Güvenilir haber kaynağınız Medya90.com

  • BIST 100

    10121,99%0,23
  • DOLAR

    34,86% 0,08
  • EURO

    36,66% -0,12
  • GRAM ALTIN

    3016,87% 0,07
  • Ç. ALTIN

    4862,90% 0,52

Yusuf Özertürk


SURİYE OLAYLARININ PERDE ARKASINDA NELER VAR ?

27 Kasım 2024 Çarşamba günü, Suriye rejim muhalifleri koalisyonunun başlattıkları silahlı mücadele sonucu Suriye’nin Halep, Hama, Humus ve başkent Şam şehirleri rejim muhaliflerinin eline geçti.


Rejim muhaliflerinin ana kolu Heyet Tahrir el Şam (Şam’ın Kurtuluşu Heyeti- HTŞ)’dır. Diğer kolu da önceleri ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) adı verilen, daha sonra Suriye Milli Ordusu adını alan SMO’dur. Anlaşıldığı kadarıyla B. Esad rejimi artık yıkıldı. Bundan sonra Suriye’nin geleceğinin ne olacağına çeşitli güçler karar vereceğe benziyor. Suriye meselesinin perde arkasında gerçekte neler vardır? Bu konunun anlaşılabilmesi için geçmişte neler oldu, Suriye hangi amacın bir parçası, bundan sonra ne bekleyebiliriz vb. soruların cevaplarına perde aralamak için hafızalarımızı tazelemekte fayda vardır.

A- BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ (BOP) VE YENİ DÜNYA DÜZENİ

1991’de Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla yeni bir sömürgecilik anlayışı gelişti. ABD, ‘daha fazla özgürlük, daha fazla zenginlik’ diyerek küresel güçlerin kontrolünde yeni bir dünya egemenliği kurmak için harekete geçti. Nitekim ‘küresel güçlerin’ bir temsilcisi durumunda olan eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, ‘Küreselleşme Amerikan hegemonyasının diğer bir adıdır’ demiştir. Küreselleşmenin temel taktiği, sömürge haline getirilmesi hedeflenen toplumların milli şuurdan arındırılmasıdır. ABD’nin ‘Yeni Dünya Düzeni’ içinde uyguladığı politika; ‘Böl, Zayıflat ve Yönet’ yerine ‘Küçült, Birleştir ve Yönet’ olmuştur. Sömürgeciler, eskiden hiçbir bedel ödemeksizin mal ve hizmet elde ediyorlardı (işgal ve köleleştirme). Yeni Dünya Düzeninde ise malın değerinden daha ucuza alınması ve yeni pazarlara sahip olunması küreselcilerin başlıca hedefleri olmuştur.

Yeni Dünya Düzeninde; ulus devletler federal devletler haline getirilip, bunların da bir çatı federasyon halinde birleştirilmesi (konfederasyon) esas alınmıştır. İşte BOP’nin yapılması amaçlarından birisi budur.

Yeni Dünya Düzeninde artık devletler kendi silahlı güçleriyle savaşmak yerine vekil güçlerle savaşmayı tercih etmektedirler (vekalet savaşları).

ABD’nin çıkarları bakımından Ortadoğu önemlidir. Çünkü dünyadaki işletilebilir en büyük petrol rezervleri Ortadoğu’dadır. Bu önemli enerji kaynağının ABD’nin çıkarları doğrultusunda kullanılması gerekmektedir. ABD, bölgeye ‘barış getireceğini’ iddia etmektedir. Bu maksatla ABD, bölge ülkeleriyle olan ilişkilerini ve konumunu ulusal çıkarları doğrultusunda yeniden gözden geçirmiştir. Bu maksatla yeni müttefikler, yeni askeri üsler edinme gayreti içine girmiştir. Yeni uygulamasıyla ABD, bölge ülkelerine ‘Benim çıkarlarım için benimle birlikte hareket edenler verdikleri desteğin karşılığını alırlar, benim yanımda olmayanlar da zarara uğrarlar’ mesajını vermiştir.

ABD, Ortadoğu petrolünü kontrol altına almak ve İsrail’in güvenliğini sağlamak için bir proje geliştirdi. Bunun adı ‘BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ’ (BOP)dir. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu Fas’tan Afganistan’a kadar uzanan bölgede 22 devletin rejimi ve sınırlarının değiştirileceği belirtilmiştir.

BOP İLE HEDEFLENENLER

  1. Enerji kaynaklarına sahip olan bölgenin kontrol altına alınması.
  2. İsrail’in güvenliğinin sağlanması.
  3. Enerji ulaşım yollarının kontrolü ve denetimi.
  4. Bölgede ABD ulusal çıkarlarının korunması.
  5. Mali ve ekonomik yardımlarla bölgede ABD nüfuzunun yaygınlaştırılması.
  6. Bölgede, bölgesel olarak güçlü olan devletlerin zayıflatılması.
  7. ‘Kökten dinci İslam’ (Hz. Resulullah’ın tebliğ, talim ve tatbik ettiği İslam) yerine ‘Ilımlı İslam’ın yerleştirilmesi.

Ortadoğu’dan petrol nakliyatının kesintisiz olarak sürdürülebilmesi için güvenliğinin sağlanması icap etmektedir. Bu güvenliği ABD kendi askeriyle devamlı olarak sağlayamaz. Bunun için yeni müttefikler edinmek ve yeni üsler kurmak ABD için daha güvenli ve daha ekonomiktir.

ABD, Ortadoğu’da doğal müttefiki olan İsrail’den sonra Kürtleri müttefik olarak seçmiştir. Ne var ki, Kürtlerin devleti yoktur. Bunun için bir Kürt devleti kurulmalıdır. Bu devlet ‘Büyük Kürdistan Devleti’ (BKD) olacaktır. ‘BKD’ Kuzey Suriye, Kuzey Irak, Güneydoğu Türkiye ve Güneybatı İran’ı sınırları içine alacaktır. ABD Silahlı Kuvvetleri Albaylarından Ralph Peters’ın (ABD eski Başkanı B. Clinton’ın askeri danışmanı) Armed Forces Journal (Silahlı Kuvvetler Dergisi) da yayınlanan ‘Büyük Ortadoğu Haritası’na bakıldığında Diyarbakır’ı da içine alan Türkiye’nin Güneydoğusunun ‘Özgür Kürdistan’ sınırları içinde gösterildiği görülecektir.

‘BKD’nin ilk adımı iki Körfez savaşı ile atılmış ve neticesinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) adıyla Irak’ın kuzeyinde henüz tanınmamış de facto bir devletçik kurdurulmuştur. Bu devletçik 25 Eylül 2017’de bağımsızlık ilan etmeye kalkışmıştır. Türkiye ve İran’ın kararlı ve sert tutumları üzerine şimdilik bağımsızlık ilanından vazgeçilmiştir. Bugün Irak’taki aşiret reisleri dahi Kuzey Irak’ı ‘Güney Kürdistan’ olarak kabul etmektedirler.

ABD, Kuzey Irak’ta yaptığını Kuzey Suriye’de yapmak istemektedir.

Kurtlar dumanlı havayı severler. ‘Kurtlar pusuda beklemektedirler.’

Devam edecek…

Yazarın Diğer Yazıları


YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.