Sevgili Okuyucularım, Sizlerle Yeniden Buluşmanın Sevinciyle…
Sizlerle yeniden buluşmanın heyecanı ve sevinci içindeyim. Kalbimizde vatan sevgisiyle, geleceğe umutla bakan her birinizi en içten dileklerimle selamlıyorum. Bugün yine hepimizi yakından ilgilendiren, üzerinde düşünmemiz gereken çok mühim bir konuyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Malumunuz, son günlerde bazı çevreler, milletimizi sokaklara dökmeye yönelik birtakım çağrılar yapıyor. Özellikle yargıya intikal etmiş, birçok suç deliliyle hakkında ciddi ithamlar bulunan bir kişiye sahip çıkma çabaları ne yazık ki kamuoyunu yanlış yönlendirme tehlikesi taşıyor. Burada bir an durup düşünmeliyiz. Adalet sokakta değil, mahkeme salonlarında tecelli eder. Bu kadar net, bu kadar yalın.
Tarihten Ders Almazsak Aynı Acıları Tekrar Yaşarız
Biraz geçmişe gidelim… 1980 öncesi Türkiye’sini hatırlayalım. Üniversiteler ideolojik kamplara bölünmüş, gençler sağcı-solcu diye ayrıştırılmış, kardeş kardeşe düşman edilmişti. Kimin kazandığını sormayın, çünkü kaybeden hep millet oldu. O karanlık günlerin en büyük mağduru, bu güzel ülkenin tertemiz evlatlarıydı. Annelerin gözyaşları, babaların çaresizliği hâlâ hafızalarımızda taze.
Bugün ise çok daha farklı bir Türkiye var. Kalkınma mücadelesi veren, teknolojide, üretimde, diplomaside güçlü adımlar atan bir ülkeyiz. Ancak aynı karanlık oyunları yeniden sahnelemek isteyen odaklar pusuda bekliyor. Fitne tohumları ekmek isteyenler, milletimizi kaosa sürüklemek için her fırsatı kullanmaya çalışıyor. İşte bu yüzden aklıselimle hareket etmemiz, gençlerimizi sokaklardan, kargaşadan, belirsizlikten uzak tutmamız gerekiyor.
Gençlik Geleceğimizdir, Sokaklar Değil
Gençlerimizi sokağa davet etmek bir çözüm değil, bilakis yeni sorunların kapısını aralamaktır. Bu ülkenin geleceği olan gençlerimizi; eğitime, üretime, bilime ve sanata yönlendirmek varken onları çatışmaların, kutuplaşmaların içine çekmek hangi akla hizmet eder? Hangi vicdan buna sessiz kalabilir?
Ülkemiz tam da ayağa kalkmanın, yaralarını sarmanın, güçlü Türkiye idealine yürümenin eşiğindeyken, kargaşa peşinde koşanlar sadece ve sadece dış mihrakların, ülkemize düşman olan yapıların değirmenine su taşımış olur. Bu millet çok acılar çekti, çok bedeller ödedi. Artık aynı senaryoları yeniden oynamaya ne mecalimiz ne de tahammülümüz var.
Birlikte Güçlüyüz, Adalet Hukukla Sağlanır
Bu sebeple, fikri ne olursa olsun, inancı ya da ideolojisi ne olursa olsun; hepimizin bu cennet vatanın çatısı altında barış ve huzur içinde yaşama gayesi taşıması gerekir. Hukuk herkese lazımdır. Adalet, sokakta değil; adliyede, yasal süreçlerle sağlanır. Kimin haklı kimin haksız olduğuna ancak ve ancak bağımsız yargı karar verir.
Bizim görevimiz ise birbirimize düşman olmak değil, ortak menfaatler etrafında birleşmek, ülkemizi daha güzel yarınlara hep birlikte taşımaktır. Birlikte güçlü, birlikte huzurlu olmanın yolunu seçmekten başka bir çıkar yolumuz yok.
Sevgili Dostlarım,
Bugün yaşadığımız her gelişmeyi sağduyuyla değerlendirmek zorundayız. Ülkemizin istikrarını tehdit edecek her söylem ve eylem karşısında uyanık olmalı; ayrışmaya değil, birleşmeye çağrı yapmalıyız. Çünkü bu vatan hepimizin, bu millet hepimiziz.
Bir sonraki yazımızda yine güncel ve önemli bir konuyla sizlerle buluşmak dileğiyle… Kalın sağlıcakla.