• BIST 100

    10767,85%-0,03
  • DOLAR

    32,90% 0,28
  • EURO

    35,31% 0,61
  • GRAM ALTIN

    2468,62% 0,75
  • Ç. ALTIN

    3985,74% 0,03

AYDIN BENLI


SORULMAMASI GEREKEN O SORU!

Halk arasında tanışma esnasında birçok sorular sorulur bu soruların amacı karşınızda ki kişiyi tanımaktır. Nerelisin? Ne iş yapıyorsun? Sorusuna günde en az üç defa maruz alırız. Burada sorulmaması gereken o soru ne iş yapıyorsunuz? Bu soru tuzak sordur ve toplum da statü belirler.


İnsanı Eşrefi Mahlûk yapan insani olguları ve merhametidir. Parası, makamı, dini, rengi dili insanda üstünlük sağlamaz en azından benim için böyle. Ne iş yapıyorsunuz? Temizlik işçisiyim, çobanım, öğretmenim gibi cevaplar bu soruyu soranın nazarında cevabı verenin statüsünü beliler. Gelişmiş ve çağdaş ülkelerde “Ne iş yapıyorsunuz” Sorusunun sorulması çok utanç vericidir ve sorulamaz. Türk vatandaşı her birey kanun ve anayasa ile eşit ve aynı haklara sahiptir. Anayasada aynı haklara sahip ve eşit isek bu ayrılık neden?
     Konuyu biraz daha açarsak toplumda statü oluşturan hükümetlerdir, nasıl mı? Her vatandaşın başına gelebilecek adli bir olayda memurlar farklı değerlendiriliyor, normal vatandaşlar farklı değerlendiriliyor. Geçenlerde İstanbul’da bir öğretmenimiz yabancı uyruklu öğrencisi tarafından öldürüldü bu menfur olayı kınıyorum. Bütün öğretmenler izinli yada izinsiz iş bırakma eylemi yaptı ve Bakan istifa sloganları attı. Birkaç gün sonra Sandıklıda Bir Çiftçi yanında çalıştırdığı yabancı uyruklu biri tarafından öldürüldü konuyla alakalı yayın yasakları geldi vs. Bu olayı yapanları da lanetliyor ve kınıyorum. Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlere dokunulmazlık getirmek için çalışmalar yapmaya başladı, Tarım Bakanlığı çiftçiler için bir çalışma bile yapmıyor. Sağlık çalışanları içinde böyle olmuştu Beyaz Kot durumu getirildi. Şimdi Milletvekilleri bile bu kadar ayrıcalık ve dokunulmazlığa sahip değilken bazı meslek gruplarının memurlarına dokunulmazlık verilmesi doğru bir şey mi? Çünkü çiftçiler, üreticiler gariban ve sahipsiz. Çitçiler üretip ekonomiye can verirken, çiftçinin ürettiği ürünler soframızı ve hayatımızı yani yaşam fonksiyonlarımızı etkilerken neden çiftçiler değersizleştirildi.  Bir torağın işlenmesi, tohumun toprakta hayat bulması, tabiat ananın doğurmasını sağlayan üreticiler neden bu tip ayrıcalıklarla korunmuyor? 
    Neden askerlerimiz, polislerimiz ve özel güvenliklerimiz görevi başında öldürülürken, yaralanırken bu statüden onlarda yararlandırılmıyor?  Her mesleğin zor ve meşakkatli yanları vardır, asıl amaç halka hizmet etmektir. Halka hizmet edenler hizmet ettikleri halktan üstün olamaz olmamalı.
    Bir öğretmeni korumak istiyorsanız zorunlu eğitim, öğretimi liselerden kaldırın, isteyen liseyi okusun istemeyen zorla okula gelip öğretmenin başına sorun olmasın. Bu vesile ile çırak bulamayan meslekler çırak bulacaklardır.
   Bir sağlık çalışanını korumak istiyorsanız özel hastanedeki çalışan sağlıkçıların halka davrandığı gibi devlet hastanelerindeki sağlıkçıların halka davranmasını sağlayın, bir tane adli olay olmaz.
   Emeklileri açlık sınırının altında maaşa mahkûm etmek, işçi kısmını asgari ücrete bağımlı yapmak, çiftçileri ve üreticileri unutmak, esnafı ve zanaatkârı yok saymak sosyal devletçiliğe aykırıdır. Memura zam vermek, halktan ayıran dokunulmazlık bağlamında kanunlarla korumak toplumda kapanmayacak statü ayrımı oluşturur bu durumda sosyolojik yapıyı bozar toplum bozulur. Kaş yapayım derken göz çıkarmayın. Allah’a ısmarladık hoşça kalın…

 

Yazarın Diğer Yazıları


30.1° / 21.4°

YAZARLAR