Küba: Amerikan Arabalarının Müzesi
Geleceğin öngörülemezliğine verilebilecek en ilginç örneklerden biri, Küba’nın araba hikayesidir. 1960’larda ABD’nin Küba’ya uyguladığı ambargo, ülkede yeni araçların satışını engelledi. Bu nedenle Amerikalılar, ellerindeki eski araçları 2-3 kat daha yüksek fiyatlarla Küba’ya satmaya başladılar. Bu durum, Küba’yı Amerika’nın “araba mezarlığı”na çevirdi.
Ancak yıllar geçtikçe işler değişti. Amerikan halkı zenginleşti ve bir zamanlar değersiz görülen o eski arabalar, bir nostalji dalgasıyla efsanevi statü kazandı. Temiz ve iyi korunmuş antika araçlar inanılmaz fiyatlara satılmaya başlandı. Böylece bir “antika araba” furyası başladı. Bugün, Küba, dünyanın en fazla Amerikan antika arabasına sahip ülkesi olarak biliniyor ve bu durum, ülkenin turizm gelirlerine bile katkı sağlıyor.
Elektrikli Araçların Uzun Bekleyişi
İlk elektrikli araçların, benzinli araçlardan önce üretildiğini biliyor muydunuz? 19. yüzyılın sonlarında, elektrikle çalışan araçlar 40-50 km menzile sahipti. Elektrik motorları günümüzde kullanılanlara oldukça benziyordu. Ancak, bu araçlar tarihin tozlu raflarına kalkarken, benzinli araçlar hızla yayıldı.
Peki, elektrikli araçlar neden kaybetti?
Düşünsenize Petrol istasyonlarının henüz olmadığı, Elektriğin petrolden daha yaygın olduğu o ilk yıllarda ne oldu da Benzinli araçlar popular olurken elektrikli araçlar yokoldu. Bugünkü Elektrikli araba savunucuları yüzlerce yıl önce bu savaşı neden kaybetti.
O gün geleceği görenler…de gelecek elektrikli araçlar daha yaygın olacak sanıyorlardı.
Bu kaybın ardında, benzinli motorların çıkardığı sesler, ateşe olan kadim sevgimiz ve benzinli araçların zenginlik sembolüne dönüşmesi yatıyor. Ayrıca, özgürlük hissini daha güçlü yaşatan benzinli araçlar, insan psikolojisi üzerinde derin bir etki bıraktı.
Bugün bile elektrikli araçların tam anlamıyla yaygınlaşmadığını düşünürsek, bu durumun ne kadar karmaşık bir geçmişi olduğunu anlayabiliriz. Şimdi, yüz yıl sonra, elektrikli araçların yeniden yükselişe geçmesi, belki de geçmişte kaybettiği bu “yarışı” yeniden kazanması anlamına geliyor.
Demiryolu ve Karayolu: İnsan Psikolojisinin Zaferi
Demiryolları ile karayolları arasındaki tartışma da geçmişte oldukça yaygındı. Oysa, inşaat maliyetleri arasında çok büyük farklar yoktu. Ancak bireysel araçların insan yaşamındaki yerini anlamayan biri, demiryollarının neden ikinci planda kaldığını çözemez.
Bugün, Türkiye’deki toplam demiryolu uzunluğu, karayollarının sadece beşte biri kadar. Oysa sadece ulaşımı düşünsek, demiryolları daha verimli bir seçenek olabilirdi. Ama insanın kendi aracına sahip olma arzusu ve bu araçları kullanırken hissettiği özgürlük duygusu, karayollarını öne çıkardı.
Öte yandan, nostalji ve geçmişe duyulan özlem, demiryollarını yeniden gündeme taşıdı. Doğu Ekspresi gibi ESKİ tren rotalarına olan yoğun talep, bu rotalarda bilet bulmayı neredeyse imkansız hale getirdi. İnsanlar, bu trenlerde sadece bir yerden bir yere gitmek için değil, geçmiş duygularını yeniden yaşamak için seyahat ediyor. Bu trenlerle geçmiş duyguları yaşayarak Doğu ANADOLU’yu uzun uzun solumak ve nolstaji yaşamak isteğidir.
Bir inovasyon insan yaşamında bir karşılık bulamazsa var olamaz. Son 20 yılın en çok büyüyen teknolojilerine de bu gözle bakalım mı?
2000 yılların başında APPLE pili çıkmayan ilk telefonu ürettiğinde çoğumuz bu telefona özürlü muamelesi yaptık. O zamanki benim ortağım Amerika’dan getirtiğim telefonu bu kız telefonu deyip kullandırtmamıştı.
Her türlü esnekliği ve kabliyeti olan modeler yok olurken apple’in kapalı kasa telefon modeli hızla populerleşti ve az sayıdaki modele ragmen günümüzde halen trend olmaya devam ediyor. Alış veriş sitelerinin bir çoğu telefonu apple olanlara rekabetçi fiyat çıkarmıyor. Onlara farklı bir tüketici deneyimi ile alışveriş yapmalarını sağlıyorlar.
İnsanlığın doğasında sahip olduklarını diğerleri ile daha hızlı paylaşmasını sağlayan başta intagramdan önce de hepimiz hiç görmediğimiz ilk ve ortaokul arkadaşlarımız ile facebook ile ile ilk kez buluştuktan sonra bu durumu gereksiz bulup bir daha buluşmadık öyle değil mi? Uzun paylaşımlardan sıkılınca metin olarak karakter sınırı olan Twitter’I ve video olarak da süre limiti olan TİKTOK’u tercih etmeye başlamadık mı ? Halbuki bu teknolojiler kendilerinden önceki yüzlerce örneklerinden bir özürü yani LİMİTLERİ ile öne çıktılar. Yani sınırlandırma ile FARKLILAŞTILAR ve hayatımızın bir parçası oldular.
Ilk görüntülü konuşma çıktığında artık kimse sesli görüşme yapmaz demiştik. Ama durum öyle olmadı. SESLİ konuşma hala görüntülü konuşmadan daha yaygın ve sebebi de artık limitli olan internet hızı değil, insanın kendi özelini sürekli olarak paylaşma isteğinin limitsiz olmadığını öğrenmiş olduk.
Yıllarca gece yarılarına kadar özene bözene yazdığımız SMS^ler messenger lar ile hızlı bir şekilde yer değiştirirken bu SMS’ler günümüzde bu hattın bize ait olduğunu gösteren bir güvenlik aracına dönüştü. Tüm arkadaşlarınıza SMS ile bayram ya da yeni yıl mesajı göndermemizin üstünden en fazla 15-20 yıl geçti.
Bugünlerde de YAPAY ZEKA’nın insan hayatına inanılmaz bir HIZDAKİ tecavüzüne tanık oluyoruz.
Bizi neler bekliyor….sizce…
Eski fotograflardan ve eski bir ses kaydından rahmetli dedemiz ile bilge bir sohbet yapabileceğiz ama bunu 1-2 kez deneyip kenara atacağız.
Onun yerine hiç tanışmadığı ünlü ve güzel bir kadını sanallaştırıp onunla uzun süre zaman geçirmeyi tercih etme ihtimali olan gençlerin sayısı çok fazla. Genç kızlar da hayranı oldukları ünlülerin kendileri için bestelediği şarkıyı onların gözününün içine baka baka dinlemeyi sevecekler ama kaç kere yaparlar…?
Önümüzdeki bir kaç yıl, yapay zeka ile birlikte mevcut işler çok değişecek ve işini bu teknoloji ile kaybeden insanların bir bölümü de bu teknolojileri kullanarak önce etrafındaki insanlarla oyun oynayacak sonra da bir dolandırıcıya dönüşebileceğini düşünüyoruz.
Karşınızda canlı canlı olmadığı sürece gödğünüz hiç bir görüntüye inanmayacağız. İmzalı evrakların yok olması maksimum 10 sene. İmzanın yerine geçecek alternatif bir teknolojinin geçisinde yüzlerce farklı tip dolandırıclığa tanık olacağız.
Annen sana para gönder oğlum zor durumdayım dese de inanmayacaksın. Dolandırıcılık olabilir diye. İnansan da bu değişimi mazeret olarak kullananlarımız olacak.
HERKESİN sadece 2 kişi arasında olan GİZLİ SORULARI ve ŞİFRELERİ olacak.Bunlar yağmurda şemsiye kullanmak kadar standard hale gelecek.
Hİç iyi bir haberimiz yok mu ? Var. 20 yıl içerisinde her konuda bolluk dönemi geliyor.
MİLYONLARCA Şöföre gerek kalmadığı gibi, Milyonlarca ofis çalışanına da gerek kamayacak. Öncelikle hareketsiz yapılan işler en son da fiziksel olanların yerine yapay zekalı ucuz çözümler il eyer değiştirecekler.
Peki insanlar ne yapacak ?
Hikayeyi ilk başından buraya kadar okuduysanız daha iyi tahminleriniz olabilir.
İnsanlar SOSYAL olarak değişmeyecek. ESKİ’ye duyduğu ÖZLEM de değişmeyecek. Eski model araçlarla eski model yollarda bugünkü gibi ARAÇ kullanmak da iyi bir NOLSTALJİ olmaya devam edeceğini söylemek geleceği görmek sayılmaz.
İnsanların bugün üretebildiğinden kat kat fazla yiyecek, azalan insan nufüsünü Rahat Rahat doyursa da insan ömrünü 120+ yıllara uzatan özel gıda’lara sadece ZENGİN dediğimiz kısım daha kolay ulaşacak. Şirketler insan bağımsız kurulacak ve çalışacak. İNSANIN değişen ihtiyaçlarını en hızlı sağlayan girişimler yine hızlı büyüyecek.
1 hafta 5 yıldızlı otellerde sıkılaştırılmış otel tatilleri zamanı bol olan aylarca süren farklı DENEYİM li tatillere dönüşecek. Köylerde inek sağmak bir tatilin sıradan bir aktivitesine dönüşebilir. Bir balıkçı gemisinde sabah 5 den tam günlük bir balık tutma seronomisi de. Yediğimiz tüm balıkların çiftliklerde çok ucuz maliyetlerle üretilebildiği ortamda bile….
YAPAY ZEKA deneyim merkezlerinde, ilk insanlarla dinazorlarla birlikte yürüyecek, 2.dünya cephesinde savaşan askerlerin arasında kalan müzelere gireceğiz. Elvis presley ile sahnede birlikte şarkı söyleyip, çirkin sesisimizin eşsiz hale gelmesinden de gurur duyacağız.
Tarihi geçmişi olmayan tüm büyük şehirler küçülecek ve insanların terkettiği yerler olacak. ESKİ Istanbul ve BOĞAZ daha değerli olacakken, şehrin uzaklarındaki beyaz yaka yerleşim yerleri yok olmak zorunda…
İnsanlar yaşamlarını özüne daha uygun yaşamak için daha çok zamanı var. Hatta biraz da mecbur kalacak.
Bugün %25’I emekli olan toplumun %80’I emekli maaşlarına benzeyen sosyal ücretlerle yaşayacaklar….ve bunu verimli harcamak için geniş coğrafyayı kullanmak zorunda…
Uzlaşmazlık ve Anlaşmazlık ve Savaşlar da tabiki devam ediyor olacak. Allah yeni savaştan hepimizi korusun.
Hadi şimdi biraz gözünüzü kapatın…ve geleceğe dokunmaya çalışın bunu yaparken ayna olarak geçmişi kullanmanız gerektiğini unutmayın….