Güvenilir haber kaynağınız Medya90.com

  • BIST 100

    9935,96%0,50
  • DOLAR

    34,70% -0,05
  • EURO

    36,75% 0,63
  • GRAM ALTIN

    2929,46% -0,99
  • Ç. ALTIN

    4829,40% -0,23

Hasan Akkaya


Laf değil, icraat….

"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde." Ziya Paşa


Günümüzü çok güzel anlatan dizeler, kelimeler. İnsanın aynası iştir, lafa bakılmaz. Bir kişinin aklının seviyesi, yaptığı işte görünür. Yıllar önce bu beyitleri okuduğumda iyi, güzel işleri yapacak kişinin; niyetlerin hayr olması yanında, yapılacak işlerin de bu iyi niyetli güzel işleri desteklemek üzere olması gerektiği, hafızama kazınmıştı. Uzun yıllar Türkiyemizdeki gelişmeleri bu minvalde incelemiş ve yorumlamıştım.  Nerede güzel bir iş, örnek bir davranış, eser görsem, gerisindeki düşünceyi merak etmiş, arkasındaki kişi ve kişileri araştırmıştım. Netice-i kelam, güzel işleri yapmak, güzel insanların işi oluyor, güzel insanlara nasip oluyor. Bugün yerel seçim atmosferine girdiğimiz zaman diliminde siyasi partilerin seçtiği adayların misyonunda kişiyi gösterecek işlerine, eserlerine bakmak gerektiğini gözlemliyor insan.  Öncelikle İlçelerde, illerde yarış içinde olan adayların bu açıdan bakmaları ve kendilerini realist bir şekilde bir nevi ayna bakar gibi değerlendirmeleri gerekir. Çünkü İnsanın öz benliği kendisine en doğruyu söyler. Kimsenin kendini kandırmasına gerek yok.

Siyasi parti yöneticilerinin de bu gözlükle bakıp, değerli işleri olan, toplumun içinde, sahada her şeyden önemlisi gönüllere hitap edecek, ayrıca iş yapma kapasitesi yüksek insanları seçmek ve onları millete hizmet etmek için desteklemek, millet için önemli kriter olmalıdır. Makam için, itibar için siyasette olmak isteyenlerin değil, gerçek mânâda iş yapacak kişilerin seçilmeleri, siyasi partilerin boynunun borcudur. Siyasi partilerin, hizmet için çıktıkları bu yolda gereğini yapmaları, onların millete hizmet için ne düşündüğünün en önemli göstergesi olmaktadır. 

Belediye Başkanlığı payesini taşımanın büyük bir mesuliyet olduğunu bilen adaylar, aynı zamanda halkı hizmetten mahrum bıraktıklarında da bunun çok büyük vebali olacağını bilmelidirler.

İstanbul belediye başkanları açıklanmaya başlandı. Bugün Ak Parti Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı, aynı zamanda da Toki, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı İştiraki Emlak Konut GYO AŞ Genel Müdürlüğü görevlerinde bulunan İnşaat Mühendisi Murat Kurum, İstanbul Belediye başkanı olarak aday gösterildi. Murat Kurum, Ak Parti içinden beklenen bir aday olmakla beraber, 6 Şubat büyük Kahramanmaraş depreminden sonrası toplu konutların yapımındaki çalışmaları ve tecrübesi ile İstanbul için tam beklenen adaydı ve sürpriz olmadı aday gösterilmesi. Demek ki Ak Parti tecrübeye, yapılan eserlere ehemmiyet vermiş ve Sayın Murat Kurum’u aday göstermiş. Tebrik ediyoruz. Buradaki bakış açımız İstanbullu olmak vizyonu ile alâkalı. Çünkü İstanbul’un fethinden bugüne bizim en değerli, adeta kolyede bir inci gibi bir şehrimiz. Kadim devlet geleneğimizde her zaman önem verilen ve baştacı yapılmış, maddi ve manevi dinamikleri olan, adına şiirler yazılmış güzel şehir İstanbul. 

Ne demiş şair:

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul…

 

 İstanbul adaylarını değerlendirirken bu açıdan bakmak bence en önemli ayrıntı. İstanbul adayı benim gözümde dünya şehirleri ile yarışacak misyon ve vizyonda olmalı. Aynı zamanda toplumun içinde, toplumun değer yargıları ile insanların mutluluk ve hüzünlerini anlamalı. Sokakta elini kolunu sallayarak dolaşmalı, kiminin abisi, kiminin kardeşi olmalı. Hasılı kelam İstanbullu olmalı. İstanbul için yaşamalı, İstanbul için konuşmalı, İstanbul için nefes almalı. Ateşten gömlek İstanbul Şehr’ül-Emin’i olmak. Öyle bir gömlek ki değerini bilmezsen, maddi ve manevi yakar, kül eder. Netice olarak İstanbul Belediye Başkanı, İstanbul’un hizmetkârı olmalı. Sayın Murat Kurum benim kanaatimce bu gömleği, Reis-i Cumhurumuz Recep Tayyip Erdoğan'dan, İstanbullunun ağabeyi Kadir Topbaş’tan sonra giyebilecek ve temsil edecek en iyi aday. Allah yolunu ve bahtını açık etsin. 

