ÖNDER GÜZELARSLAN

Tarih: 18.03.2025 00:59

KINALI KUZU GÖRDESLİ MAKBULE HANIM

Facebook Twitter Linked-in

Çalışkan ve fedakâr Türk kadınları, sadece hayatın normal akışında değil, savaş gibi olağanüstü durumlarda da erkekleriyle omuz omuza mücadele etmekten kaçınmamıştır. Millî Mücadele dönemi, bunun en güzel örnekleriyle doludur. Anadolu kadınlarının Kurtuluş Savaşı’nda gösterdikleri emsalsiz kahramanlık, onları yüceltmiş ve vatanın gizli kahramanları arasında yer almalarını sağlamıştır. İşte bu kahraman kadınlarımızdan biri de Gördesli Makbule Hanım’dır.

Hayatının baharında, eşiyle birlikte Ege yöresinde düşmana karşı amansız ve çetin bir mücadele veren Makbule Efe, erkeklerden farksız gösterdiği kahramanlıkla Yunan kuvvetlerinin korkulu rüyası olmuştur.

1901 veya 1902 yılında Manisa’nın Gördes ilçesinde dünyaya gelen Makbule Hanım, çocukluk yıllarında ailesinden ata binmeyi, avcılığı ve ev işlerini öğrenmiştir. O dönemlerde çevresindekiler ona “Asker Makbule” lakabını takmıştır. 12 yaşında babasını kaybetmesi, onun asker ruhlu olmasında etkili olmuştur.

Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra, 15 Mayıs 1919 tarihinde Yunan ordusu İzmir’i ve Batı Anadolu’daki illeri işgal etmeye başladı. 25 Mayıs tarihinde Manisa işgale uğrayınca Makbule Hanım’ın yaşadığı Gördes’te Kuva-yı Milliye teşkilatı kuruldu. Bunun yanı sıra Gördes ve çevresinde Sarı Mehmet Efe, Halil Efe, Saçlı Efe, Parti Pehlivan ve Ali Bey gibi küçük çaplı çeteler oluştu. Makbule Hanım da Parti Pehlivan isimli çeteye katılarak Millî Mücadele’de var olmaya çalıştı. Kısa bir süre sonra, ayrı ayrı mücadele eden çeteler bir araya gelerek tek bir efenin etrafında birleşti. Yunan birlikleri Batı Anadolu içlerine doğru ilerlemeye devam ederken, 15 Temmuz 1920’de Gördes’i işgal ettiler. İşgalci Yunan kuvvetleri, 21-22 Mayıs 1921 tarihlerinde Gördes’i topa tutup kundaklayarak tamamen yaktılar.

Gördesli kahramanlar çete halinde mücadelelerini sürdürürken, Makbule Efe, Usturumcalı Halil Efe ile tanıştı. Halil Efe, Makbule Hanım’ın kahramanca bir asker gibi mücadele ettiğini görünce onunla evlenmek istedi. Makbule Hanım da bu isteği onaylayınca, iki kahraman Türk neferi, Gördes’in yakılmasının ardından 1921 yılının temmuz sonunda düğün yapmaya karar verdi. Ancak Gördes tamamen yandığı için düğün, Demirci’de gerçekleşti. Düşman işgali sırasında Akıncı Birliklerinin başında komutan olarak bulunan Demirci Kaymakamı İbrahim Ethem Bey’in riyasetinde, kaymakamın evinin avlusunda evlenen Makbule Hanım ve Usturumcalı Halil Efe, düğünden sonra da Millî Mücadele’den kopmadılar. Kaymakam İbrahim Ethem Bey’in komutasındaki Akıncı Birliklerine katılarak kahramanlıklarını sergilemeye devam ettiler.

Makbule Hanım, evlendiğinde henüz on sekiz yaşındaydı. Ancak ne yazık ki evlilikleri, kurtuluş mücadelesinin gölgesinde çok kısa sürdü. Evliliklerinin ilk aylarında Halil Efe, Millî Mücadele’ye katılmak için gizlice hazırlık yapıyordu. Ancak Makbule Hanım bunu fark etti. Eşi düşman işgaline karşı koyacakken, kendisinin evde oturacak olması ona ağır geliyordu. Çocukluğundan beri bugünler için yetiştirilmiş bir asker gibiydi. Silah kullanmayı ve ata binmeyi biliyordu. Birinci Dünya Savaşı’nda babasını, Yemen Savaşı’nda da ağabeyini şehit vermişti. Bütün bu yaşadıkları, Makbule’yi bu mücadeleye her anlamda hazır hâle getirmişti.

Makbule Hanım, Millî Mücadele’ye katılmak istediğini eşine söyleyemedi. Bu yüzden Halil Efe evden çıkar çıkmaz hazırlanıp onu gizlice takip etti. Halil Efe, arkadaşlarının yanına geldiğinde, Makbule Hanım da çalıların arasına gizlenmişti. Çıkardığı sesten dolayı fark edilince, kocasının bütün ısrarlarına rağmen geri dönmek istemedi ve düşmana karşı çarpışmak istediğini söyledi. Halil Efe ve diğer efeler önce onu ikna etmeye çalışsalar da Makbule Hanım’ın kararlılığını gören Kaymakam İbrahim Ethem Bey, ona bir şans verdi ve aralarına kabul etti.

Gözü pek, yüreği cesur Makbule Hanım, her baskında yanına elinden hiç ayırmadığı Japon filintasını alır, düşmandan ele geçirdiği doru atına biner ve müfrezenin artçısı olarak birliğin gerisindeki yerini alırdı. Ata, çoğu efenin aksine çok iyi biniyor, tehlike anında silahı herkesten önce o ateşliyordu. Artık o, kocasıyla birlikte akıncı olmuş ve dağlara çıkmıştı. Gördes, Simav, Demirci, Bigadiç ve Sındırgı dağlarında müfrezelerle birlikte savaştı. Gösterdiği cesaretle herkesin saygısını kazanan Makbule Hanım, en umutsuz anlarda bile müfrezeleri cesaretlendirdi.

Ancak 16 Mart 1922’de Şahinkaya ve Akkocalı Köyü civarındaki Kocayayla mevkisinde Akıncı Birlikleri baskına uğradı. Çatışma sırasında Makbule Hanım büyük fedakârlıklar gösterse de çarpışma çok çetin geçti ve vurularak şehit düştü. Kaymakam İbrahim Ethem Bey, hatıralarında onun için “Uzaktan gelen bir kurşun Makbule’yi şehit etti.” demiştir.

Makbule Hanım’ın mezar yeri, düşmanların eline geçmemesi için gizli tutuldu ve tam 78 yıl boyunca bir sır olarak kaldı. Ancak Haziran 2000’de, yapılan çalışmalar sonucunda Kocayayla’dan 4 km uzaklıktaki Harlak Deresi’nin Dereçatı mevkiinde bulundu. Gördes Belediyesi de mezarın etrafında düzenleme çalışmaları yaptı.

Millî Mücadele’nin her safhasında yer alan fedakâr ve cefakâr Türk kadınları, hiçbir zaman unutulmamalıdır. Akıncı Birlikleri Komutanı Kaymakam İbrahim Ethem Bey’in ifade ettiği gibi:

“Hayatın zevkini henüz yeni tatmaya başlamış Makbule Hanım’la ne kadar iftihar etsek azdır. Öyle ümit ediyorum ki şu kadının namı, hatıra-i millete unutulmaz.”

Vefatının 103. yıldönümünde kendisini rhmetle anıyorum.

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —