• BIST 100

    11007,37%0,81
  • DOLAR

    42,50% 0,02
  • EURO

    49,49% -0,20
  • GRAM ALTIN

    5752,69% 0,01
  • Ç. ALTIN

    9322,75% 0,27

Ayla YILDIRIM


KISA KISA…

Klasik bir “kısa kısa” daha keyifle okumanız dileği ile…


DUA

Mağaraların içerisindeki sarkıklar ve dikikler ısrarla damlayan kaynak suları nedeniyle oluşur. Kayaların üzerindeki çıkıntılar, çukurlar, şekiller ısrarla yağan yağmur suları ile…. Kıyılar ısrarla vuran dalgalarla, vadiler ısrarla akan ırmaklarla şekil alır. Israrla tekrarlanan hiç bir şey sonuçsuz kalmaz.

Allah ısrarla dua edenleri sever.

 

SONBAHAR

Sonbahar gibiyim bu gün, ağır ağır, döne döne  dökülüyor yapraklarım… ince ince yağıyorum üstelik… Kimi zaman efil efil, kimi zaman tozu toprağa katarcasına esiyor yüreğim… Sonbaharım bu gün… yazın telaşlarını geride bırakmış, zemheriye çeyrek kalmışım… Kah Çınarlar kadar saçık dökük, kah ladin kadar inatçıyım. Kıyıdan kenardan görünen güneşe müştak, parçalı bulutlara mayalıyım… Nemliyim… sonbahar gibi kederli , yapraklar kadar güçsüz, yine de toprak kadar umutluyum… Sonbaharım bu gün… Karakışlara yolcuyum…

 

BAHTİ/YAR OLABİLMEK

Geçmişe tövbe, şu âna şükür, geleceğe dua yakışır… 
Müslüman umut eden, nasîbiyle barışık olandır. Eskiler mutluluğu “BAHTİYARLIK” olarak tanımlamıştır. “Bahtına yar” olanın kalbi sûkut giyer. Huzur Allah’a ve onun Hikmetine teslimiyetten gelir.

 

ÇABASIZLIĞIN ADI NE?

İnsanın mental sınırları bu gün bile belirlenebilmiş değil… Nelere yetiyor gücümüz, ne kadarını kullanıyoruz yetilerimizin, aslında ne gibi becerilere sahipken farkına bile varamıyoruz?….. Bir yanı muamma diğer yanı boşvermişlik… Ama bir gerçek var ki kimimiz yapabileceğimizin en fazlasını yapmaya çalışırken kimimiz edilgen olmayı tercih ediyoruz. Kader diyoruz, baht diyoruz, şans diyoruz, hayatı, insanları, koşulları, geçmişi, günü , zamanı suçlamayı , bahanelerin ardına sığınmayı tercih ediyoruz…. Bilmiyoruz ki bazen kendi alışkanlıklarımız, rutinlerimiz, konfor alanımız, korkularımız,  cesaretsizliğimiz, hareketsizliğimiz kesiyor önümüzü… Bakmıyoruz bile; uçabilir miyiz, bacaklarımız ne kadar hızlı koşabilir, kollarımız ne kadar yük taşır, ne kadar yükseğe sıçrayabilir , ne kadar uzağa gidebiliriz… Ne kadar çıkar bağıracak olsak sesimiz… Ateş bize gelmişken birilerinin söndürmesini, su bizi boğarken yüzmek yerine birinin kurtarmasını bekliyoruz. Çabasızlığımıza bize haklılık kazandıracak isimler buluyoruz… Kader, şans, talih, dünya …. Tevekkülün ruhunu yitirmiş olarak , ruhsuz bir kaderciliğin girdabında  gücümüzü mazeretlere teslim etmişiz… Yapabilecekken yapamadıklarımız,  yapmadıklarımız için çocuklar gibi bir ömür boyu mızırdanıyoruz.

Hadi çıkın korku ve çabasızlık bürülerinizin altından; Rabb demedi mi ;   “Her birinizin kaderini kendi çabasına bağladık” (İsra13) Öyle ise denemeden kanatların ne işe yaradığını bilemezsin!

 

AŞK OLA…

Aşk ola, hep ola…

Hayatı yaşanır kılan , renk katan edimlerden, olgulardan en güçlü duygulardan biridir çünkü aşk…

Ama bencildir aşk… Bir çok düşünürün, şairin, yazarın irdelediği aşk kavramı insanın kendine olan yolculuğunun yoldaşıdır. İnsan yaşamı “özüne” varma , “kendini” bulma yolunda geçirilen bir zaman dilimidir çünkü. Bu yolculukta kah bize benzeyenlere, kah kulağımıza hoş gelen sözleri söyleyenlere, bize katkısı olduğunu hissettiklerimize, ufkumuzu açanlara, öğretenlere, eğitenlere, nereye ulaşmak istediğimizi, ne olmak, neye evrilmek istediğimizi bize gösterenlere yakın hissederiz. Bizi bize buldurandır yani aşk. Farkındalığımız yüksekse görebiliriz bu gerçeği. Çünkü aşk bize benzeyendir, olmak istediğimizdir, dönüşmek istediğimiz, hayranlık duyduğumuzdur. O nedenle bencildir aşk. “Hasbelkader”i sevmez, önüne çıkan hasbelkaderleri de  kendine benzetmeye dönüştürmeye çalışır. Çatışmaların, ayrılıkların, kavgaların nedeni  de aşkın özündeki bu bencillik paradoksudur…

 

 

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.