Güvenilir haber kaynağınız Medya90.com

  • BIST 100

    10840,60%1,05
  • DOLAR

    36,60% 0,09
  • EURO

    39,72% 0,19
  • GRAM ALTIN

    3522,36% 0,13
  • Ç. ALTIN

    5671,28% 1,27

Yusuf Özertürk


Mi’rac Hadisesi ve Ahiret İnancı: Müşriklerin İnkârı ve Hz. Peygamber’e Düşmanlıkları (7)

Mi’rac hadisesi, İslam’ın ahiret inancını pekiştirirken, müşriklerin inkârı ve Hz. Peygamber’e yönelik düşmanlıklarını da gözler önüne seriyor.


d- Hz. Resulullah’ın (sav) İslâm’ı Tebliği

6- İslâmiyet’te Ahirete İman Esastır

İslâm’da, öldükten sonra dirilme, dünya hayatında yaptıklarından Allah’a hesap verme ve ebedi Cennet veya Cehennem hayatına (Ahiret’e) inanmak, iman esaslarındandır. Allah, Kur’ân’da dünya hayatının geçici bir imtihan olduğunu, asıl devamlı hayatın Ahiret hayatı olduğunu söylemektedir(1).

Müşrikler / kâfirler ise hayatın sadece bu dünya hayatından ibaret olduğuna inanıyorlardı. Hz. Peygamber’in ikaz ettiği öldükten sonra dirilmeye, hesap vermeye, Cennet’e, Cehennem’e katiyyen inanmıyorlardı. Ve şöyle diyorlardı:

“Bu gerçekten hayret edilecek bir şey! Biz ölüp toprağa karıştıktan sonra tekrar dirilip hayat bulmamız olacak bir şey değildir.”

“Gerçekten biz ve atalarımız ölüp toprağa karıştıktan sonra yeniden diriltileceğiz, öyle mi? Bize anlatılan bu masal, geçmişte atalarımıza da anlatılmıştı. Bunlar eskilere ait masallardan başka bir şey değildir.”

Hatta:

“Demek ben öldükten sonra diriltileceğim, öyle mi?”

diye alay ederlerdi.

Bir gün onlardan Ubey bin Halef, eline kuru bir kemik almış, Hz. Peygamber’in tebliğ yaptığı sırada elindeki kemiği parçalayıp topluluğa dönerek:

“Muhammed, öldükten sonra bu kuru kemiğin diriltileceğini iddia ediyor.”

diye güya alaylı bir şekilde Hz. Resûlullah’ı yalanlıyor ve insanların gözünden düşürmek istiyordu.

Allah-ü Teâlâ ise herkesin anlayacağı şekilde onlara şöyle cevap veriyordu:

“İnsan, görmüyor mu ki, Biz (Allah) kendisini bir nutfeden (zigot-döllenmiş yumurta hücresinden) yarattık. Şimdi (bunu inkâr edip) açıkça bir düşman kesildi.”

“Kendisinin nasıl yaratıldığını unuttu da bir de Bize misal getirdi: ‘Bu kemikler çürüdükten sonra onları kim diriltecek?’ dedi.”

“(Ey Resûlüm) De ki: onları ilk defa yaratan diriltecektir.”

“Ve O (Allah), her çeşit yaratmayı bilir (yapar).” (Yasin-77,78,79).

“Bütün mahlûkatı ilk defa (yoktan-hiçten) yaratan Allah, sonra (öldükten sonra) tekrar diriltecektir. Bu (ikinci yaratma), O’na daha kolaydır.” (Rum-27).

e- Müşriklerin Hz. Resulullah’a ve Müslümanlara Düşmanlıkları

Müşrikler Hz. Peygamber’i İtibarsızlaştırmak İstediler

Müşrikler, Hz. Resûlullah’ın insanları etkileyememesi için O’nu itibarsızlaştırmak istediler.

Bu maksatla Velid bin Mugire’nin başkanlığında toplandılar ve Hz. Peygamber için farklı ithamlar düşündüler:

  • “Acaba O’na deli mi desek?”
  • “Sihirbaz mı diyelim?”
  • “Yalancı mı diyelim?”
  • “Kâhin mi desek?”
  • “Kur’ân’ı eskilerin masallarından mı yazdı?”

Fakat:

✅ Yalancı diyemezlerdi, çünkü insanlar O’na ‘Muhammed-ül Emin’ diyordu.
✅ Mecnun da diyemezlerdi, çünkü O çok akıllıydı.
✅ ‘Kur’ân’ı eskilerin masallarından yazdı’ da diyemezlerdi, çünkü O okuma-yazma bilmiyordu.

Sonunda Hz. Peygamber’e “sihirbaz” demede ittifak ettiler.

Müşrikler, insanlara:

“Peşinden gittiğiniz adam (Hz. Peygamber) sihirbazdır.”

dediler.

Mekkeli müşriklerin bir diğer algı operasyonu da:

“Kur’ân’ı Muhammed uydurdu.”

demeleri olmuştur.

Allah, müşriklerin bu iftiralarına karşı Hz. Resûlullah’a vahyediyor ve diyor ki:

“Ve bu Kur’ân Allah’tan başkasına isnat edilemez. (Bilin ki, bu Kur’ân birileri tarafından uydurularak Allah’a isnat edilmiş bir kelâm değildir.)

O, kendisinden önce gönderilmiş olanları (ilâhi kitapların aslını) doğrulayan ve ilâhî hükümleri açıklayandır. Onda şüphe yoktur. O, âlemlerin Rabbindendir (Allah katından indirilen).”

“Yoksa Onu (Kur’ân’ı, Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? (Resûlüm) De ki: Eğer sözünüzde (iddianızda) sadıksanız, Allah’tan gayrı (yardıma) çağırabileceğiniz kim varsa (şairleriniz, kâhinleriniz, sihirbazlarınız, tâgutlarınız, putlarınız vs.) çağırın da O’nun benzeri bir sure (meydana) getirin.” (Yunus-37,38).

Müşrikler durmadan algı operasyonları yapıyorlardı.

Şunu da dediler:

“Madem bu adam (Hz. Resûlullah) peygamber, o zaman O’na bir melek refakat etmeli değil miydi?”
“Veya Allah, O’na bir hazine verseydi ya!”
“Yahut bir bağ-bahçesi olsaydı ya!”

Allah, onların iddialarına karşılık olarak şöyle demiştir:

“(Resûlüm) Onlara de ki: ‘Eğer yeryüzünde yerleşen, gezip dolaşanlar meleklerden ibaret olsaydı, elbette Biz de onlara elçi olarak gökten bir melek gönderirdik (insanlara, onlar gibi insan gönderilir).” (İsra-95).

(1): “İyi bilin ki, şu dünya hayatı boş bir oyalanma ve oyundan başka bir şey değildir. Âhiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bunu bilmiş olsalardı!” (Ankebut-64).

Devam edecek…

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.