Ülkemin insanları ekonomik olarak zor durumda belki …Ama biliyor musun ne?
Ne yapsanız olmuyor....Darbe dediniz, darbe yediniz....İç ayaklanma hedeflediniz....Kürt kardeşlerimizi dürttünüz....Aşiretleri ayartmaya kalktınız...Heslerle mücadele edenlerin ayağına gidip bir enstrüman olarak kullanıp kullanamayacağınıza baktınız.... Tuttunuz milli (!) yazarlarımızın(?) , düşünürlerimizin(?)aklını çelip ya tımarhanelik ya hapishanelik yaptınız üzerine az geldi, bir de paket yapıp kapı kulu ettiniz....Olmadı...Bu necip millete pkk ile pyd ile işid ile daeş ile adı her ne ise terör ile ayar vermeye kalktınız….Hepsi sizdiniz....
Şehitlerin üzerinden siyaset yapıp milletimin acısını kullanmaya kalktınız....Yine yok...Parti başkanları ile gizli gizli buluştunuz ...Kulaklarına repliklerini üflediniz...Rollerini ezberlettiniz yine yok....Pkk uzantısı partililer ile açlık grevleri yaptınız...
Terörü meşrulaştırıp mecliste kuyumuzun kazılmasına göz yumalım istediniz; yemedik....Kuyu yetmedi, “HENDEK” kazdınız...Kendi askerinizi hendeklerin başına çaktınız...
Park dediniz, bahçe dediniz, ağaç dediniz; beş ağaç için içimizde ne kadar reklamcı hain varsa ortalığa döktünüz, yüzbinlerce milyonlarca fidan diktik, millete parklar bahçeler yapıp milletin hizmetine sunduk, boyunuzun ölçüsünü aldınız....
Bu defa da gidip dekar dekar, hektar hektar yaktınız; içimizi yakan yangınları taşeronlarınıza da algı malzemesi yaptınız…
Üç tane mülteci sınırı aşacak diye ödünüz bi tarafınıza karışırken; bizden gelen yüzlerce, binlerce haine koynunuzu açtınız...
AB üyeliği ile korkutalım bunlar bu dilden anlar dediniz, yetti dedik düşünmeye başladınız....Tarih verdiniz Kasıma kadar, olmadı, Aralık, sonrası ERDOĞAN olmayacak dediniz onu da başaramadınız....
Başka kartlar çıktı piyasaya ekonomik kriz, ambargolar, boykotlar, dolara operasyon….
Dünyayı demokrasi masalıyla uyutup dünyanın bir ucundan kalkıp bir ucuna akbaba gibi çöktünüz, ganimeti hisse hisse aranızda böldünüz; olmadı, doymadı o kanla dolu gözleriniz doymadı, vatanımın altındakine, üstündekine ahkam kestiniz kesmedi, Akdeniz’de bana kefen biçtiniz, önüme setler çektiniz, kıyınızın olmadığı denizde kabadayılık ettiniz; yetmedi.... Egolarınıza savaş şerbeti içirdiniz de içirdiniz....
Onu bunu yokluk ile terbiye ettiniz... Ne sanıyorsunuz ekmeğimi küçültürseniz vatanımdan vaz mı geçeceğim!!! Başımdakini Kaddafi gibi Saddam gibi önünüze mi süreceğim?
BAK İŞTE O HESAPTA HATA VAR! Beni kimin yöneteceğine ben karar veririm. Bunca şeyi yaşayan bu Necip millet ne algıyla yönetilir, ne ekonomik kumpaslarla, ne korkuyla, ne silahla! BURASI IRAK DEĞİL. ...LİBYA DA DEĞİL...YA DA MISIR DA...BİZ BİRİZ....BİZ ÇOKUZ ....Var aramızda şaşanımız, kaçanımız ama.... Biz başkalarına benzemeyiz....SİZİ AKAN SALYANIZDA BOĞARIZ....AYAĞINIZI DENK ALIN...
Ölümle korkutamadığınız, şehadeti şeref sayan insanları açlıkla mı terbiye edeceksiniz? Edin o halde deneyin bakalım...
Almayıveririm ahmak telefonlarınızı , Allahın cezası arabalarınızı, deterjanlarınızı, parfümlerinizi, bize paket içinde servis ettiğiniz hastalıklarınızı, olmayıveririm pazarınız be hey akıldan kıt şeytanlıktan zengin şer çeteleri... Yetiştirir yerim...Üretir içerim....Bütün kotalarını kaldırıp senin pazarını da ele geçiririm.
Ben Çanakkale’de kuru ekmekle sizi mezara gömen ecdadın evladıyım. Senin yokluk oyunun seni bozar, beni değil!
Bu günlerde başka başka oyunların içindesiniz , açık değil kapalı oynuyorsunuz bu kez. Ama emin olun gören göz, duyan gönül ne çevirdiğinizi biliyor ! Emin olun, çevirdiklerinizi bir çok insan görüyor. Onun için: Alın O oyunlarınızı lütfen o küçük beyinlerinizin boş kalan alanlarına geri sokun . Sizi temin ederim siz sokmazsanız biz ilk fırsatta çıktıkları yere iade edeceğiz! Daha kötüsünü de söyletmeyin bize...Hepinizin canı cehenneme...Rabbim bütün entrikalarınızı ayaklarınıza dolaştırsın, başınıza geçirsin.... Size mahkum olduğumuzu düşünen yerel beyinleri de mümkün ise ıslah eylesin, yoksa yanınıza deff eylesin...
Mektubuma son verirken güzel vatanımın VATAN YÜREKLİ insanlarının yüreğinden öperim…