Daha önce, çocukluk yıllarında yara alan kişilerin, kendileri ve dünyayla ilgili umutsuz bir bakış açısı geliştirdiklerini gördüm.
Bu sorunun çözümü her savunduğum bir şey umut geliştirmekte yatar. Umudun tanımını yapabilmek için, ilk önce onu (İyimserlikten) ayırmak gerekir. Bu iyimserlik aslında birçok kişisel gelişim kitabında görülür. Bu iyimserliğin özelliği, insanın başına gelen her şeyin bir sebebi ve iyi bir yönü olduğu inancıdır. Mesela; "Kazanacağımızı, hiç kaybetmeyeceğimizi, bilmekten daha iyi bir haber olabilir mi?
Başımıza gelen her şeyin, yolculuğumuz sırasında ihtiyaç duyacağımız şeyler olduğunu bildikten sonra, hepimiz sonunda kesinlikle kazanırız. Bu inancın amacı, kişiye kişiye belirli bir tür umut sağlamaktır. Yaşamın, yaşanmaya değer olduğuna, iyileşmenin mümkün olduğuna ve temelde, geçmişin geleceğe taşınması gerekmediğine inanmak faal, bilinçli bir seçimdir. İkincisi, umut mücadeledir.