Âdem Çevik

Tarih: 05.01.2023 20:34

İstanbul Sözleşmesi'nden Kurtulduk Sıra Diğer İfsat Projelerinde

Facebook Twitter Linked-in

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu İstanbul Sözleşmesi'nin feshine ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararının iptal istemini oy çokluğuyla reddetmiştir.. Danıştay bu kararı ile, İstanbul Sözleşmesi'nin feshini onaylamış olduğundan İSTSÖZ dayatması TCE, 6284 kadük oldu

Bu durumda;

1-Yasamanın derhal 8.3.2012 tarih ve 6284 sayılı yasa’nın bir an evvel baştan aşağı değiştirilmesi gerekir. Zira bu yasa Yasanın 1. Maddesi a bendinde de ifade edildiği gibi, “özellikle Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ve yürürlükteki diğer kanuni düzenlemeler esas alınır.” Bu durumda yasanın varlık ve meşruiyeti dayanağını kaybetmiştir. Konunun siyasi polemik konusu yapılmaması için TBMM’nin bu konuyu bir an evvel ele alarak neticelendirilmesi gerekir.

1.1-Yeni yasa, kesinlikle, toplumun inanç, tarih ve geleneklerine uygun bir şekilde ve cinsiyetçi bakış açısının dışında ele alınmalıdır. Yasa dilinde kavram ve ETCEP ve GREVİO kurumların ciddi bir şekilde gözden geçirilmesi, biyolojik cinsiyeti yok sayan toplumsal ciddiyet iddiaları, LGBT/İQPEZ+’ı dezavantajlı topluluk kabul ederek onlara pozitif ayırımcılık uygulanması, ömür boyu nafaka, nafaka hapsi, genç akran evliliği, çocuk icrası ve velayet sorunları gibi yakınma sebebi olan konularla, BİREY, GENDER gibi konularda, tanımlamalarda daha dikkatli olunması gerektiğini tekrar hatırlatmak istiyoruz.

 

2-Yürütmenin bu anlamda “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna ilişkin Uygulama Yönetmeliğinin de bir an evvel yeni çıkacak yasaya göre yeniden düzenlenmesi gerekir. O zamana kadar da varlık ve meşruiyetine ilişkin dayanağın ortadan kalkması sebebi ile, bu yönetmeliğe ilişkin bütün uygulama ve bu yönetmeliğe dayalı, genelge, yönerge, tamimlerin dondurulması gerekir.

2.1-İlgili yönetmeliğin 1.bölümü “Dayanak” ara başlığı altında 2. Maddesinde şöyle denilmektedir: “Bu Yönetmelik, 8/3/2012 tarihli ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 22 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.” Yönetmeliğin dayanağı yasa, yasanın dayanağı sözleşmedir. Sözleşmeden çekildiğimize göre bu yasa ve bu yönetmelik de meşruiyetini kaybetmiştir. Kadük olan tahrifatlı sözleşme için anayasa mahkemesine ve savcılığa da 86647 sayı ile suç duyurusu yapmıştık

 

2.2-Yürütme bir an önce bu konuda izlenecek yol ve yönteme ilişkin bir takvim açıklaması gerekir.

2.3-“Sözleşmeden çekildik ama, yasa ve yönetmelikte bütün hükümler mevcuttur” gibi açıklamalara meydan vermeden, kapsamlı yeni bir düzenleme yapılmalıdır. Yeni düzenleme “Ankara kriterleri olarak” toplumda hayal kırıklığına yol açacak hükümler içermemelidir. Eski uygulamaların tekrarı mahiyetinde yeni düzenlemeler toplumda bu kez daha şiddetli infiallere sebeb olabilir.

 

2.4-Toplum gelinen noktada CEDAW ve LANZORETE sözleşmelerinden kaynaklanan benzer düzenlemeler konusunda tedirginliğini korumaktadır. Bu düzenlemeleri yarın AİHM, AB ve BM gibi Uluslararası divanlarda ülkemiz aleyhine bir takım baskılar için gerekçe olarak kullanılabileceği unutulmamalıdır. Sorunun kökten çözümü için, bu anlamda CEDAW ve LANZORETE ve bu sözleşmelerin ek protokolleri de dahil tamamını kapsayacak bir şekilde 6284 sayılı yasa eğer seçimden önce kaldırılmayacaksa, bu konunun ve "Devletin Dini İslam ve KISAS" maddesi başta olmak üzere şiddet bataklığını kurutmak için ; içki kumar faiz zina teşhircilik fuhş yasaklanmalı 2023 seçimleri ile birlikte referanduma götürülmesini talep ediyoruz.

3-Yargı’nın ise yasa ve yönetmeliğin müstenidatı olan sözleşmeden çekilmemiz dolayısı ile, bu yasa ve yönetmeliğe dayalı tüm yargı işlemlerinin bu durumda, TBMM’den çıkacak yeni yasaya kadar dondurulması, Yeni yasanın çıkmasını “Bekleme konusu” yapması gerekir.

Bu konu tek başına aile içi şiddetle açıklanamaz. Bu bahane ile sözleşmeye destek veren siyasi partileri, örgütleri ve STK’ları kınıyor, milletimizin bu konudaki ferasetine güveniyoruz.

-Bugünkü Aile Bakanlığı ve Bürokrasisi ve Merkezi hükümet ve yerel yönetimlerde görev yapan personelin eğitim aldığı üniversite mezunları, bu süreçte hep İstanbul sözleşmesine göre yapılandırıldı, yerleştirildi ve eğitildi. Bu sebeble bu kadroların en kısa sürede yenilenmesi gerekir. Bakanlık ve bilim ve politika kurullarından, müşavirliklerinden, dış ülke temsilciliklerinden ve bürokrasinden başlayarak gözden geçirilmesi, yenilenmesi gerekir. Aksi halde bu kararın gerçek hayatta bir karşılığı olmayacak, yakınmalar devam edecektir.

Devletimizi Şiddeti besleyen içki kumar Riba fuhşu teşhirciliği yasaklamaya davet ediyoruz. Önce Ahlak seferberliği için Laiklik TCE TCA GENDER kalkmalı. Kimlikler cinsiyetler farklı renk olmalı.

20/28/30 Ocak tarihlerinde saat:13/14 arası 81 il camii veya şehir meydanlarında İstanbul fatih camiinde Ailemizi/Neslimizi Dinimizi/Devletimizi korumak için; İstanbul Sözleşmesinin felsefi temelini oluşturan CEDAW Sözleşmesi'nden de çekilelim. KAOS/GLBTİQPEZ+ cinsi sapıklık faaliyetleri yaparak soykırım suçu işleyen terör casusluk faaliyetlerinde bulunanlar Eşcinsel cinsi sapıklığı meşrulaştıranlar başta DSÖ/WHO olmak üzere temelli Kapatılsın el konulacak mal varlıkları da Genetiğiyle oynanan Aile Medeniyetimizi Diriltmek için kullanılsın.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —