Müslüman Türk Milleti mezhepçilik fitnesini YENMİŞTİR.
Medeniyet Coğrafyamıza da bu aydınlık duruş yayılmalıdır.
“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.
Toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez.”
Mehmet Akif Ersoy
Zaman ayrılık gayrılık değil, birlik beraberlik zamanı.
Müşrikler putlara Rabb (Tanrı) olarak tapmıyorlardı. Putları aracı ediyorlardı.
Onlara sorulduğunda "İbrahim'in Rabb’ine inanıyoruz." diyorlardı.
Haşimoğulları ile Ümeyye (Emevî) Oğulları kardeş çocukları..
Abbasiler amca İbn-i Abbas'ın torunları...
Ehl-i Beyt’e zulmedenler bunlar değil miydi?
Maâlesef bu siyasî kavgalar ekseninde hem mezhepler hem de menfaat şebekeleri şekilleniyor.
Maâlesef Kelam İlmini de yönlendirenler bu eksenlerdeki hâreketler oluyor.
Hilâfet tartışmaları!...
Şu anda halife olduğunda Hilâfet isteyen ve tartışanlar ne bekliyor?
Halife olsa ilk fitneyi kimler çıkartır? Düşünün.
Türk filmlerinde dinimizi din adamı rolü ile kötüleyenlere kızmayın. Onlara malzeme veren sözde din adamı vb. kızın..
İmân kardeşliği farzdır.
Bu kardeşlik Bedir, Uhud Savaşı’ndaki gibi olmalıdır.
Böyle olursa bir Müslüman diğer kardeşine kötülük düşünebiliyor mi?
Bizim Ecdâdımız 1000 sene mezhepçilik yapmadı.
Cumhurbaşkanımız "Bizim dinimiz Şiîlik, Sünnîlik değil, İSLÂM.." dedi ısrarla.
Haydi, bölücülük ve fitneyi yenelim.
Gevurun karşısında birlik olalım.
Müslümanlar içinde üstünlük takvâ, Allah'a yakınlık iledir. Ehl-i Beyt'ten olmak, bir şeyhin çocukları olmak, zenginlik vb. üstünlük sebebi olamaz. Hele de fitneye sebep oluyorsa bu tarz yapılar engellemek devletin görevidir.
Her türlü şirk ve müşriklerle mücàdele ve fitneyi yok etmek, hepimizin görevidir.