Ama gariptir 35 yıl öncesi haklarını kayıt altına almak için sözleşme oluşturan BATIK BATI bu gün, Ortadoğu’da vahşice katledilen, Afrika’da kıtlık ve kuraklıktan, Yemen’de ilaçsızlıktan ve açlıktan, Mianmar’da işkence içinde ölen çocuklara lal…. BM de ( sözleşmenin mimarı) dahil olmak üzere hepsinin üzerine ölü toprağı serilmiş gibi. Bir kısmı sessiz kalmakla da yetinmeyip bizatihi soykırımı finanse etmekte. Yani sadece çocuklar değil çocuk hakları sözleşmesi de can çekişmekte…
İsrail’in süregelen Filistin işgalinde Gazze Şeridinde kaybettiğimiz çocuk sayısı 18 bine yaklaştı.
Bunun yanı sıra yine asrın barbarı İsrail’in Lübnan’da yaptığı saldırılarda hayatını kaybeden çocuk sayısı anlık bilgilere göre bin civarında.
Devam eden işgal ve saldırılar neticesi Suriye’de de 40-50 bini aşkın çocuğun elinden temel yaşam hakkı alındı. Milyonlarcası anne babasız ve bir o kadarı da sakat bırakıldı... Ve tamamının elinden yaşamaları muhtemel hayatları alındı.
Irak işgali süresince 0,6 milyon çocuk öldürüldü. Bunun en az beş katı anne babasız bırakıldı, pek çoğu uzuvlarını yitirdiği için yardıma muhtaç halde yaşamını sürdürüyor.
Afganistan işgali sırasında resmî olmayan rakamlara göre 100 bin çocuk öldü... Aynı oranda çocuk savaş şartlarında sakat bırakıldı. Bir milyona yakın çocuk anne babasız kaldı.
En başta belirttiğim gibi bir yılı aşkın süredir devam eden Filistin işgalinde sistematik biçimde soykırım amacıyla öldürülen binlerce çocuk adına ses çıkartmayan, irade göstermeyen tüm devletler tüm halklar soykırımdan bizzat uygulayıcılar kadar olmasa da onlara yakın derecede sorumludur. Filistin ve Lübnan özelinde vahşet devam ediyor. ABD başta olmak üzere tüm BM üyeleri İsrail’in yaptığı soykırımı, dolayısıyla çocuk ve bebek ölümlerini destekliyor ve çocukların sahip olması gereken hakları bile isteye elinden alıyor, alınmasına göz yumuyor.
Özellikle Ortadoğu coğrafyasının tamamında savaş , yokluk, kıtlık, ilaç yokluğu nedeniyle çocuk ölümleri devam ediyor. Rakamlar milyonlar ile ifade edilebilir UTANILASI bir seviyeye ulaştı.
Ortadoğu’nun ve dünyanın içine çekildiği bu İLKEL SALDIRGANLIK dönemine ilişkin söylenecek çok şey var. Ancak ilk hatırlatılması gereken ; hakların kâğıt üzerinde verilmeyeceği gerçeği sanırım. Bir hak sadece kâğıt üzerinde varsa ve uygulanamıyorsa o hakkın bir anlam ifade etmeyeceği açıktır. Önemli olan çocuk haklarını kağıda dökmek değil onların en temel haklarını, bu günlerini, yarınlarını güvence altına almaktır. Yani çocuğu da haklarını da yaşatmak, hayatta tutmaktır. Bu gün çocukların en temel hak ve ihtiyaçlarını teminen imzalanan bu metni hazırlayıp imzaya açanlar ve ilk katılımcıları çocukların yaşam hakkına dahi saygı duymayanlar, çocukları yaşaması gerekenler ve ölmesinde sakınca olmayanlar olarak ikiye bölenler, çocukları dünyaya geldikleri coğrafyaya göre katagorize edip farklılaştıranlardır. Bir grup çocuğu hakla ihya ederken, diğer bir grup çocuğa her türlü zulmü ve ölümü reva görenlerdir .
Haddizatında ölüm minik bedenlere değil petrol ve hammadde yada toprak için yahut vadedilmiş toprakları temin etmek gibi hezeyanlar nedeniyle salyalar saçarak sağa sola saldıranlara yakışır.
Bu minvalde tüm dünyaya bir kez daha haykırıyorum.
YETER: ÇOCUKLARIN YAŞAM HAKKINA VE TEMEL HAKLARINA DOKUNMAYIN… YAŞAMAK, GÜLMEK, KOŞMAK, OYNAMAK, EĞİTİM ALMAK SADECE BATININ ÇOCUKLARININ DEĞİL TÜM DÜNYA ÇOCUKLARININ HAKKIDIR! VE HAKLAR KAĞITTA KALMIŞSA KİMSE KİMSEYE BİR HAK VERMİŞ DE DEĞİLDİR!!!
