• BIST 100

    10884,18%1,89
  • DOLAR

    32,58% 0,19
  • EURO

    35,27% 0,52
  • GRAM ALTIN

    2471,35% 0,34
  • Ç. ALTIN

    3961,18% -0,21

Yusuf Özertürk


İLİM SAHİPLERİ

*İlim adamları (Âlimler-ulemâ), ilimle meşgul olan insanlardır.


*Âlimler, kevni kanunları (yaratılış kanunları) keşfeden kâşiflerdir.
*İlim adamları, bütün canlılara (Eko sistem) hizmet eden neferlerdir.
*İlim adamları,Kâinatı ve içindekileri inceleyerek ve modelleme yaparak, insanlığın ihtiyaçlarını giderecek, hayatı daha konforlu yapacak icatlar(Elektrik, uçak,elektronik makinalar,ilaçlar,vs) yapıp, insanlığa hizmet ederler.
*Âlimler, İnsanların sadece maddi ihtiyaçlarını değil, manevi ihtiyaçlarının karşılanmasına da hizmet ederler. 
*İnsanlar hayatta kalabilmek için yeme- içme, maddi gereçlere muhtaç oldukları gibi, manevi ihtiyaçlarını karşılamak, dinlerini yaşayıp ebedî hayatlarını kazanmak için de, ilme ve âlimlere ihtiyaç duyarlar. Çünkü, ibadetlerin ve kulluğun sıhhati, ilme bağlıdır. Âlimlerin sözleriyle mânen ölü kalpler dirilip canlılık kazanır.
* Âlimler, Hakk'ın  dellalı,hakikatin nâşiri ve toplumun vicdanıdırlar (1)
*Âlimler, hem Hakk nezdinde, hem de insanların yanında çok şerefli bir mevkiye sahiptirler (2).
* Allah-ü Teâlâ, dine ve insanlara hizmet etmek için ilimle meşgul olan kullarının işlerini kolaylaştırır ve onları ummadıkları yerden rızıklandırır. İlim ehline yardım edenleri de dünya ve âhirette mükâfatlandırır(3).
*Âlimin kisfesi,nişanı liyâkattir. Liyâkat işi güzel, usulüne göre yapmadır. Liyâkat gerçeğe götüren yoldur.Liyâkatı olmayan (ilim öğrenme safhalarından geçerek ehliyet, icazet almayan), sadece unvan verilmiş olanlar ‘alim müsveddesidirler’.                                       *Âlimlere uymayanlar, gerçekten, doğrudan uzaklaşırlar.Doğrudan-haktan  uzaklaşanlar da, bâtıla (yanlışa) dalıp helâk olurlar.         
*İlim adamları her daim hak ve hakikatten yana olmalıdırlar. İlim adamları ilgilendikleri ilim dalının verilerini eğip, bükmeden, çarpıtmadan, olduğu gibi neşretmelidirler.
*İlim  adamları;  Korkmadan,  çekinmeden  sadece hakkı, doğruyu söylemeli ve bu sorumluluktan hiç bir zaman kaçmamalıdırlar.
*İlim adamları, ‘Ulemâ-yı âmilîn’olmalıdırlar.Yani ilmin gerçeklerinden ayrılmayıp  ilimleriyle amel etmelidirler.İlim adamları ‘Ulemâ-i rüsûm’(sultana ,reise göre hareket eden) olmamalıdırlar.               *Ulemâ-i rüsûm dünyalık için, ilme ve hakikate ihanet eder, yanlışa fetva verir ve hakikati katlederler.                                                                                                *Ulemâ-i rüsûm,gerçekleri söylemiyerek ümerâya da zarar verir, halka da ihanet ederler.
*Ulemâ ,ümerâya (devlet ricâli,reisler) yol göstermelidir. 
*Ulemâ devletin ayarını, kalibrasyonunu düzenler ve sağlar. İlim erbabını dinlemeyen devlet ricali yanlış yollara sapar.
*Ulemâ,sadece hakkı,doğruları söylemeli ve Hakk'ın hizmetkârı olmalıdır.Ulemâ ümerânın kapı kulu, dilencisi olmamalıdır.
*Ümerâ (Sultan-iktidar) kapısının  dilencisi olanlar,hakikati sultanın arzusuna göre çarpıtır (isteğe göre fetva verir.), katiyyen hak ve hakikati söyleyemezler.
*İstikâmette,sırat-ı  müstakîm de  gidebilmek için ulemâ, ümerânın kapısına değil, ümerâ,ulemânın kapısına gelmelidir.

*İlim adamı, münevver (entelektüel) olmak büyük bir paye ve Allah’ın bir lütfûdur. Lakin bir bedel ister ve bir bedel ödemek zorunda kalınabilir.
*Doğruyu, hakkı söylemenin bedeli hapis de, ölüm de olsa, gerçek ilim adamı- münevver, bu bedeli ödemekten kaçınmamalıdır. Selef alimleri (evvelkiler) Hakk ve hakikât uğruna bu bedeli ödemekten çekinmemişler ve çoğu hayatlarıyla ödemişlerdir (Başta Peygamberler, Sokrates, Giardono Bruno, İmam-ı Azam ve diğerleri).
*Münevverler, gerektiğinde ‘Kral çıplak’ demeyi bilmelidirler. ‘Kral çıplak’ demeyi bilmeyen ve de diyemiyen gerçek bir ilim adamı değildir.
*Zulmün, haksızlığın karşısında susup, hakkı, gerçeği söylemeyen ilim adamları, gerçek ilim adamı olmayıp, onlar ‘Dilsiz şeytanlardır’.
*Fâni olanlardan  korktuklarından  gerçeği  gizleyenler, gizlinin  gizlisini  bilen Lâtif-i Habir'in  huzurunda  hesap  veremezler. 
*Bâkiye (ebedi hayata) bedel fâniye (dünya hayatına) talib olmak akıllılık değil, ahmaklığın taa kendisidir.

(1):"...Deki, Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?                                    Ancak akıl sahipleri (düşünenler) anlarlar"(Zümer-9).
"...Allah'tan kulları içinde sadece (hakkıyla) âlimler korkar...(Fâtır-28).
(2):“Allah, içinizden iman edenlerin ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltir’’ (Mücâdele, 11).
(3): “Şüphesiz ki, Allah-ü Teâlâ, O’nun melekleri, göklerde ve yerlerde bulunan bütün canlılar, hatta yuvalarındaki karıncalar ve balıklar bile insanlara hayrı (gerçeği) öğreten kimseye dua ederler.”(Tirmizî, İlim, 19/2685).

Yazarın Diğer Yazıları


28.7° / 22.4°

YAZARLAR