Bu görüş, özel bir bilinç…
Bunun ışığında konuşur, etrafı aydınlatır…
Tıpkı topluma rehberlik eden Peygamber gibi…
Hz. Peygamber'in, "Hepiniz çobansınız ve güttüklerinizden sorumlusunuz… " sözü de bunu ifade eder.
Onlar, iman ve toplumsal sorumluluk gereği görevini dine dayandır…
Aydınlar da toplumsal inanç sayesinde görüşlerine dini katabilir.
Sorun olmaz, toplum inanç sahibi olduktan sonra…
Onların topluma hareket ve yön tayin etme eylemi, bireysel sorumluluk gereği…
Bu sorumluluk, sadece bilimsel bilgiyle değil, zaman ve toplum dilinin iyi anlaşılmasıyla da gerçekleşir.
Kur'an'ın, “Biz her peygamberi ancak kendi kavminin diliyle gönderdik ki onlara açıklasın…” (14/İbrahim; 4)
Ayeti bu anlamda anlaşılabilir.
Halkın uyanış ve hidayetini üstlenmiş peygamberler, onların dili ve bilinciyle konuşur.
İnanç ve toplumsal sorumluluk adına, dengeyi sağlayan bir rehberlikle…
Bu yüzden aydın, toplumsal dengeyi kuran, dengede duran ve dengeyi sunan bir seyir izler.
Ne kendi geçmişini dışlayıp tamamen Batı kültürünün hayranlığıyla başı döner…
Ne de faydalı zararlı yönünü ayırt etmeden geçmişi gelecek diye sunar…
O ancak yaşadığı zaman ve zemini iyi anlar, tanır ve tanıtır…
Kendi tarih ve kültürüne yabancı olmayıp onlardan ötürü de aşağılık kompleksine kapılmaz.
Denge psikolojisinin en önemli aktörüdür onlar…
Modern dönemin aydınları farklıydı.
Aydınlanma döneminde dinin karşısında mevzilenmiş kimseler olarak görülürdü.
Bu mevzi duruş, dini yanlış anlayıp yaşanması sonucuydu…
Bu yüzden dine karşı toptancı yaklaşım, aydının bilinç yapısında yer almaz…
Onlar dinin ve toplumun sırrını bilen kişiler…
Toplumun derinliğinde saklı ilişkiler ve onun biçimleri hakkındaki bilgiye nüfuz ederler.
Toplumun nereye gideceği, nerede duracağı ve ne gibi sonuçlarla karşılaşacağını bilirler.
Din âlimi, dinin hükümlerini beyan eder, ama toplumun nereye gittiğini bilmeyebilir.
Ama aydın toplumun sahip olduğu dindarlıkla ne yöne gittiğini anlar ve söyler.
Değerleri dışlayıcı bir tavır ve tutum ile değil, onları birleştirici bir yol ve yöntemle…
Sorunlar çıkmadan tespit edip, toplumun duygu, değer ve eğilimleriyle kaynaşır, samimiyet ve sadakatle denge psikolojisi üzerinden topluma rehberlik ederler.
Bu yüzden aydınlar, toplumun rehberlik servisidir.
