• BIST 100

    9419,66%-2,12
  • DOLAR

    33,97% -0,02
  • EURO

    37,52% 0,31
  • GRAM ALTIN

    2745,71% 0,05
  • Ç. ALTIN

    4465,60% 0,00

ZÜLEYHA ÇAĞLAYAN


SOYLU’YA YAPILAN ORANTISIZ VE ASİMETRİK SALDIRILARIN NEDENİ

Bir önceki dönem İç İşleri Bakanı İstanbul Milletvekili Sn. Süleyman SOYLU’ya olan saldırılar bitmek tükenmek bilmiyor.


Öncülüğünü Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın çektiği ancak tüm muhalefet partilerince , fondaş medya ve besleme sosyal medya trollerince köpürtülen yeni bir yalan dolaşıyor ortalıkta. İç işleri bakanlığı döneminde Sn. SOYLU tarafından  3 milyon sığınmacıya vatandaşlık verildiği yalanı bu. Resmi rakamlar ise 238.055  bunun ancak 134.422’si reşit yani oy kullanabilir durumda . Bu yalanla bağlantılı diğer bir yalan ise 3.000.000 rakamını Sn. Süleyman SOYLU’nun kendisinin telaffuz ettiği yönünde. Haberi tekzip eden bir bakanın bunu yapmayacağı ise hepimizin malumu.

Bakanlığı döneminde verdiği üstün performanslı hizmet ile bakanlıklar bazında hizmet çıtasını bir hayli yükseltmiş olan ve zaman zaman “herşeye karşıcı” sol medya ve “fondaş medya” tarafından bile takdir edilip örnek gösterilen bir bakana,  bakanlığı sonrası yapılan orantısız saldırıları makul bulmak çok olası değil. Onun için bu saldırıları değerlendirirken geniş perspektiften bakmak lazım konuya.

Bu saldırıların bizatihi kendisi,  bu saldırıları yapan ve bunların kendilerini ve eylemlerini sosyal medyada dayanaksız olarak içi boş sloganlar ile papağan gibi tekrarlayarak  destekleyen kitlenin varlığı içimizdeki terör unsurlarının temizlenemediğini, mevcudiyetlerini  başka postların altında sürdürdüklerini göstermektedir bize.

Esasen Fetö tavrı veya pkk propagandası ile yetiştirilmiş , beyni yıkanmış  bir insanın  asla değişmeyeceğini pek çok kez canlı canlı yaşayarak tecrübe ettik. Bu örgütler için yetiştirilmiş insanlar örgütleri için yapılacak herşeyi mübah görürler. 15 Temmuz’da  yaşadığımız gibi öldürmek de , yazık ki pkk saflarına militan olup kendi ülkesinin insanlarına kurşun sıkmak da buna dahildir. Ahlaksızlığa, dini emirleri esnetmeye, evirip çevirmeye, yalana, talana, hırsızlığa, örgütün kadın unsurlarının meze gibi ortaya sunulmasına kucaktan kucağa dolaşmasına   “ulvi(?)” birer kılıf bulurlar her zaman. Fetöcüler yaptıkları tüm kötülüklerin “hocalarının şefaatini /Allah’ın rızasını” kazandıracak birer aparat olduğuna inandırılmışlardır, pkk sempatizanları yada bizatihi üyesi olan teröristler ise günün sonunda bu topraklarda bir Kürt devleti kuracaklarına ve bağımsızlık mücadelesi verdiklerine inandırılmıştır. Esasen nedenleri, niçinleri, sonuçları çok da sorgulamazlar. Fetö iltisaklı olanlar  beyinlerini ve yüreklerini çoktan asrın en büyük şeytanının hizmetine adamışlardır çünkü. Her zaman ve sadece bu kirli çetenin menfaatleri doğrultusunda hareket eder, her kılığa girer, takiye yapmakta sakınca görmezler. Yeri gelince bir ateist gibi, yeri gelince Kemalist gibi, yeri geldiğinde bir solcu, yeri geldiğinde başka bir cemaat yada tarikatın mensubu gibi görünebilirler. Pkk ile bağlantılı olanlara gelince yüzyıllardır ekmeğini yeyip suyunu içtikleri coğrafyaya da , üzerinde her tür ihtiyaçlarına koşan hiç bir ayrıma tabi tutmadan, etnik ayrım gözetmeden tüm olanaklardan eşitçe yararlanmalarını sağlayan devlete de, yüzlerce yıldır aşlarını bölüştükleri, birlikte ağlayıp birlikte güldükleri millete de ihanet ettiklerinin farkında olmadan yahudinin vaadedilen topraklarına ( arzı mev’ud)  kavuşma hayaline hizmet ettiklerinin farkında değillerdir. Bu insanlar on yıllardır kendilerini bu masallarla kandıran  ve ancak farklı amaçlar güden kirli yapılara hizmet etmektelerdir ancak büyükçe bir kısmı bunu farkedemeyecek kadar mankurtlaşmıştır. Kalanı ise içimize yerleştirilmiş bizden görünen ancak  zaten bu yapıların unsurları olan insanlardır.

Bu saldırılarda kullanılan unsurların ülke içinde son dönemlerde yeniden bir cesaretle bu kadar aktif olması ise sorgulanması gereken bir durumdur. Saldırıların ardındaki amaçlardan bazılarını daha önceki yazılılarımızda irdelemiştik ki asıl amaçlardan biri ve ilki  ise  fiili durum oluşmadan bir engelleme gayretidir. Çünkü küresel akıl kendi adaylarının karşısında Süleyman SOYLU’yu görmek istememektedir.

Ondandır ki; şimdilerde sosyal medyada Atatürk profili taşıyıp sol görüşlü pozlarına yatan bir çok hesabı ;  büyük bir kinle bu örgütlerin  mensupları yönetmektedir. İftiralar, cıa yapımı sözde deliller, tuzaklar, tiyatrolar, kumpaslar bu örgütün ve onları bağrında saklayan asıl sahiplerinindir.  Türk devletine yada iktidara bir şekilde kızgınlığı, kini bulunan her kişiyi içlerine alıp hükümeti düşürmek gibi bir bahane ardına gizlenip  bu vatanı bitirme amaçlarına ulaşmak için aparat olarak kullanmaktadırlar. Esasen pek çoğu dinle hiç bir ilintisi olmayan azılı  Türk düşmanlarının  hizmetine girdiğini anlamayacak kadar düşünme fiilini başkalarına bırakmış durumdadır. Onun için siz siz olun sosyal medyada aklınızı esir alacak, asıl menşei küresel çeteler olan ve ancak içimizde aklı, onuru, haysiyeti kiralanmış insanlarca elden ele, dilden dile dolaştırılan sahte,  el yapımı delillere, yalanlara,  iftiralara, bunları yaptırdıkları kalemi kiralık sözde gazetecilere , sözde gazetelere, sosyal medyanın kullanışlı aparatlarına, tuzaklara itibar etmeyin. Etmeyin ki bu memlekete, bu memleketin yiğitlerine, vatanını sevmekten, vatanını tüm terör örgütlerinden temizlemekten, sizin için, bizim için milleti korumaktan  başka  suçu olmayanlara, size ,bize, hepimize yazık olmasın!

Çünkü tüm bunların kaynağı uluslarası eli kanlı çete belliki içimizdeki kuklalarına yeni bir yol haritası vermiş ve onların saldırılarını bu vatana faydası dokunması muhtemel olduğu için  korktukları kişilere yönlendirmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları


26.9° / 21.8°

YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.