Güvenilir haber kaynağınız Medya90.com

  • BIST 100

    9715,86%-0,18
  • DOLAR

    35,48% -0,02
  • EURO

    36,57% 0,78
  • GRAM ALTIN

    3048,22% 0,37
  • Ç. ALTIN

    4876,78% -0,12

Serdar KATİPOĞLU


Reyting uğruna

Fenerbahçe-Konyaspor maçı, tartışmalı hakem kararları ve formsuz oyunla sonuçlandı. Fenerbahçe, galibiyeti içimize sindiremeyerek üç puan aldı.


Pazartesi akşamı oynanan ve Fenerbahçe’nin Konyaspor’a konuk olduğu maçta skandal kararlar ve galibiyeti içimize sindirmediğimiz bir oyun ile gelen üç puan objektif düşünen herhangi bir Fenerbahçe taraftarını mutlu etmedi. Şahsen ben maçta Konyaspor’un adeta doğrandığını düşünüyorum. Aut kararı beklenilen pozisyonun korner olarak yorumlanması ve ardından gelen gol, verilmeyen penaltı ve dolayısı ile Kostic’in ikinci sarı kartı. Tüm bunların bir tanesinin bile eksik olması durumunda Fenerbahçe ancak berabere kalabiliyordu rakibi ile. Galibiyet ya da mağlubiyet önemli ama onurlu bir galibiyet olmadıkça içimize sinmiyor. Geçen hafta Galatasaray’da Barış Alper Yılmaz’a geçilen iltimas da bunların örneklerinden birisi. Hakeme küfürler yağdırıp, dokunulmazlığını kullanan Barış Alper görmediği kartlar sayesinde Başakşehir maçına çıkıp gol atabiliyor. El ile topu önüne alan Osimhen pozisyonu gole götürebiliyor. Çok ama çok net bir şekilde hem kupadaki hem de ligdeki maçta Başakşehir’in hakkı yenmiştir. Galatasaray’ın rakiplerinin birer hafta önce gösterilen kartlar ile zayıflatıldığı da artık hepimizin malumu. Göztepe maçında ise hatalar değil kasıt vardı. Kasıtlı olarak Göztepe aşağı çekilip Galatasaray’a 3 puan yazıldı. Demem o ki; futbolda spordan bağımsız o kadar çok menfaat denklemi kuruldu ki artık hak, adalet, hakkediş gibi kavramlar önemsizleşti. Ligin ikinci yarısında yeni bir dizayn yapılıp son haftalara bu iki takımı kıyasıya rekabet içerisinde yarışta tutarak girmek isteyen bir güç var. Aşağı yukarı 80 maçtır doğru düzgün kart görmeyen ve gri pozisyonların tamamında lehine karar çıkan Galatasaray ilk yarıda bu haksızlıklar ile puan avantajını elde etti. Başarılı ama onursuzca. Dün ki maçta da yarıştan kopması gereken, mağlup olması gereken Fenerbahçe yarışın içinde tutuldu. Biz doğruları söylemeye gayret edelim. Haksızlık kime yapılırsa yapılsın, kimin canı yanarsa yansın gerçekler bunlar. Adalet bir gün herkese lazım.

HOCA FORMSUZ

Gelelim saha içine…En gelmek istemediğimiz yere. Fenerbahçe ne oynadı, hangi sistemi kullandı, maçı izleyenlere ne sundu? Bence kocaman bir hiç. Biz Fenerbahçeliler artık iyice tahammülsüzleştik. Çünkü takımımız pres yapamıyor, rakibi boğamıyor, pozisyon zenginliği yok, akıcı bir futbol yok ve organize bir takım yok. Maçın başlangıcı ile birlikte rakip sahaya çöreklenen, pozisyon arayan, rakibe hata yaptıracak hücum organizasyonları yapan bir takım istiyoruz. Zor oyunu bozar. Futbolda da pres oyunu bozar. Doğru pres yapabilmek sporcuların maç içinde daha az yorulmasını bile sağlar. Sahanın yarısını kullanıp rakibi oradan çıkartmamak var iken 100 metrelik sahayı ileri geri koşup durmak niye? Maça iki uzun ve atletik olmayan santrafor ile çıkıp ikisini de gereksiz yere yormak niye? Çift forvet oynanacaksa bir uzun bir de Cenk Tosun. İşte çift forvetin formülü Fenerbahçe’de budur. Nesyri zaten top ile arası çok kötü bir oyuncu, Dzeko ise yorgunluk ve yaşlılık belirtileri gösteriyor. Yine de Dzeko oyuna katkı verme anlamında Nesyri’den on gömlek üstün. Takım arkadaşlarına alan yaratan, oyunun akışına katkı sağlayan ve takımı için savaşan bir kaptan. Nesyri ise kafa topları ve çalışkanlığı dışında herhangi bir artısı olmayan bir oyuncu. Tadic’in ekstra işleri olmadığı zaman da maç iyice kısırlaşıyor çünkü geçen sene takımı ileri itip skora da katkı yapan Fred defansın bir adım önünde pozisyon alan bir savunma elemanı oldu. Hal böyle olunca ilk zamanlar yere göğe sığdıramadığımız Szymanski de hem fazla yoruluyor hem de gol ve asistten uzak kalıyor. Kısaca özetlersek Fenerbahçe kompakt bir oyun ile daha az yorulup daha çok sonuç alabilirdi. Akan oyunda gol atma becerisi iyice zayıfladı. Hocanın elindeki en büyük cevherlerden biri olan Fred körelip giderken içim sızlıyor. Geçen yıl herkesin kıskandığı, hayalini kurduğu Fred bu sezon vasatın da altında. Djiku ise belirli bir defans sistemi olmamasından dolayı hatalar yapıyor, alışamıyor. Mourinho’nun gelişi pişmiş aşa su kattı, tıkır tıkır işleyen sistemi bozdu. Yönetimin her sezon yeni hoca parolası devam ettiği müddetçe şampiyonluk en yüksek dağların da ardında kalıyor.

BASİRETSİZLİK

Fenerbahçe’nin başkanı Türkiye’nin en nüfuzlu ailesinin vitrindeki üyesi, teknik direktörü dünyanın en medyatik spor adamlarından biri, asbaşkanı belki de dünyadaki en yüksek ikna kabiliyetine sahip medya patronlarından biri. Sponsorları Türkiye’nin en büyük iş insanları. Tüm bu bileşenleri hayal kursanız bile bir araya getiremezken Fenerbahçe’de hepsi gerçek oldu. Ali Koç başkan, Mourinho hoca, Acun Ilıcalı asbaşkan, Ülker stadyum sponsoru ve daha sayamayacağım bin türlü olumlu gelişme. Lakin bu ekipten tek bir olumlu sonuç, iyi netice, mantıklı karar çıkmaması akılla izah edilebilecek bir şey değil. Transferlere bakıyorum, oyuna bakıyorum ve diyorum ki ‘acaba tüm bu saydığım isimlerin yerine dublör mü geçti?’ Sonra farkediyorum ki dublörleri bile olsa daha iyi yönetirdi Fenerbahçe’yi. Acilen kendi bildiklerini yapmaktan vazgeçip bu işten anlayan, sporun ruhunu bilen ve Türkiye dinamiklerine hakim birilerinden akıl almaları gerekiyor. Taraftarlardaki ve kamuoyundaki itibarlarını kaybetmeden makul çizgiye gelip olumlu işlere imza atılması gerekiyor. Roberto Carlos gibi, Alex gibi, Anelka gibi yıldızlara alışmış koskoca Fenerbahçe taraftarına yıldız maskesi altında Amrabat’ı kakalarsanız ve üstüne takım rakip yarı sahaya yerleşip hücum etmek yerine kontra atak tercih ederse tabi ki stadyum aleyhinizde tezahürat ile inler. Hep söylüyorum başkanın iyi niyetinden ve kulüp için yaptıklarından şüphem yok. Ancak bir beceri sorunu olduğu da bir gerçek. Ya çevresindekilerden kötü etkileniyor ya da çevresini hiç dinlemeyip bilmediği bir konuda aksiyon almaya çalışıyor. İki türlü de kendi kredisini bitme noktasına getirdi maalesef…

Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.