı olarak şekillenir. Bu nedenle, zihnimizi eğitmek ve duygusal anlam yükleme sürecimizi bilinçli bir şekilde yönlendirmek, daha dengeli ve huzurlu bir yaşam sürmemize katkı sağlar.

Konuyu İslam psikolojisi açısından ele aldığımızda duygusal tepkilerimizin kaynağı olarak kalp ve zihin (akıl) önemli rol oynar. Bu iki unsurla birlikte birkaç kavrama daha dikkat çekeceğiz, olayları anlamlandırma ve onlara duygusal tepki verme süreçlerimizde bu unsurlar temel belirleyicilerdir.

- Kalp: Ruhsal ve duygusal tepkilerin merkezidir. Kalp, İslam psikolojisinde sadece fiziksel bir organ değil, insanın manevi merkezi olarak kabul edilir. Kur'an-ı Kerim'de ve hadislerde, kalbin durumunun insanın manevi sağlığı üzerinde büyük etkisi olduğu vurgulanır. Kalp, imanla güçlendirildiğinde, olaylara yüklenen anlamlar daha dengeli ve pozitif olur, bu da duygusal tepkileri doğrudan etkiler.

"İyi bilin ki, bedenin içinde bir et parçası vardır; o düzgün olursa bütün beden düzgün olur; o bozulursa bütün beden bozulur. Dikkat edin, o et parçası kalptir." (Buhari, İman, 39) Bu hadis, kalbin düzgün olmasının insanın tüm psikolojik ve duygusal yapısını nasıl etkilediğini belirtir. Kalp, olaylara yüklediğimiz anlamların merkezi olup, duygusal tepkilerin doğasını şekillendirir.

Eğer kalp düzgün çalışmazsa olayları yanlış anlamlandırmaya müsait hale gelir. Münafıkun suresi 4. ayette münafıkların kalplerinin ne kadar evhamlı olduğunu, her olayı kendilerine bağlayarak yanlış kararlar aldıkları müthiş bir benzetmeyle şöyle ifade edilir: “Her gürültüyü kendilerine yönelik sanırlar.” Kalp yanlış anlaşılmaya müsait olunca insanların her hareketini kendilerine bir tehdit olarak algılamaktadırlar. Kalbin böyle yanlış şeylere meyletmemesi için insan kalbini dinin tavsiyelerine uygun muhafaza etmelidir.

- Zihin: Anlam yükleme sürecinde aktif rol oynar ve doğru zihinsel yönlendirme, duygusal dengenin korunmasını sağlar. Zihin, olayları anlamlandırma sürecinde aktif bir role sahiptir. İslam psikolojisinde, zihnin temiz tutulması ve gereksiz kaygılardan arındırılması, kişinin duygusal tepkilerini sağlıklı bir şekilde yönetmesi için önemlidir. Zihin, sürekli Allah'ı zikretme ve O'na tevekkül etme bilinciyle donatıldığında, olaylara yüklediğimiz anlamlar da pozitif bir hale gelir.

"Onlar bollukta da, darlıkta da infak ederler, öfkelerini yenerler ve insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever." (Al-i İmran Suresi, 3:134) Bu ayet, öfkeyi yenmenin ve insanları affetmenin erdemini vurgular. Olaylara yüklediğimiz olumsuz anlamları değiştirmek, öfkemizi kontrol altına almamıza yardımcı olur ve bu da daha olumlu duygusal tepkiler geliştirmemizi sağlar. Bu ayet, zihinsel anlamda olumsuz duyguları (örneğin öfkeyi) yenmenin ve affetmenin, olumlu duygusal tepkilere zemin hazırladığını ifade eder.

- Sabır: Zorluklara olumlu anlam yüklemektir. Sabır, İslam’da sadece bir bekleyiş değil, aktif bir ruhsal dayanıklılık ve direnç olarak değerlendirilir. Zorlayıcı durumlarda sabır göstermek, olayların olumsuz etkilerini hafifletir ve duygusal tepkilerin kontrol altında tutulmasını sağlar.

"Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir." (Bakara Suresi, 2:153) Sabır, insanın zorluklar karşısında duygusal dengesini koruması için gerekli olan ruhsal bir araçtır. Bu, olaylara yüklediğimiz anlamları yeniden değerlendirmemizi ve daha yapıcı tepkiler vermemizi sağlar.

