Mesela vedalaşırken görüşürüz dediğimde hicap duyarım her seferinde sözümden! Birine haftaya geleceğimi, bir ay sonra falan işi yapacağımı söylediğimde hatamı farkedip peşine bir İnşallah iliştiririm hemen. Bazen ileri bir tarihe aldığım bilet, 3-5 ay sonrası için yaptığım bir program dakikalarca meşgul eder zihnimi! Düşünürüm : “ NE HADDİME”
Hem ne diyor Allah kelamıyla ;
(KEHF SURESİ 23-24) Ve bir şey hakkında, «Ben bunu elbette ki, yarın yapacağım,» deme. Ancak Allah Teâlâ dileyecek olursa (yapacağım)» de. Ve unuttuğun vakit Rabbini zikret ve de ki: «Umulur ki, Rabbim beni bundan daha yakın bir dosdoğru hayra (bir muvaffakiyete)eriştirir. “
Rahmetli babamın son doğum günüydü. Güzel ve özenli giyinmeyi önemserdi canından koptuğum. Ondandır; doğum günlerinde üzerini başını bezerdim onun. İçimde anlam veremediğim bir huzursuzlukla onun için yaptığım son alışverişte baştan aşağı tüm ihtiyaçlarını aldım. Yine bir figan koptu zihnimde. Gözlerimi yaşartan cinste “ ESKİTEBİLECEK Mİ? “ Sonra kendi kendimi azarladım. “ Nesi var babanın? Gayet iyi! Aklına bunları neden getirir kendini üzersin diye...” Eskitemedi gerçekten babacığım, bir hafta on gün ancak giyebildi son aldıklarımı! Kokusu üzerinde son giydiği o kazak halen benim dolabımda. Babamı özlediğimde gizli gizli çıkarıp koklarım onu!
O kıyafette bir köprüydü geleceğe... Haddimiz olmadan ama mecburiyet ile attığımız herhangi bir köprü gibi. Yarım bıraktığımız bir iş, daha sonra onaracağımızı düşünerek kırdığımız bir kalp, vakitlice değerini bilmediğimiz yakınlarımız, bu gün yarın diye oyalayıp vakit ayırmadığımız sevdiklerimiz gibi... Hepsi için geleceğe köprüler kuruyoruz! Hadsizlikte sınır tanımadan hem de! İş yerinizden işinizi bitirmeden çıktığınızda yarın için kurduğunuz , çocuklarınızı ihmal ettiğinizde sonraki günler için kurduğunuz, anne babanızın gönlünü almak, onlara karşı olan vazifelerinizi duyarsızca öteleyerek bilinmez zamanlara attığınız köprülerin her biri bir meydan okuma! Alın yazımıza, zamana, kadere belki!
Bu köprüler sizi endişelendirmiyorsa muhakkak geride çokça “yarımınız” kalacaktır... Önemli olan ne biliyor musunuz? Yarım bıraktığınız işi arkadan yerinizi dolduracak birileri muhakkak tamamlayacaktır. Tamamlanamayacak olan özel sıfatlar ile hayatında olduğunuz insanlar ile aranızdaki bağlar, onlara karşı vazifeleriniz, onların hayatında sağladığınız manevi doygunluktur...Annelik, babalık, kardeşlik, ablalık, abilik, dostluk, eşlik, komşuluk, amcalık , teyzelik gibi... Ne yapın edin de birinin hayal kırıklığı, yarımlığı, keşkesi değil en sıkı can bağı, iyikisi, tamı, tamamı olun. Dolu dolu anılar ve kalplerde doygunluklar bırakın ardınızda. Kimse ardınızdan boşa geçirdiğiniz vakitler ve erteledikleriniz yada asla tamamlayamayacaklarınız için hayıflanmasın!