Edanur ISMAIL

Tarih: 31.10.2022 19:22

Yaşadığınızın Farkında Mısınız?

Facebook Twitter Linked-in

Niye onlar da düşünmüyor mu? Bu çok acı bir şey. Bir şeyi düşünmeden yapmak. Çünkü bir şeyin kalıcılığını sağlayan onun üzerine düşünmemiz. Neden her insandan farklı bir şey hissediyoruz mesela? Hepimiz aynı düşünmüyoruz çünkü. Bizi farklı kılan da bu değil mi zaten.

Şöyle kafamı yastığa koyduğumda gerçekten düşünebiliyorsam anı hissedebiliyorsam kendimi dünyanın en şanslı insanı gibi hissediyorum. Çünkü hayat bir şeyleri hissedebilmek için kısa. Her gün binlerce insan doğuyor belki binlerce de ölüyor. Peki ben ölürken gerçekten yaşadığımı hissedecek miyim? Bunu hissedemezsem eğer yaşamamın bir anlamı yokmuş. Şükredebilmek elindekini fark edebilmek ne kadar mutlu ediyormuş aslında insanı. Bizi manipüle etmeye çalışıyorlar aslında hem de hiç hak etmediğimiz şeylere: Kendi mutsuzluğumuzda boğulmaya. Sahip olduklarımızı göremeyecek kadar kör olmamızı sağlıyorlar. Sonra bizi o karanlıkta terk ediyorlar. Işığı görebilirsek çıkabiliyoruz ancak o karanlık dehlizlerden. Baktığımda etrafıma ışık saçmak istiyorum. Neyi görüyoruz etrafta? Nereden bakıyoruz hayata? Hangi frekansı yayıyoruz? Olumlu frekansları hissedersek belki o olumlu frekansların birleşimiyle oluşan o olumlu rezonansla kötü düşünceleri yıkarız.

Gerçekten hissetmek mi istiyoruz? Durup bir saniye hep birlikte düşünelim o zaman. Bugüne kadar yaşadıklarımızın ne kadarını hatırlıyoruz ya da ne kadar yıl yaşamış hissediyoruz? Bunun cevabını netleştiremiyoruz hafızamızda ama yaşadıklarımızdan sadece hissettiklerimizi hatırlayabiliyoruz. Bir duyguyu, bir anı, bir görseli... Bazen olumsuz olanları niye yaşadık diyoruz. Daha profesyonel bakabiliyoruz yaşadıktan sonra. Beynimiz ne kadar mantıklı olsa da kalbimize de inen şeyleri barındırıyor kendisinde. Vücudumuzun ne kadar bağlantılı olduğu buradan bile belli. Kalbimizin kabullenemediği bir şeyi kalıcı kılamıyor beynimiz kendisinde.

       “Sonlar, insanı hayata bağlayan yepyeni başlangıçlardır.”

Ne kadar doğru bir söz bence. Hayat kısa fakat yeni başlangıçlar yapmaya fırsat tanıyabiliyor. Her şeyi değiştiremiyoruz ama onlar da olduğu gibi güzeldir belki. Altında imzalarımızın olduğu güzel sonları  yazıp yeni başlangıçlar da oluşturabiliriz bu döngüde.

        “İnsanların bilmediği şu ki bir ömre birden fazla hayat sığabilir.”

Bir filmden alıntı. Dolu dolu yaşamak da bu hissiyatı veremez mi? Bir ömürde ya birden fazla hayatı yaşayabilirsin ya da kendi hayatını dolu dolu yaşayabilirsin. İkisi de kötü şeyler değil. Önemli olan başlangıçların ve bitişlerin arasındakileri hissediyor muyuz? Geriye dönüp baktığımızda gerçekten hatalarımızla da olsa bu benim hayatım diye sahiplenebilecek kadar memnun muyuz?

Hayat... Belki de hayatımızın 10 yılını sadece bir sayfaya yazabiliyoruz. Ama hissettiğimiz kadar o sayfaları çoğaltıyoruz. Dolu dolu yaşıyorsak bir kitap çıkıyor hayatımızdan. Adımıza özel kitaplar. O kitapları ancak ömrümüzün sonunda açıyoruz. Belki daha erken baksak büyük resmi daha iyi görebiliriz. Hayatımızın evrendeki bir nokta kadar olduğunu ve bir gün o noktanın da yeryüzünden silinebileceğini.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Keyifli okumalar...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —