Yusuf Özertürk

Tarih: 13.10.2024 23:04

TUHAF BİR MEMLEKET OLDUK

Facebook Twitter Linked-in

.Ateist bu mest oluş halindeyken bir hışırtı duyar.Dönüp baktığında, bir de ne görsün? Kocaman bir ayı gelmiyor mu? Ateist kaçmaya, ayı kovalamaya başlar.. Ateistin ayağı bir dala çarpar ve yere yıkılır. Ayı da gelmiş, tepesine dikilmiş, pençelerini de kaldırmış, tam haam yapacakken, ateist o an da evrimi filan unutmuş, fıtratının gereğini yaparak ‘ Tanrım’ diye bağırmış. O an da adeta zaman durmuş, herşey donmuş.Dere akmaz olmuş, ayının pençeleri havada asılı kalmış.Gaipten bir ses duyulmuş. ‘kulum ilk defa benim adımı andın, benden ne dilersin diyormuş’.Ateist mahcup olmuş. Demiş ki,’ben şimdiye kadar ateist olarak yaşadım.Şimdi Müslüman olmayı isteyemem.Ama şu ayıyı Müslüman yapmanı istiyorum.Malum Müslümanlıkta adam öldürmek yasak’ demiş.O an da zaman tekrar işlemeye başlamış. Tepesindeki ayı pençelerini ateistin boynuna geçirip, başını yukarıya kaldırarak ‘Allah’ım, Senin verdiğin rızıkla orucumu açıyorum’ demiş.
Ben de Dostumuzun bu iletisi üzerine  şu mealde bir yazı yazdım.Ve dedim ki; Dostlarım, ‘elin oğlunun, hikayeleri, masallarında bile bir fikri işlemek, hakikate yol açmak var (Ezopt, Jules Verne,M.Cervantes, vs) .Toplumun problemlerine, çözümlerine, gelişmeye, ilme vs birer işaret, atıf var. Bir de bizdeki masallara bakın ! Hayal üzerine,efsane üzerine, gülme üzerine,vs… Senelerce tepe göz,dev,kan kalesi, şahmeran vs masallarıyla çocukluğumuzda nenni, nenni olduk. Büyüdük yine nenni, nenni devam ediyor..
Benim bu yazım üzerine, bir başka dostumuz da, ‘Hocam fazla gerilme biraz gevşe.Bu fıkra, meşhur bir fıkra’ demez mi?’ 
Tabii tabii… Eynes sera mines Süreyya ! (eyne essera min essureyya). Dedim demesine de, Dostumun sözünü de düşündüm, düşündüm, düşündüm….
Şu bizim Tv.lere bir baktım ki, keşke bakmasaydım! Canım İstanbul’un her bir semtinde,gündüz gözüne cinayetinden, tecavüz teşebbüsüne kadar her çeşit olayı görmek mümkün.Suç dosyaları kabarık İki manyak bir kadını sıkıştırmış tecavüze yelteniyor, yakalandıklarında ‘amcamın kızı’diyor.Diğer bir psikopat youtube da cinayet oyunlarının etkisiyle eline bıçak alıp önüne çıkan kişilere rastgele sallıyor.Bir diğer manyak da polis yaralıyor,öldürüyor. Sahne durmadan değişiyor. Birisi,Zülfükar çekmiş, ‘Aptallar erken ölür’ kitabını koymuş.Daha neler neler…
Bir başka garabette Polis, kadın cinayetlerini protesto eden ünüversiteli kız öğrencileri ters kelepçe ile yere yatırıyor.Ah bu tv muhabirleri yok mu ? Bitirimler,bitirim..Olayları hiç ıskalamuyorlar, işçi,öğrenci nerede bir protesto yürüyüşleri var, hemen kayda alıyorlar. 
Şu Tv ler de ajan provakör mü ne ? Her bir Tv.kanalında ‘çok bilen bir bayan’ bir yer kapmış; kimi mahkeme reisi, kimi dedektif, kimi jüri başkanı,vs pozisyonunda ne kadar örf ve adetlerimize aykırı hadise varsa onları meşrulaştırma gayreti içine girmişler.
Tv.dizileri ayrı bir rezalet… Özellikle ev hanımları günün en az 5-6 saatini dizi seyretmekle geçiriyor. Dizilerde de yok,yoktur.Silah ve cinayet,yalan,aldatma,ihanet,tecavüz,sapık ilişkiler,vs olmayan dizi hemen hemen yok gibi. ‘sigara gösterilmez’ evet sağlığa zararlı, gösterilmemeli. Ama herçeşitten silah aleni gösteriliyor. İyi de;sigara zararlıysa, silah da öldürüyor.Silah zararlı olmuyor mu? Sapık ilişkiler aile hayatını yok etmiyor mu? Yalan,aldatma ticaret hayatına sekte vurmuyor mu? Kökü dışarıda olan ifsât komiteleri yerli işbirlikçileriyle birlikte Müslüman Türk insanını ve aile yapısını ‘kurbağanın pişirilmesi metoduyla’bozuyor ve tahrip ediyorlar. Bu bir ‘bekâ meselesidir’.
‘Vatandaş ne yapıyor?’ derseniz; Vatandaş, ‘erik dalını’ oynuyor. Muhabir soruyor ‘bu oyunun adı ne?’. Vatandaş ‘ ceza oyunu’diyor. Kaç ceza aldın ?  Vatandaş ‘sayısını unuttum.Ödemiyeceğim, bir şeyim yok ki’ diyor.Ve oynamaya devam..Erik dalı gevrektir, aman basmaya gelmez’….
‘Amanın yeşil Bursaaa, yar yanımda olsaaa. Severmiydim onu ben, şimdiki aklım olsaaa…Şıkıdım, şıkıdım, şıkıdııımmm…
Bir ses duyar gibiyim. ‘Yusuf hoca, kafayı mı yedin? Sıyırttın mı? Kayış mı attı?’
Kan ter içinde kalmışım. Yastık ıslanmış. Yataktan doğruldum, oturdum.Bir lâ havle çektim.
Ne rüyaydı be !
Kâbus gibi….


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —