Züleyha ÇAĞLAYAN
Cumhurumun kıymetli Reisi;
Samimiyet ve Sıdk ile size bağlı kim kaldı?
Makam, koltuk, yetki verildiğinde ikiye katlanıp, ne “mal” oldukları ortaya çıktığında koltukları altlarından çekilen koca koca sözde dava adamları gittiler, hemde o koltuklardayken söylediklerinin tam tersini söyleye söyleye , söylene söylene , yılan gibi , akrep gibi gittiler!
Oy verip bedel isteyen, çocuğuna iş isteyen, kendisine güç isteyen, torpil bekleyen, esaslı dava adamları beklentileri karşılanmayınca, davalarını unutup gittiler, hem de koştura koştura, arkalarına bile bakmadan, dava mava demeden gittiler.
Pandemi sonrası daralan ekonomi ve ekonomik operasyonlar nedeniyle kârdan zarar eden sözde dava adamları, son yirmi yılın zengini tacirler , Rantçı bir müteahhiti , işgüzar ve ne oldum delisi bir bürokratı, rüşvetçi bir Memuru, merhametsiz bir hemşireyi , tembel bir belediyeciyi , sevmedikleri bir adamın teşkilatta bir yerlere gelmesini, göçmenlerin orada burada çalışmasını, yazın bir yerde denize girmesini, kışın nargile içmesini , patatese soğana gelen zammı, poşetin paralı olmasını, hükümeti zayıflatma gayretinde ahlaksızca zamlar yapan kafa kolcuları,bankalarındaki paralarının yeterince çoğalmamasını bahane eden şükürsüz, yirmi yıl önce hiçken yirmi yıl bollukla şımarmış konforundan ödün vermek istemeyen kul hakkı bilmez , helal haram tanımaz nankör "dava adamları" da gittiler… Aldıklarını bırakmadan, son model Mercedes’lerine binip, gaza basıp servetleri ile birlikte gittiler.
Bal tutan parmağını yalar’ cılar, o yemesin ben yiyeyim’ciler, ben yoksam herşey yalan’ cılar, devlet malını ganimet bilici haramzadeler eyvAllahlarını çekip gittiler…. Hiç düşünmeden ballarını, taslarını, haramlarını, helallerini toplayıp gittiler.
Çıkarcılar , hesapçılar, egosu göklerde olanlar yollarından döndüler mü döndüler!
Geriye kaldı yolu hak, gayesi halk olanlar!
Geriye kalan azsa da çoksa da kaygısı devlet olandır, millet olandır, bayrak ve ümmet olandır. Kaygısı dava olandır.
Bakın ne diyor Alemlerin Rabbi;
“BAKARA 249 ; Talut , askerleriyle yola çıkınca onlara: "Allah, sizi bir nehirle imtihan edecek. Kim ondan içerse benden değildir. Bir avuç kadar tatmakla yetinirse o bendendir." dedi. Çok azı hariç, ondan doyasıya içtiler. O ve yanında yer alan inananlar, nehri geçince: "Bugün Calut'a ve askerlerine karşı savaşacak gücümüz kalmadı." dediler. Allah'a kavuşacaklarına inananlar ise: "Nice az topluluklar, Allah'ın izni ile nice çok topluluklara galip gelmiştir. Allah, sabredenlerle beraberdir." dediler.”
Allah İslamın yükselişine bu milleti memur etmiş ise isteyen dönsün, isteyen çekip gitsin, isteyen türlü türlü dolap çevirsin. Hak kararı ve hükmü her türlü hileyi yenecektir. Allah müslüman kanını kesmeyi, zalime dur demeyi murad etmiş ise azlar çoklara, Salih niyetler kötülüklere , sabır ve inayet tuzaklara galip gelecektir. Bu kadar gürültü çıkarttıklarına bakmayın siz karşınızdakilerin!
Doğru fısıltı ile de söylense doğru, yanlış haykırarak da söylense yanlıştır. Bize şuursuz kalabalıklar değil şuurlu cılız sesler bile yeter!
Bakın şimdi ilk önce etrafınıza ; kim var kim yok; kim adım adım adımlıyor, kim ilmek ilmek , kim emek emek , kim vefa ile kim cefa ile çalışıyor!!!Bakın ve onları hep aklınızda, yanınızda tutun, sakın unutmayın. Vefa, gayret, emek çok kıymetlidir.
Biz cumhurbaşkanım ; bizi yönetenleri seçerken hatasızı, günahsızı, mükemmeli aramıyoruz zaten bulamıyoruz da! Biz hassasiyetlerimize en yakın olanı , vatanı en çok seveni, duruşu en dik olanı, korkusu en az olanı, Allah’tan korkanı, değerlerimize yakın olanı seçiyoruz. İstiyoruz ki siz de dava arkadaşlarınızı seçerken size sıdk ile bağlı olanları ve yarı yolda bırakmayanları seçin, onları kenarda köşede bırakmayın !