ZÜLEYHA ÇAĞLAYAN

Tarih: 12.12.2024 13:45

MUTLULUK SEBEPLERİ

Facebook Twitter Linked-in

İnsanın içindeki karanlık dehlizlere girip oraları aydınlatan üç beş sebep vardır dünyada…

İlki Allah’ı anıp O’na kulluk etmektir bunların. İnsanı bundan daha çok manevi huzura , aydınlığa kavuşturabilecek bir haz daha yoktur ki ayetle de sabittir: 
“ Biliniz ki ; kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur” Ra’d Suresi 28.Ayet

Burada anmak kelimesini dar anlamda almamak lazım. Üzerimize farz kılınmış her türlü ibadetten tutun da zikire ve dahi O’nun rızası umuduyla yapılan hayırlı tüm amellere , hatta sessiz bir ortamda O’nu düşünüp anlamaya çalışmaya kadar çok geniş bir yelpazesi vardır Allah’ı anmanın.

İkincisi merhamettir. Merhamet tüm buzleri eriten, tüm çirkinlikleri gideren, tüm kötü duyguları nihayetlendiren bir duygudur. Çok taraflı bir eylemdir genellikle. İster muhatabı olun,  ister muhataplarınıza yöneltin sonuç her taraf için mutluluk verici, iç ferahlatıcıdır. Hatta öyle ki bazen üçüncü taraf olarak izlerken, tanık olurken bile bir mazluma, bir güçsüze gösterilen merhamet izleyicinin bile ruhuna ilişip gözlerinden dökülür, kimi zaman da yüzüne bir aydınlık, dudaklarına tebessüm olur.

Üçüncüsü güzel sözdür. Bu arada söylemem gerek güzel serisi sürecek. Muhatabınız kim olursa olsun sizden duyacağı iki çit güzel söz,  sadece kulaklarına değil ruhuna da dokunur. Güzel söz muhatabınızın içine baharlar iliştirir, çiçekler açtırır, huzur verir.

Dördüncüsü güzel koku… Kokular basit gibi görünsede ruhumuzu ordan oraya gezdirir. Bir çiçeğin kokusu ile geçmişe gider, bir ağacın kokusu ile bir anınızın içinde bulursunuz kendinizi, demlenmiş bir çay kokusu huzur verirken, kahve kokusu doyumsuz gelir, bir kez , bir kez daha çekersiniz içinize… Deniz kokusu sonsuzluk, özgürlük hissi uyandırır içinizde…  Bebek kokusu masumiyeti, saflığı çağrıştırır…Çam, kekik, ıhlamur, gülibrişim, gül….Her biri birer pencere açar ruhumuzdan dışarıya yada geçmişe….

Beşincisi güler yüz… Aydınlık, gülen, enerji veren bir yüz , iki çift göz gördüğünde; gülümsemeyen, içi ısınmayan var mıdır? Pozitif olup gülüşüyle , bakışıyla bunu karşısındakine geçirebilen insanlar tüm muhataplarına sahip oldukları aurayı  geçirirler. Dolayısı ile gülümseyebilen ve güzel bakan pozitif bir insanın yanında mutsuz olmak neredeyse imkansızdır.

Altıncısı sevgidir ki yok edemeyeceği hiç bir kötülük ve çirkinlik yoktur. Onaramayacağı hiç bir hata, savamayacağı hiç bir yara olamaz.  Sevgi havadan, sudan, gıdadan sonra her insanın en çok ihtiyaç duyduğudur. Sadece insanın mı? Elbetteki hayır. Tüm mahlukatı da saran bir duygudur sevgi. Görmez misiniz bir köpeğin sahibine duyduğu, bir kedi yavrusunun annesine , annesinin yavrusuna duyduğu muhabbeti…

Yedincisi ve sonuncusu ise doğanın içinde vakit geçirmek, toprağa, ağaca, çimene, çiçeğe, suya yakın olmaktır. Yeşil bir doğanın içinde olmanın tarifsiz bir iyileştiriciliği vardır insan ruhunda. Ve tabi buna ilintili olarak bedeninde de… Yeşil bir doğanın, toprakla bire bir muhatap olmanın , güneşe temas etmenin , bitkilerle uğraşmanın insandaki olumlu sonuçlarına ilişkin yapılan, yazılan, çizilen sınırsız sayıda araştırma, inceleme, çalışma vardır. Ancak bunların hiçbiri olmasa da insanın deneysel olarak bunu tespit edebilmesi sadece açık havada, doğanın içerisinde geçireceği bir gününü alır.

Bu yukarıda saydığım yedi olgu, olay yada kavram bütünsel herkes için geçerli olan kavramlardır. Bunların yanı sıra insanın içine işleyen, ruhunu nakışlayan  çok daha başka kavramlar da vardır mutlaka. Annelik gibi, babalık gibi, dostluk, arkadaşlık gibi… Ama bu kavramlar hem genel için değerlendirilemiyeceğinden hemde saydığım yedi maddede diğer tüm güzel duyguların temelleri bulunduğundan bunları birer madde olarak sıralamadım.

Her gün onlarca yada bazen yüzlerce kez bu duyguların tarafı oluruz. Varoluş gayemizi, yaşama sevincimizi de çoğu zaman bu olgulardan alırız. İnançlarımız umutlarımız güzel bakan , gülümseyen, merhamet eden, seven, güzel konuşan insanlar ile diri durur… Kalbimiz Allah ile mutmain olur… İnsanlara, hayvanlara merhamet ederek, merhameti iyilikle, yardımla, infakla ete kemiğe büründürerek insan olmanın hazzına varırız.

Tüm bunlar bizim yaradılışımızın kodlarındandır.

Mutluluğun ve huzurun anahtarı ne göklerde, ne yerin dibindedir. Ne yatlarda katlarda, ne lüks evlerde, arabalardadır. Ne bankadaki hesaplarda, ne uçsuz bucaksız tüketim çılgınlığındadır. Ne tatillerde, ne kuş sütü eksik sofralardadır. Mutluluk ve huzur yaradılışımızın temel kodlarındadır. Sevmekte, merhamet göstermekte, doğada vakit geçirmekte, Allah’ı düşünüp, Allah’ı anmakta, kul ve insan olmanın hazzına güzel sözle, gülen yüzle, iyilikle varmaktadır.

Huzurun ve mutluluğun yarısı  sizden muhataplarınıza yansıyanlardan  ise yarısı onlardan size yansıyanlardandır.

Onun için, Allah’ı çokça anın, sevin, merhamet edin, doğada vakit geçirin , etrafınızda güzel kokular bulundurun, güzel söz söyleyin, gülümseyin ki ruhunuzun karanlık dehlizleri huzur ve mutlulukla aydınlansın. Her bir güzel duygu ruhunuza pencereler açsın…Gerisi muhatap olduklarınızla ilintili biraz da , ona da denilebilecek tek şey var : Allah iyilerle karşılaştırsın…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —