https://search.google.com/search-console/

  • BIST 100

    10642,6%-0,43
  • DOLAR

    40,53% -0,48
  • EURO

    47,61% -0,42
  • GRAM ALTIN

    4352,92% -1,37
  • Ç. ALTIN

    6999,67% -0,32

ZÜLEYHA ÇAĞLAYAN


PKK’NIN KURULUŞUNDAN BU GÜNE

PKK 1974’de resmi olarak Abdullah Öcalan öncülüğünde kuruldu


Kurucu her ne kadar Abdullah Öcalan gibi görünse de dünyadaki tüm terör oluşumları gibi örgüt gücünü emperyalizmden alan küresel baronlar tarafından kurulup desteklenmiştir.

Örgüt temel ideasını markist leninist felsefeden aldığı iddiasında olsa da bu iddia yalnızca teoride kalmış ve uygulama sözde kürt milliyetçiliğini baz alan faşist bir harekete dönüşmüştür.

İlk silahlı saldırı ve eylemlerine 1984 itibarı ile başlayıp ; yurt içinde kırsalda, sınır bölgelerimizde, sınır ötesinde, sonrasında da şehir eylemlerinde bu güne kadar 49.000 asker ve sivili katletti.  

Örgüt Suriye, İran ve Irak’ta yapılanarak çeşitli kamplar oluşturup, farklı örgüt isimleri ile  faaliyet gösterdi.

Amerikanın ve Avrupa’nın açık desteği ile varlığını 2025 yılına kadar sürdürdü.

En etkin olduğu ve en kanlı eylemlerini gerçekleştirdiği yıllar 90’lı yıllardı.

90’lı yıllarda da defalarca devreye sokulan ateşkeş ve silah bırakma süreçleri sonuçsuz kaldı.

1999 yılında örgüt elebaşısı Abdullah Öcalan uzun soluklu bir takip sonrası Kenya’da yakalanarak yurda getirilip yargılandı ve İmralı Yüksek güvenlikli Cezaevine gönderildi.

Takiben  örgüt  2004 yılına kadar silahlı eylemlerine ara verdi.

2000’li yılların sonuna doğru Pkk terörünün sonlanması için çeşitli çalışmalar başlatıldı.

Devlet sorunu “Kürt sorunu” kabulü üzerinden demokratik açılım süreci ile çözme iradesi gösterdi. Uzun soluklu çalışmalar 2013-2015 arası uygulanan çözüm süreci projesi ile sonuçlandı. Ancak çözüm süreci adı verilen ( açılım süreci olarak da anıldı) bu süreç PKK’nın Doğu Güneydoğu bölgesinde bölgenin de ve bölge insanının da silahlandırıldığı bir istismar sürecine evrilerek 6-8 Ekim Kobani olayları ile dramatik bir şekilde son buldu.

Kobani olaylarından sonra terör örgütü ile mücadele şiddetlenerek sınır içerisinde İç İşleri Bakanlığının yoğun gayreti, sınır dışında Milli Savunma Bakanlığının mücadelesi ile başarıya kavuştu. Yoğun mücadele örgütün hareket kabiliyetinin sıfırlanması ile sonuçlandı.

Terörle mücadeledeki başarıya o dönemin  İç İşleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanının gayretinin yanı sıra savunma sanayiinde bir milat olan İHA ve SİHA’ların büyük bir katkısı oldu.

15 Temmuz 2016 sonrası yapılan FETÖ operasyonları ile itirafçı olan ordu mensuplarının ifadelerinden  “Peygamber Ocağı” olarak adlandırdığımız şanlı ordumuzda ihanet içinde bulunan Ordu komutanları bulunduğu anlaşıldı.  

Bir kısmı yurt dışına kaçarken, bir kısmı yakalanarak yargılandı. İnanması zor olsa da aralarından Pkk terör örgütüne sığınanlar bile oldu.

Bu süreç Türkiye Cumhuriyetinin terörle mücadelesini akamete uğratan başka faktörlerin varlığını da göstermiş oldu.

Tarihler 2024 yılını gösterdiğinde Devlet BAHÇELİ’nin çağrısı ve Recep Tayyip ERDOĞAN’ın desteği ile örgütün lağvedilmesi süreci başlatılmış oldu. Çağrı’nın karşılık bulması ile örgüt 12.05.2025 tarihinde kendi kendisini fes edip koşulsuz olarak silah bıraktığını açıkladı. Açıklamada mücadelelerini siyasi olarak sürdürecekleri vurgusu yapıldı.

Bu gün Adalet Bakanı  Yılmaz TUNÇ tarafından  Abdullah Öcalan için bir “UMUT HAKKI” nın söz konusu olmadığı yönünde açıklama yapıldı. PKK’nın fesih bildirgesinde de bu yönde bir talebin yada beklentinin bulunmaması dikkat çekiciydi. Bunun yerine daha çok “demokratik çözüm”, “siyasi mücadele”, “eşit yurttaşlık” gibi ifadelere yer verildi. 

PKK’nın bu fesih çağrısına icabet etmesi bu güne kadar yaptığı şiddet ve dehşet içerikli eylemleri ile örtüşmüyor gibi görünse de bunun başlıca  üç dört nedeni olduğunu düşünmekteyiz.

Birinci neden PKK’ya yönelik yapılan sınır ötesi operasyonlar ve yurt içi baskınlar sonrası örgütün hareket kabiliyetini yitirmiş olmasıdır.

Bölgeye yapılan yatırımlar, Siyasi ilgi ve hamleler ile kazanılan bölge insanı, Diyarbakır anneleri gibi oluşumlarla örgüte katılımın en aza indirgenmiş olması örgütün devamlılığını zora soktu.

Uluslarası arenada haklılığını kanıtlayan ve anlatmayı başaran Türkiye karşısında batılı ülkelerin PKK Terör örgütüne verdiği desteği minimum seviyeye indirmesi  ile örgüt lojistik kayba uğradı.

Yıllar içinde yapılan narkotik operasyonlar ve operasyonların başarısı  örgütün mali kaynak kaybına uğraması sonucunu doğurdu.

Fetö operasyonları ile Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki gediklerin kapatılması sağlandığından örgüt ağır kayıplar verdi.

Son olarak savunma sanayiindeki gelişmeler örgütün silahlı mücadelesini akamete uğrattı.

Görüldüğü gibi bu şartlar altında PKK’nın silahlı mücadele ile kazanım elde etmesi mümkün bulunmadığından anlaşıldığı kadarı ile  örgüt çağrıya icabet etmeyi varlığını siyasi olarak devam ettirmeyi  tercih etti.

Türkiyenin son 40 yıldır enerjisini ve kaynaklarını emen PKK terör örgütünün fes edilmesi Türkiyenin ekonomik anlamda iyiye evrilmesi için büyük bir şans demektir. Aynı şekilde barış ortamı bölgenin kalkınması açısından da büyük bir fırsattır. Demokratikleşme yolunda yapılması  muhtemel atılımlar ise Türkiye Yüzyılı yolunda Türkiyeyi adımlarca ileriye taşıyabilecektir.

Bu minvalde ülkenin yarınları adına umut vaadeden bu gelişmeler için devlet aklını uygulamaya koyan Başta Recep Tayyip ERDOĞAN  ve Devlet BAHÇELİ olmak üzere en şiddetli mücadelenin yapıldığı,  en olumlu sonuçların alındığı bir önceki dönem bakanlarından İç İşleri Bakanı Süleyman SOYLU’ya, Milli Savunma Bakanı Hulisi AKAR’a özveriyle verdikleri mücadele için  teşekkür ediyoruz.  Yapılan her icraat bu günün sonuçlarının inşaasında kullanılan harçlardır. 
Bu günlerde yapılan itibar suikastleri de bu başarıyla sonuçlanan mücadeleyi itibarsızlaştırma gayretidir.

Umarız başlangıcı umut vadeden  süreç bu kez en iyi şekilde değerlendirir ve bir istismar vesilesi haline getirilmez.

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.