Hepinizin de bildiği gibi Anadolu toprakları mümbit bereketli topraklar olması yanı sıra nice kahramanların yetiştiği topraklardır. Bunların bir kısmını birçoğumuz tanıyor ve biliyor. Ancak bazılarını birçok kimse ya hiç tanımıyor ya da çok az tanıyan bilen kimse çıkıyor. Daha önce ismini hiç duymadığım, bir kahramanımızdan size bahsedeceğim. Recep Hıdır’ın kaleme aldığı kitapta hayatı anlatılan, gösterdiği kahramanlıklara yer verilen Kurtoğlu Hacı Hafız’ı bugüne kadar tanımamış olmanın eksikliğini hissettim yüreğimde.
Hakkında çok az kaynak ve bilgi bulunan Kurtoğlu Hacı hafız namıyla bilinen müderris Mustafa Zeki Efendi Giresun’da dünyaya gelmiş, bölge insanını Millî Mücadele yıllarında ateşlemiş, çile ve ızdırap dolu, fedakarlıklarla geçen bir hayat yaşamış, vatan sevgisiyle oradan oraya koşmuş bir milli kahraman.
Giresun’un Bulancak ilçesinin Küçüklü köyünde 1883 yılında dünyaya gelen Kurtoğlu Mustafa Zeki’nin sülalesi Fatih Sultan Mehmet tarafından Arnavutluk fethedilince Anadolu’dan Arnavutluk’a gönderilmiş daha sonra Balkan Savaşları ile yeniden anavatana geri dönmüştür. Kurtoğlu Mustafa Zeki kendi anılarında anlattığına göre ilk eğitimine 7 yaşında Şarlılı Hoca Hüseyin Efendi’den aldığı Kur’an eğitimi ile başlamış. Burada Kur’an-ı Kerim’i hatmetmiş akabinde de Sıbyan Mektebi’ne kaydolmuştur. Bugünün anaokulu seviyesinde olan Sıbyan Mektebi’nde hocası Abdi Bekir Zade İzzet Efendi’den kalın yazı, hesap (matematik), saire, tarih, coğrafya ve tecvid dersi alarak eğitim hayatını sürdürmüştür. Daha sonra da bugünkü ortaokul seviyesinde olan Akköy Mekteb-i Rüştiyesine kaydolmuş ve buradan 1895 yılında mezun olmuştur. Aynı zamanda hafızlığını da tamamlayan Kurtoğlu Mustafa Zeki eğitimi devam ettirmek için İstanbul’a gelir. İstanbul’da eğitimine devam ederken hastalanır tekrara memleketi Giresun’a döner. Bir yıl kadar eğitime ara vermek zorunda kalır. Ancak içindeki okuma aşkı hiç bitmez. Bir yıl sonra Bektaş Yaylası’nda Sasu Köyü’nde yaşayan Müderris Hıdırzade Mehmet Efendi’den ders almaya başlar. Sasu Köyü’ndeki medreseye babasının yönlendirmesi ile gittiği tahmin edilmekte. Sasu medresesinde eğitimini tamamlayınca yeniden İstanbul’a gider ve burada Fatih Sahn-ı Seman medreselerinde eğitimini sürdürür. 22 yaşına geldiğinde 1905 yılında bu medreseden mezun olur. Eğitimini tamamlamış bir fert olarak artık vazife almaya hazırdır.
Rumeli’de 1902 yılında başlayan ve 1908 yılında 2. Meşrutiyet ilan edilse bile önlenemeyen çete faaliyetleri üzerine, halkı uyarmak için fahri vaizliğe başlar. Edirne ve Selanik’te başladığı vaizliği daha sonra Mekke, Medine, Cidde ve Şam’da da devam ettirmiştir. Bölge de insanlar üzerinde bıraktığı manevi tesir, Sadaret makamına kadar ulaşmış, 1907 yılında 24 yaşına geldiğinde Şeyhülislam Cemalettin Efendi tarafından, “Devriye Müderrisliği” makamına terfi ettirilip İzmir’e vaiz olarak atanmıştır. 1908’de kurulan İstanbul Talebe Cemiyeti Başkanlığı’na seçilen Kurtoğlu Hafız Mustafa Zeki Efendi o dönemde ortaya çıkan meşhur 31 Mart Vakıasında tarafların arasını bulmak için gösterdiği müthiş gayret herkes tarafından görülüp bilinmesine rağmen yanlış bir anlaşılma sonucu yargılanmış 7 yıl kürek mahkûmiyeti ile cezalandırılarak Bodrum Kalesi’ne sevk edilmiştir. Ancak daha sonra suçsuz olduğu için mahkûmiyetine son verilmiş lakin suçsuz yere 3 yıl ceza çekmiştir.
Tahliyesi sonrasında memleketi Giresun’a gelip bir süre inzivaya çekilmiştir. Burada Bektaş Yaylası’na ahşap Çayır camisini inşa eder ve uzun yıllar Bektaş sakinlerine hizmet eder. 30 yaşına geldiğinde evlilik yapar. Sahn-ı Seman medresesinde müderris olmak için imtihana girer ancak bu sırada Balkan Savaşları’nda görev yapan kardeşi Yüzbaşı Mustafa Necati’nin şehadeti onu çok etkiler. Sahn-ı Seman Medresesi’ndeki müderrisliği çok emek vermesine rağmen bırakır ve tekrar Giresun’a geri döner.
Memleketi Küçüklü Köyü’nde yaşamına devam ederken 1. Dünya Savaşı patlak verir. Gönüllü olarak savaşa katılır. 1914’te Alay Müftüsü olarak Giresun’dan 104 asker ile Murgul’a gönderilir. Doğu cephesinde halka büyük bir moral verir. Ayrıca gösterdiği yiğitlik, kahramanlık dilden dile dolanmaya başlar. 1918’de Batum cephesinde gösterdiği üstün gayret ve başarı sonucunda 1 kıta gümüş ve 1 kıta altın madalya ile taltif edilir. Burada gösterdiği kahramanlık neticesinde de Filistin cephesine gönderilir.
Millî Mücadele yıllarında da Giresun Belediye Başkanı Osman Ağa ile 42. ve 47. alaylarla Sakarya savaşında en ön saflarda yer alan Kurtoğlu Hafız Mustafa Zeki 1922’de Batı Anadolu Menzil Müfettişi olarak görev yapmıştır. Ülkenin düşman işgalinden kurtarılması için gösterdiği fedakârlık 3-5 sayfalık yazılarla anlatılıp geçiştirilecek gibi değildir. 26 Ağustos 1922 Afyon ve 2 Eylül 1922’de Dumlupınar’da gösterdiği kahramanlık, yiğitlikle dolu mücadelesi onun unutulmaması gerektiğine işarettir. Yunan İzmir’de denize dökülünceye kadar ordunun içinde bulunmuş, Millî Mücadele sona erince 2 Aralık 1922 günü yüreğinde memleket özlemi duyar ve yeniden Giresun’a dönerek hayatına burada devam ettirir.
Millî Mücadele ve sonrasında gösterdiği yararlılıklar sebebiyle, 30 Mayıs 1926 gün 869 sayılı İstiklal Madalyası Kanunu gereğince, 8 Haziran 1929 tarihinde Cumhurbaşkanlığı onayıyla 15537 numaralı belgeyle İstiklal Madalyası ile taltif edilmiş, vefatının ardından, isteği üzerine İstiklal Madalyası evlatlığı Mehmet Gültekin Kurdoğlu’na intikal ettirilmiştir. İlim ve vatan mücadelesi ile dolu bir hayat süren Kurtoğlu Hafız Mustafa Zeki Efendi 71 yaşında iken 1 Mayıs 1954 yılında vefat etmiş, cenazesi Küçüklü köyündeki kabristanlığa defnedilmiştir.
Kurtoğlu Hafız Mustafa Zeki Efendi, tarihimizin zorlu döneminde yaşamış, vatanseverliğin, fedakarlığın ve liderliğin nasıl olması gerektiğini bizlere gösteren ender şahsiyetlerden biridir. Örnek hayatı gelecek nesillere aktarılmalı ve inancını, değerlerini her zaman ön planda tutan böyle abide şahsiyetler asla unutulmamalıdır. Onun şahsında ebediyete intikal etmiş bütün Gazi ve Şehitlerimizi minnet, şükran ve rahmetle anıyorum. Ruhları şâd olsun.
Bu vatan kendine hizmet edenleri asla unutmayacaktır. Bu sebeple Kurtoğlu Hafız Mustafa Zeki Efendi’de unutulmayacak nesilden nesile hayatı ve mücadelesi anlatıla gelecektir.