Kitap ve Hikmet Arasındaki İnce Ayrım: Vav-ı Atıf Harfinin Rolü
Nisa Suresi 113. Ayette “Allah sana kitabı ve hikmeti indirmiş…” ifadesi, vahyin iki farklı unsurunu işaret etmektedir: kitap ve hikmet. Bu iki kavramın arasındaki farkı anlamak için kullanılan “vav” harfi büyük önem taşır. Vav-ı atıf, Arapça dil bilgisi kurallarına göre, birbirinden farklı olan iki unsuru ayırmak için kullanılır. Bu nedenle, kitap ve hikmetin birbirinden ayrı şeyler olduğunu kabul etmek zorunludur.
Vav-ı Atıfın Dilbilgisindeki Yeri
Kitap ve hikmet arasındaki “vav” harfi, Türkçedeki “ve” bağlacı gibi, iki farklı şeyi birbirinden ayırmak için kullanılır. Eğer hikmet, Kur’an’ın bir parçası olsaydı, vav harfi kullanılmazdı. Vav-ı atıf kullanılmadan yapılan cümlelerde, kelimeler arasında bir bütünlük sağlanır ve bu durumda kelimeler birbirine daha sıkı bağlanmış olurdu.
Örneğin, “Boyu uzun bir adam gördüm” cümlesinde “uzun” sıfatı, “adam”ın bir parçasıdır ve araya vav harfi girmez. Aynı şekilde, “Bana Zeyd yani kardeşin geldi” cümlesinde Zeyd ve kardeş, aynı kişiyi tanımlar ve yine araya vav harfi girmez.
Me’aric Suresi 4. Ayet Üzerine Tartışma
Me’aric Suresi 4. Ayette, “Melekler ve Ruh (Cebrail)” ifadesi, bu ayrımın daha iyi anlaşılmasına yardımcı olur. Cebrail, diğer meleklerden ayrıdır çünkü vahyi taşıyan özel bir melektir. Bu yüzden, vav-ı atıf ile Cebrail diğer meleklerden ayrılmıştır. Bu da gösteriyor ki, vav harfi, bazen aynı türden bile olsalar, kelimeleri birbirinden ayırma amacı taşır.
Sonuç: Kitap ve Hikmet Ayrı Vahiylerdir
Nisa Suresi 113. Ayette geçen “kitap ve hikmet” kelimeleri arasındaki vav-ı atıf harfi, bu iki kavramın farklı olduğunu gösterir. Bu ayetteki “kitap ve hikmet” ifadesinin arası vav-ı atıf ile ayrılmasaydı, hikmet, kitabın bir parçası olarak anlaşılabilirdi. Ancak vav-ı atıf ile bu iki unsurun ayrılması, kitap ve hikmetin iki ayrı vahiy türü olduğunu net bir şekilde ortaya koyar.
Bu durum, Bakara Suresi 151. ve 231. ayetlerinde de aynıdır. Allah, her iki ayette de Resul'e hem kitap hem de hikmeti öğrettiğini ve indirdiğini ifade ederken vav-ı atıf kullanmıştır. Bu kullanım, hikmetin Kur'an’ın kendisi veya bir parçası olmadığı gerçeğini destekler.