*Kâinat'ın hülâsası ve meyveside 'Hayat 'tır.
*Hayat ise, 'Esmâ-i Hüsnâ'nın tecelligâhıdır.
*Hayat aynası, ya ma'ruf'u (Allah'ın râzı olduğu), ya da münker'i( Allah'ın râzı olmadığı) gösterecektir.
*Hayat bir yolculuk, insan da hayat yolunda bir yolcudur.
*Hayat yolunda ' sâid'(Allah’ın razı olduğu bahtiyar) olmakta, 'şâki' (Allah’ın gazabına uğrayan, haydut) olmakta vardır.
*Baht-ı yâr olanlar, şakilerden değil de, sâidlerden olur.
*Ölüm, Hayat yolunun sonudur ve insanın Dünya’daki yolculuğunun son durağıdır.
*Ölüm, fâni hayatın sonu ve ebedî hayatın mukaddemesidir.
*Ölüm karşısında eğilir nice başlar, Ebedî Hayat, Ölüm’le başlar.
*Ölüm, ‘Mahkeme-i kübrâ’ya çağıran bir ‘celb’dir.
*Ölüm, mazlumlar için ‘Firdevs-i âlâ’ya’(Cennet bahçesine) bir müjdeli davet, zalimler için de ‘Gayya-i Cehennem’e (azabın çok şiddetli olduğu yer) bir celbdir.
*Ölüm de hayatın tohumudur. *Ölüm tohumu Ahiret zemininde açacaktır.
*Ölüm tohumu, ya dâr-üs selâm olan Cennet'te bir Tûbâ, yahut da dâr-ül mücâzât olan Cehennem ' de bir 'Zakkum' olacaktır (1).
Ey insan!
*Ölüm gelmeden ve kabrine girmeden önce muhasebeni yap! Hayır işlerini erteleme, iyilik yapmaya devam et! Kötülüklerini terket ve Allah’a tevbe et! Unutma ki, Ölüm ansızın gelir!
(1): 'Zevkleri ve ağız tadını bozan ölümü çok hatırlayınız'(Tirmizi,zühd 4).