• BIST 100

    9861,03%0,40
  • DOLAR

    33,72% 0,12
  • EURO

    37,26% 0,36
  • GRAM ALTIN

    2717,61% 0,05
  • Ç. ALTIN

    4388,92% 0,00

ZÜLEYHA ÇAĞLAYAN


MİLLET KORUMA KALKANI OLUŞTURDU!

Daha önceki yazılarımızda bir önceki dönem İç İşleri Bakanı Milletvekili Süleyman Soylu’ya sosyal medya ve yazılı/görsel basın ve yayınlarla yapılan saldırıları konu etmiştik.


Bu gün yeni gelişmeler ışığında tekrar bu konuyu irdelerken aynı zamanda Sn. Soylu’nun bakanlığı döneminde onun gölgesinde soluklanan bürokratların ve hiç birinden desteğini esirgemediği milletvekili arkadaşlarının derin ve huzursuz edici sessizliklerini,  yine halef/ selef iken muhalefet gibi bir muameleye maruz kaldığı siyasi tutumu ele alacağız.

Öncelikle habercilik anlayışları içten değil dıştan akışlı menfezlerden beslenen bir basın camiasının bulunduğu bir çoğumuzun malumu olan ülkemizde, yapılan haberlerin bir bölümünün de sağlanan fonların kaynağına göre şekil aldığını artık net bir şekilde biliyoruz. Hatırlarsanız aynı camianın aynı odaklara hizmet edip daha sonra birbirine düşen yazarları bu konuda birbirlerinin fonlarını kamuoyuna açık etmişler, ufak çaplı itiş kakışlar yaşamışlardı. Bu  yazarların yazılarını dışarıdan verilen suflelere göre algı ve iftira odaklı olarak hazırladıkları, fetö-pkk gibi yapıların laboratuvarı , imalathanesi ve sponsorlarından talimat alarak yol aldıkları bu itiş kakış sırasında anlaşılmıştı.

Sn. Soylu iç işleri bakanlığı döneminde fetö ve pkk terör yapılanmalarına karşı gösterdiği dik duruşu ve tavizsiz mücadelesindeki başarısı ile muhalefetin bile kabulünü(?) zorunlu kılmıştır. Muhalefet siyasi başarısızlıkları nedeniyle içine düştüğü şer cephesinin de etkisiyle Sn.Soylu’nun bu başarısından her ne kadar huzursuz olsa da  halkın açıkça gördüğü bu başarıyı onun bakanlığı dönemince kabul etmek zorunda kalmış, pek çok ağızla bunu teyit etmiştir.

Sn. Soylu’nun başarıları bununla da sınırlı değildi. Bakanlığı dönemi talihsiz afetler ile doluydu. Salgın, Doğu ve Batı Karadeniz’de  yaşanan sel afetleri, Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde yaşanan yangınlar, Doğu Anadolu ve daha sonra ülkenin neredeyse 1/5 ‘ini etkileyen  asrın felaketi diye nitelendirilen bir deprem felaketleri ; dönemi kabusa çevirip  Sn. Soylu’nun  günlerce evinden uzakta kalmasına neden olmuştu. Bakan Soylu’nun tüm bu afetlerde gösterdiği cefakar, azimkar, samimi  performans tüm bu bölgelerdeki halkın gönlünü fethetmişti. Her birinde ayrı ayrı fakat hepsinde aynı merkezden yürütülen ve afetlerle mücadeleyi yetersiz be başarısız göstermeye çalışan algı çalışmalarına rağmen gecesiz , gündüzsüz, afet bölgelerinde bir fiil verdiği mücadele, yapılan koordineli  algı çalışmasını yerle bir etmişti. Hatta öyle ki, karşı mahallenin basın yayın organları parlatmaya çalıştıkları belediye başkanlarının afetlerde gösteremediği refleks sonrası; sevmeseler de başarısını kabul etmek zorunda kaldıkları Bakan Soylunun üstün performansını kendi silik karakterlerine örnek olarak göstermişlerdi.


Bir önceki dönem iç işleri bakanı Milletvekili Süleyman Soylu’nun bunca başarısının ve halk desteğinin ardında gecesiz /gündüzsüz, amasız/ fakatsız, yaz/kış, yağmur/ çamur, kar/ don , yangın/sel, dağ / taş, sınır/hudut demeden zamandan, mekandan bağımsız , özveri ile , tüm hücrelerini işin içine katarak , gayretle, samimiyetle canını dişine takarak çalışmasının  , vatandaşla Face to Face esası ile hem yüz yüze  hem gönül gönüle iletişim kurmasının, kendine bağlı tüm kurumlarda insanı ve hizmeti önceleyen  politikalar gütmesinin  etkisi vardı.

Sn. Soylu’nun varlığı 15 Temmuz sonrasının Türkiyesi için bir şans ve milat olmuştu. Buna karşın memlekette var olan gayri milli yada kalemi yüreği kiralık basın mensuplarının varlığı nedeniyle bakanlığından bu güne yüzlerce iftira ve algının muhatabı olmuştu. Bunun bir nedeni kalenin en güçlü surlarını yıkıp hükümette zafiyet oluşturmaya çalışmaksa da bir diğer nedeni Süleyman Soylu’nun geleceğe güçlenerek çıkmasının önüne geçmekti. Onu güçlenmeden bitirme gayretiydi. En net ifade ile “KORKUYDU” .

Yani özetle;

Tüm bunların nedeni yenilgiden  korkan demokrasi bezginleri ve sandık yorgunlarının  muhtemel aday kabul ettiği Soylu’yu siyasi arenadan silme isteğidir.


Ez cümle bu gün bütün bu menfur saldırılar olur biterken aynı partiye mensup siyasilerden varlığı köşeye konulmuş bir köşebentten farksız olan , faydasız, değer ve hizmet üretmek ari olanların  ağzından sahiplenici tek bir cümle çıkmazken MHP lideri Devlet BAHÇELİ’nin vefasını havi paylaşımlarla yaptığı destek manidardır. Bu olup bitenler sırasında tepkisini ortaya koyamayacak kadar inisiyatif alamayan bunca siyasinin varlığı ise bir hükümet için düşündürücüdür.

İftira ve karalamalar  karşısında Sn. Soylu’ya sevgi, saygı ve sempatisini ortaya koyan halkın sosyal medyada bir kalkan oluşturması , güçlü bir tepki vermesi ise kendisine sevgi ve vefa ile yaklaşılan halkın verdiği vefa dolu bir karşılık, bir sahipleniştir.

Son olarak şunu hatırlatmakta fayda görüyorum. Bu gün dört bir yanı ateş çemberi olup her gün  bir başka saldırının hedefi olan ülkemizi güçlü bir geleceğe ; inisiyatif alabilen, aktif siyaset yapabilen , korkusuz, küçük hesaplar peşinde koşmayan, büyük düşünen, vefalı, cefakar, bir duruşu olan Sn. Soylu gibi siyasiler taşıyabilir. Birinin ağzından çıkacak iki kelimeyi bekleyip rüzgara göre yön alacaklar değil.

Siyaset bir ilke işidir. Sn. Soylu ilkeli bir devlet adamıdır.

 

Yazarın Diğer Yazıları


31° / 22.9°

YAZARLAR