 

İstanbul'un ilçeleri de bir şehir gibi büyük ve hizmet açısından çok önemli. İlçelerde başlayan keşmekeşlik, İstanbul’u yaşanmaz bir şehir haline getiriyor. Ak Parti’nin nokta atışı İstanbul adayının yanına, aynı şekilde ilçe belediye başkanlarını da seçeceği kanaatindeyim. İlçelere genel olarak baktığımda, dünya şehirleri ile yarışacak ilçelerimiz var, Fatih, Başakşehir, Beylikdüzü, Avcılar, Büyükçekmece, Sarıyer, Beykoz, Üsküdar, Kadıköy, Küçükçekmece vs. Bir inci gibi kolyesi, boğazı olan İstanbul’da ilçelerin durumuna baktığımızda marka imajı oluşturmuş kaç ilçe var? Kentsel dönüşümle, kültürel mirasa sahip çıkan belediyeler var ama dünya klasmanında dünyaca tanınmış kaç ilçemiz var? Eski ilçeler var fakat yeni ilçeler ne durumda? Örneğin Beylikdüzü, Avcılar bu klasa gelmiş midir? Beylikdüzü her ne kadar şehirden uzak olsa da İstanbullunun sığınağı olmuş ve yapılaşması ile köyden modern şehire ulaşan geçen bir yerleşim yeri olmuştur. Üstelik yeni ilçe olan Başakşehir’deki yapılaşmanın mimarı olan Kiptaş, Toki gibi destekler olmadan. Başakşehir, Reis-i Cumhurumuzun Belediye başkanı olduğu dönemden alt yapısını kurduğu ve sonraki dönemlerde de titizlikle takip ettiği bir ilçemiz. Demek ki her eserin arkasında bir sahibi var. 

 

Yakinen bildiğim ve izlediğim ilçeler var. Başakşehir, Bayrampaşa, Fatih, Küçükçekmece, Beylikdüzü, Esenyurt. Gördüğüm o ki, bazı ilçeler olduğu yerde dururken, bazı ilçeler alıp başını gidiyor. Ama son yıllarda ne hikmetse çoğu ilçelerde bir duraksama var. O eski hizmeti yarış gibi yapan yönetimler yok. Belki son yıllarda yaşadığımız dünya çapındaki salgının, pandeminin etkisi olabilir. Ak Parti’nin bu ilçelerde yapacağı değerlendirme, hizmet, verim ve İstanbul seçimini almak üzerine olmalı. Örneğin Beylikdüzü 2004 yılında belediye oldu. Kurucu belediye başkanı Sayın Vehbi Orakçı oldu. O dönemde yaptıkları ile ses getirdi. Ondan sonra üç dönem belediye başkanları geldi geçti. Vehbi Orakçı’nın yaptığı yatırımları, hizmetleri yapamadı. Öyle düzenli bir yapısı var ki diğer başkanlara çalışma gereği bırakmamış. Vehbi Orakçı beş yılda, on beş yıllık hizmet yapmış. Bugünlerde kendisi yine sahalarda, bir beş yıl daha istiyor, on beş yıllık hizmet yapmak için. Ak Parti Aday adayı olmuş bundan dolayı. Geçen gün kendisi ile görüştüğümde Beylikdüzü’nden dünyaya açılan kapılar açmamız, çalışmalar yapmamız gerekiyor, demişti heyecanla. Beylikdüzü’ne ve Beylikdüzü’ndeki ulaşım problemi çözmek, Yeşil Vadi ile Eğitim vadisini entegre etmek ve dünya çapında eğitim merkezi oluşturmak, Finlandiya eğitim modeli gibi bilinen bir modeli yerine Beylikdüzü eğitim modelini oluşturmak gerektiğini söylüyor. (Kendisi eğitimci olduğu için önemli bir husus.) Hatta Beylikdüzü’ne açtığı İlk fen lisesi için o zamanlardaki mevzuattan dolayı uğraştıklarını, çok uğraştıklarını ama bunların kendisine tatlı bir telaş gibi geldiğini tebessüm ederek söyledi. Beylikdüzü içn daha çok projeleri var Vehbi Başkan’ın. Kendisi ile konuşurken heyecanını, samimiyetini ve enerjisini hissetmemek elde değil.  Yaptıklarını ve yapmak istediklerini herhalde yazmak sayfalar, anlatmak saatler sürer. Beylikdüzü’nde Arev Vakfı ile gönüllere dokunup, hizmetlerine devam ediyor. Her daim sahada herkesle konuşuyor, selamlaşıyor, muhabbet ediyor. İstanbul’dan Beylikdüzü’ne bakıyor ve bir İstanbullu olarak hizmet etmek istiyor Vehbi Orakçı. Ne diyelim Allah bahtını, yolunu açık etsin. 

 

Ve Küçükçekmece… Bunu da bir dahaki yazımıza ele alalım.

Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.