• BIST 100

    10726,59%0,43
  • DOLAR

    32,93% 0,31
  • EURO

    35,26% -0,03
  • GRAM ALTIN

    2466,51% 0,37
  • Ç. ALTIN

    3971,22% 0,44

Prof.Dr. Ali Alaş


RASMUS PALUDAN’A CEVAP

Sevgili okuyucularımız, hepimizin de bildiği gibi son zamanlarda Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerime menfur saldırılar yapıldı.


Bu saldırı, bütün İslam Âlemini ve aklı başında olan her insanı derinden üzdü. Oysa Yüce kitabımız Kur’an bütün âlemlerin Rabbi olan Allah’ın kelâmı ve fermanıdır. Bütün insanlığın sorduğu; Nereden geliyoruz? Nereye gidiyoruz? Bu dünyada işimiz nedir? vb. soruların cevabı Kur’an'da mevcuttur. Çünkü, biz insanoğlunun Rabbimiz Allah tarafından yokluk karanlıklarından varlık âlemine çıkarılan mahluklar olduğumuzu, bütün varlıklar içinde biz insanları seçtiğini ve bize büyük bir emaneti verdiğini Peygamber efendimiz Hz. Muhammed’e (SAV) indirilen Kur’an-ı Kerimden öğreniyoruz. 

En güzel şekilde (Ahsen-i takvim) yaratılmış bir mahluk olan insana hudutsuz kabiliyetler verilmiştir. Bu kabiliyetlerini kullanmasına bağlı olarak insan; en düşük derecelere (esfel-i safiline) düşebileceği gibi en yüksek makamlara (â’lâ-yı illiyîn) da çıkabilecek bir imtihanın içindedir. İnsanoğlu arzuları ebede kadar uzanmış bir varlıktır. İstidatlarını inkişaf ettirmek, hem dünya hem de ahiret saadetini yakalaması, bireyin azim ve gayretine bağlıdır. Kur’an-ı kerim ise bu kabiliyetlerin ve medeniyetin neşv-ü nema bulmasının şifrelerini ve taşımaktadır. Mesela demir, medeniyetin anahtarı hükmünde olan çok önemli bir madendir. Kutsal kitabımızda Hazreti Davud peygamberin mu’cizesinden bahsedilirken “Demiri de onun için yumuşattık” mealindeki ayet (Sebe’ Sûresi, 34:10) ile medeniyetin anahtarı olan demirin yumuşatılıp, işlenebileceğine ve kullanılabileceğine açıkça işaret edilmiştir. Diğer taraftan Bakara suresi, 2:60’da “Mûsâ’ya ‘Âsânı taşa vur’ dedik, Derhal (taştan) on iki pınar su aktı.” mealindeki ayet, günümüzde kullandığımız sondaj makinalarına açıkça işaret etmektedir. 

Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Daha önceki “Kudret Mu’cizesi Bal” isimli yazımızda; Nahl Suresi 68. ve 69. ayetlerde “Ve rabbin bal arısına şöyle ilham etti: “Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine yuvalar edin. Sonra her türlü besleyici ürünlerden ye; rabbinin koyduğu kanunlara boyun eğerek çizdiği yollardan git!” Onların karınlarından, farklı renk ve çeşitlerde şerbet (kıvamında bir sıvı) çıkar ki onda insanlara şifa vardır. İşte bunda da düşünen bir topluluk için açık delil bulunmaktadır.” buyrulduğunu ifade etmiştik. Elbette Kur’anı Kerim bir fen ya da bir coğrafya kitabı değildir. Ancak insanoğlunun her iki cihandaki refah ve mutluluğu için yol gösterici emirler ve fermanlar, bazen açıkça bazen de şifreler suretinde verilmiştir. 

Yüce kitabımız Kur’an-ı kerim ile ilgili olarak hakperest birçok Avrupalı devlet adamı, mütefekkir ve filozof övgü dolu sözler sarf etmiştir. Bunlarda birsi de Alman birliğinin kurulmasındaki en büyük role sahip Prens Bismark’tır. Prens Bismark şöyle demiştir; “… ben, bütün semavî kitapları tetkik ettim. Tahrif olmaları sebebiyle, insanlığın mutluluğu için aradığım hakikati ve hikmeti bulamadım; fakat, Hazreti Muhammed’in Kur’an’ını bütün kitapların üstünde gördüm. Her kelimesinde bir hikmet buldum. İnsanlığın saadetine hizmet edecek Kur’an gibi bir başka eser yoktur. 

Böyle bir eser, insan sözü asla olamaz. Bunu Muhammed’in sözüdür diyenler, ilmin gerçeklerini inkâr etmiş olurlar. Kur’an’ın Allah kelâmı olduğu apaçık bir hakikattir… ”.1 Bize düşen Yüce Kitabımızı okuyup, anlamak ve hayatımıza tatbik etmektir. 

1https://www5.tbmm.gov.tr//develop/owa/Tutanak_B_SD.birlesim_ baslangic_yazici?P4=16525&P5=B& page1=15&page2=15 (Erişim tarihi: 29.01.2023

Kaynak: Simge Dergisi

Yazarın Diğer Yazıları


27.8° / 21°

YAZARLAR