Aralarındaki mesafe; bırakın santimetreyi, milimetre düzeyinde. Bir tanesinin kanadı; sağında, solunda, üstünde, altında bulunan hiç bir kuşa asla değmiyor, çarpmıyor, muvazenelerini bozmuyor, uçuş kabiliyetlerini inkıtâa uğratmıyor.
Bu sadece kalkışlarıydı. Bir de akrobatik uçuş hareketleri var ki; bir anda yüzbinlerce kuş ani manevralar, yukarı aşağı inişler ve ikiye bazen üçe, dörde bölünerek ve bir anda tekrar yüzbinlerce kuş farklı noktalardan gelerek tekrar içe içe girerek toplanmaları ve muhteşem bir koordine ve senkronizasyon ile bir tanesinin bile kanadının diğerine çarpmaması bir mucize değil de nedir?
Yarasaları taklit ederek üretilen ve sadece tüm dünyada 20 adet bulunan ve tanesi 2.2 milyar dolar değerinde ve dünyanın en pahalı ve en yüksek teknolojisine sahip savaş uçağı niteliğindeki Yarasa diğer ismi hayalet uçaklarından yüz tane üretsinler ve yan yana birer santim ara ile olacak şekilde havalandırsınlar bakalım! Bu uçakların hepsi bir anda havalandığında uçakların ürettiği yüksek hava akımı ve türbülansın etkisiyle biribirilerini itecek, devirip fırlatacak ve paramparça edeceklerdir. Ve sonuç itibariyle bırakın havalanmayı, kendilerini imha etmekten öteye gidemeyeceklerdir.
İşte 21. asırdaki insanoğlunun telahuk-u efkâr ile binlerce yılda topladığı bilgi birikimi ile ve kuşları taklit ederek yaptıkları uçaklar ve öte yanda muazzam bir şekilde yaratılmış insanüstü teknoloji ile mücehhez ve donatılmış kuşlar.
Teknolojik olarak kıyaslansa, kıyas-ı maal farık niteliğinde olacak ve kısacası kıyaslanması bile asla mümkün olmayan bir benzetme olacaktır. Çünkü kuşkarın teknolojisi karşısında dünyanın en pahalı uçakları çok çok ilkel bir düzey ve seviyede kalacaklardır.
Hiç bir eğitim almamış kuşlar bu muazzam kabiliyete nasıl haiz olabilmişler? Onları programlayan Sultan-ı Kâinat olan Allah’tan başka hangi güç ve hangi kuvvet bunları böyle kodlayıp, donatıp, techiz edebilir?