“Kim sabrederse, Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve geniş bir lütuf verilmemiştir." (Buhari, Zekat, 50)  Bu hadis, sabrın Allah’ın büyük bir lütfu olduğunu belirtir. Sabır, olumsuz duygusal tepkileri kontrol altına alır ve kişinin olaylara yüklediği anlamı yeniden değerlendirmesine olanak tanır.

- Şükür: Olaylara olumlu anlamlar yükleyerek duygusal tepkilerin pozitif olmasına katkıda bulunur. Şükür, Allah’ın verdiği nimetlere karşı duyulan minnettarlık hissidir. Şükür, olaylara pozitif anlamlar yüklememize yardımcı olur ve duygusal tepkilerimizi olumlu yönde şekillendirir.

"Şüphesiz müminin hali ne güzeldir! Her işi onun için hayırdır. Bu hal sadece mümine hastır; bir nimete erişirse şükreder, bu onun için hayır olur; bir musibete uğrarsa sabreder, bu da onun için hayır olur." (Müslim, Zühd, 64)  Bu hadis, şükrün olaylara yüklediğimiz anlamları olumlu hale getirdiğini ve bu sayede duygusal tepkilerin de olumlu olacağını gösterir.

- Tevekkül: İslam psikolojisinde, olayların sonucunu Allah’a bırakmak ve bu bilinçle duygusal dengeyi korumak anlamına gelir. Tevekkül, olaylara yüklediğimiz anlamların ağırlığını hafifletir ve duygusal tepkilerimizi sağlıklı bir zemine oturtur.

Tevekkül, kişinin olaylar karşısında duyduğu endişe ve kaygıyı azaltır. Allah’a güvenmek, olaylara yüklediğimiz anlamların olumsuz etkilerini hafifletir ve ruhsal huzur sağlar. Tevekkül, olayların sonucunu Allah'a bırakmak ve duygusal tepkilerimizi tevekkül ile dengelemektir. Tevekkül, olaylara yüklediğimiz anlamların Allah'ın hikmetine uygun olarak şekillendirilmesini sağlar.

"Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter." (Ahzab Suresi, 33:3) Bu ayet, tevekkülün insanın duygusal tepkilerini nasıl dengelediğini ve Allah’a olan güvenin, olaylara pozitif anlamlar yüklememize yardımcı olduğunu ifade eder.

- Öfke kontrolü: Olumsuz anlamları düzeltmeyi ve olumsuz yükün azaltılmasını sağlar. İslam psikolojisinde, öfke gibi olumsuz duygusal tepkilerin kontrol altına alınması önemlidir. Öfke, çoğu zaman olayları yanlış anlamamız ve bu yanlış anlamları büyütmemiz sonucunda ortaya çıkar. Bu duygunun kontrolü, duygusal dengeyi korumanın anahtarıdır.

"Güçlü kişi, insanları güreşte yenen değil, öfkelendiği zaman kendini kontrol edebilen kimsedir." (Buhari, Edeb, 76) Bu hadis, öfke kontrolünün önemini vurgular. Öfkeyi kontrol etmek, olaylara yüklediğimiz olumsuz anlamları gözden geçirip yeniden değerlendirmemizi sağlar.

Sonuç: İslam psikolojisi, duygusal tepkilerin yönetimi konusunda derin bir anlayış sunar, duygusal tepkilerimizin yönetimi ve olaylara yüklediğimiz anlamların önemi üzerinde sıkça durmaktadır. Sabır, şükür, öfke kontrolü, tevekkül ve kalbin temizliği gibi erdemler, duygusal tepkilerimizi sağlıklı bir şekilde yönlendirmemizi sağlar. İslam, bu öğretilerle insanın ruhsal ve duygusal dengesini korumasını teşvik eder ve olaylara yüklediğimiz anlamların bizi olumsuz etkilemesini engeller. Bu çerçevede, hayatın zorlukları karşısında daha sabırlı, şükür dolu ve dengeli bir insan olma yolunda ilerleyebilir, huzurlu ve anlamlı bir hayat yaşayabiliriz.


Mücahit Güler


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —