Herbir kıssa pekçok hakikati havidir. Kur'ân'ın hükmü kıyamete kadar da geçerlidir.Bu kıssalarda geçen Firavunlar, Nemrutlar,deccallar,Süfyanlar,vs tarihin mezarlığına gömülmüşlerdir. Ama her devirde değişik isimler altında aynı mânâyı ifade eden yenileri gelmiştir ve Kıyamet’e kadar da gelmeye devam edecektir (Allah bilir).Şahıslar ölürler ama onlarla anılan ideolojileri devam eder. Günümüzde de Rothschild , Rockefeller,Geoge Soros gibi hanedanlıklar ve Siyonizm gibi ideolojiler aynı mânâyı ifade ediyor.
*Fransız ihtilalinden sonra sömürgeci güçler Demokrasi,lâiklik,liberallik,insanlık (hümanitarizm) gibi kelimeleri genel bir ‘HAK VİCDANI’ oluşturmak için kullanmadılar.Bu kelimeleri politik mânâda kullandılar ve dinsizliğe, egoizme(bencilliğe) teşvik edici mânâda kullandılar. Suretâ bir ‘meleklik’ gibi algılatılan bu sihirli kelimeler kullanılarak diğer Milletler üzerinde hakimiyet kurup sömürmeye vasıta yaptılar.İlimde ve sanayideki gelişmelerini hâkkın, adaletin hakim olmasını sağlamak için kullanma yerine insanlığı HAKK’ tan uzaklaştırmaya, vicdansızlığa,ihtiraslara,sürükleyip zorbalık ve zulüm ile mazlum milletleri insafsızca sömürmek için kullandılar.Hâkkı güçte görüp, ‘GÜCÜ ADETÂ TAPILAN’ bir yaratıcı olarak algılattılar (güçlü olan haksız da olsa haklı oldu.). Gücü elegeçirenler kendilerini normal insan olmaktan çıkarıp üstün insan olduklarını, hatta ‘yarıtanrı-tanrı ‘gibi algıladılar ve algılattılar (Tıpkı Firavunlar, Nemrutlar, Deccaller,vs gibi).Bu yüzden de insanlara hertürlü muameleyi (sömürme, köleleştirme,öldürme vs) yapma hakkını kendilerinde gördüler.
*Sömürgeci zalimler ve onlara uşaklık eden yerli işbirlikçilerinin, şeytanî,habis ‘HEVÂ’ larını tatmin için kullandıkları metodlardan biri de ‘FİTNE (Kaos )’ dir. Sömürgeciler, sömürecekleri ülkelerde hertürlü Fitne ile (terör,darbe, fesat, iftira,kargaşa,yalan haber,bilgi kirliliği vs) yerli maşalarını kullanarak evvela bir kriz çıkartılır. Endişe,korku,terör yayılır,ekonomi bozulur. Ekonomisi bozulan ülkenin parasının değeri düşer,hayat pahalılığı (enflasyon) artar.İktidar sahipleri zaruri ihtiyaçlar için yüksek faiz ile borçlanmak durumunda kalırlar. Bu durumdan faydalanmak isteyen sermaye sahibi fırsatçı sömürgeciler yüksek faiz ile sermaye aktarımı yaparlar (ekonomisi borçlanmaya bağlı ülkelere).Tefeci sömürgeciler sermaye aktarımı yaptıkları ülkelerde istihdam sağlayıcı yatırım yapmayıp,sıcak parayı yüksek faiz ile girdirip-çıkartarak global servetlerine servet katarlar.Yüksek faiz ve enflasyon altındaki devletin vatandaşları fakirleşir ve sonunda halk canından bezmeye başlar. Halk bir mucize, bir kurtarıcı beklemeye başlar.Friedrich HEGEL'e göre bu bir‘TEZ’dir (Hegel’in diyalektiktezi).
* İşte böyle zamanlarda ‘sömürgeci aç kurtlar’ hazırladıkları planı devreye koyarlar.Mevcut duruma göre, o ülke için çeşitli fitnelerle (darbe,kalkışma, uzlaşma,vs) bir kurtarıcı (‘beyaz atlı prens’) çıkartılır.Ve Halk bu ‘kahraman/ kahramanlara yönlendirilir. Bu da ‘ANTİ TEZ’dir ( Hegel’in diyalektik anti tezi).
*’Kahraman/kahramanlar iş başına geçince bunlar desteklenir.Ülke uzun vadeli borçlandırılarak bol para girdisi sağlanır.Sonra ülkenin dinamik güçleri (iktidar,muhalefet, stk,vs) arasında bir uzlaşma sağlanır. Problemlere uzlaşmalı bir çözüm getirilir.Ülkede bir tamir başlatılır.Ülkenin vatandaşlarında nisbi bir rahatlama görülür.Bu tamir ve restorasyonda yine sömürgeciler devrededir ve paylarını yine alırlar.Bir müddet böyle gidilir,ülkenin vatanseverleri fedakârca çalışarak bozuklukları düzeltip işleri yoluna koymaya başlarlar.Bu yoluna koyma işi 10, 20 hatta 50 sene sürebilir.Bu da ‘SENTEZ’dir (Hegel’in diyalektik sentezi).
*Bu devrede de sömürgeciler çeşitli vasıtalarla yine mallarını satar (teknolojik ürünler,moda,sinama, dizi,oyunlar vs) yine kazanmaya devam ederler.
*Sömürgeciler bütün bu işleri yaparken herzaman sahnede gözükmezler ve yerli maşalarını, piyonlarını ve işbirlikçilerini kullanırlar.Sömürgeciler gayelerine erişmek için her yolu mubah görürler.(Rahmetli Erbakan Hoca "Siyonizm öyle bir şeydir ki,kendisine küfrettirerek bile, kendine hizmet ettirir"demiştir.)
*Sömürgecilerin oyunları anlaşılmaz ve ülkenin dinamikleri tarafından gerekli tedbirler alınmazsa; İşler bu minval üzere devam eder gider tâ ki, yeni bir kaos planına ihtiyaç duyulana kadar...
*Sömürgeciler zalimdir, merhametsizdir,insanlara Baharı vadedip, Kışı yaşatan gaddarlardır.Sömürgeciler insanlara ‘melek gibi görünen dessas şeytanlardır’. Sömürgecilerin medeniyetleri ‘tek dişi kalmış canavardır’.
Sömürgeciler tarafından,’TEZ- ANTİ TEZ- SENTEZ’ fasit dairesi işletilip, yarasalar gibi milletlerin refahı emilip , fakirlerin, yetimlerin gözyaşları şarap edilip içilir.
*’Batılılar geldiklerinde ellerinde İncil, bizim elimizde topraklarımız vardı.Bize gözlerimizi kapayarak dua etmeyi öğrettiler.Gözümüzü açtığımızda, bizim elimizde İncil, onların elinde topraklarımız vardı’ (Jomo Kenyatta,Kenya kurucu devlet başkanı).