• BIST 100

    10771,40%0,29
  • DOLAR

    32,82% 0,04
  • EURO

    35,04% -0,18
  • GRAM ALTIN

    2449,21% -1,62
  • Ç. ALTIN

    4004,66% 0,79

ZÜLEYHA ÇAĞLAYAN


TESADÜF MÜ TEVÂFUK MU?

Bu gün 15 Haziran; Ezan-ı Muhammedinin ilk okunduğu günün yıldönümü. Ezan 15 Haziran 622 tarihinde Bilali Habeşi tarafından ilk kez olundu.


Neden anılmasın ki?

Tınısıyla her müslümanın içini titreten, sözüyle Allah’a, ruhuyla birliğe davet eden ezan-ı şerifin varlığı neden bir sevinç vesilesi olmasın? Hele ki bizim gibi Ezanı kaybedip kaybedip bulan, buldukça bayram eden bir millet için. Malum Ezan 18 Temmuz 1932 tarihinde Diyanet İşleri Riyasetinin bir genelgesi ile Türkçeleştirilmiş ve ilerleyen vakitlerde Arapça okunması yasaklanarak okuyanlara ceza-i müeyyideler uygulanmış, 1941 yılında ezanın türkçeleşmesi yasaya girmiş, 1950 yılında 18 yıllık bir aradan sonra ezan aslına çevrilmiş , 1960 darbesini takiben ezanın Türkçeleştirilmesi tekrar dillendirilmiştir, gündeme gelmiştir.

Dünyada başka dinlere mensup bunca ülkenin bile müslümana reva görmediği bu manevi zul 18 yıl boyunca Müslüman bir ülkede Müslüman bir millete uygulanmıştır. Türkçeleştirilmiş ve ruhundan koparılmış ezan insanları namaza ;

“ Tanrı uludur, Tanrı uludur, Tanrı uludur, 
Şüphesiz bilirim Tanrıdan başka yoktur tapacak, 
Şüphesiz bilirim Tanrıdan başka yoktur tapacak, 
Şüphesiz bilirim Tanrının elçisidir Muhammed
Haydi namaza, haydi namaza, haydi namaza, 
Haydi felaha, haydi felaha, haydi felaha, 
Uykudan namaz daha hayırlıdır. “

Diye çağırıyordu.

Ezan ilk Türkçeleştirildiğinde ezanı Türkçe okuyan müezzinler Müslüman cemaat tarafından kovalanmış, şiddetli tartışmalar yaşanmıştır. Daha sonra 1941 yılında mevcut durumun genelgeden yasaya taşınması ile yaptırımlar ve cezalar şiddetlenmişti. Türkçe ezan yasal zemine oturduktan sonra bunu zulüm olarak kabul edenlerden Güneydoğu illerinde yaşayanların Suriye’ye göçtüğü yönünde rivayetler vardır.

Tarihçi yazar Mustafa Armağan’ın “Türkçe Ezan ve Menderes” isimli kitabında o karanlık meşum dönemde Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşanan anekdotlar ile kah; ezanı yaşamdan bir unsur olarak kabul etmiş bir hastanın arapça ezanın yasaklanmasıyla üç gün içerisinde ölüme yürüyüşünün hikayesi, kah; tek kelime  Türkçe bilmeyen Arap ve Kürt köylerinde Türkçe ezan dayatması ile yaşanan anlamsızlığı, kah; Hatay’daki annelerin küçük çocuklarını “uyumazsan Türkçe ezan okurum” diye korkutuşunu , hatta bazı köylerde nahiyelerde ezanı Arapça okutabilmek için raporlu delilerin minarelere çıkartıldığını yaşayan kaynakların ağzından anlatmıştır.

Ve bu gün 15 Haziran…

Tesadüf mü tevâfuk mu bilinmez ama Ezan-ı Muhammedinin aslına çevrilmesinin de yıldönümü.

Kutlanmasın mı?

Ezan bu gün 15 Haziran 1950 yılında dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in yoğun çabası ile meclise getirilerek yeniden aslına döndü. Ruhuna kavuştu. Müslümanları çağıran, birleştiren kimliğini geri kazandı. Ayrışmaktan , ayrılmaktan kurtuldu. 18 yıllık hüznü,  esareti sona erdi. Gerçekten de Menderesin ilk icraatı Ezanın aslî halinin özgürleştirilmesiydi. İnsanlar sokaklara döküldü, sokaklarda secdeye kapananlar oldu, sevinç gözyaşı dökenler, mutluluktan dışarıya fırlayıp o günü bayram coşkusu ile kutlayanlar oldu. İnsanlar Menderesi belki en çok bu nedenle sevdi. O gün bazı yerlerde ikindi ezanı 7 kere okundu.

Okunan ezanın müslümanın ruhuna ilişen , birleştiren, davet eden  sözleri şöyleydi;

Allâhü ekber, Allâhü ekber, Allâhü ekber, Allâhü ekber.
Eşhedü en lâ ilâhe illallah, Eşhedü en lâ ilâhe illallah.
Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah, Eşhedü enne Muhammeden Resûlullah.
Hayye ale’s-salâh, Hayye ale’s-salâh.
Hayye ale’l-felâh, Hayye ale’l-felâh.
Allâhü ekber, Allâhü ekber.
Lâ ilâhe illallâh.

Yani demem o ki tesadüf mü , tevâfuk mu bilmem ama ; 
Bu gün çifte bayram!!!!

 

Yazarın Diğer Yazıları


29.1° / 21°

YAZARLAR