Bazı işletmelerin ve kişilerin boykot edilmesi, toplumsal ayrıştırma noktasında atılmış en tehlikeli adımdır. Her ne kadar masum bir boykot eylemi gibi görülse de, aslında bu daha geniş planda herkesin herkesi rakip ve düşman görmesini hedefleyen karanlık bir tezgahın uzantısıdır.
Kısa bir müddet sonra karşı komşumuz, mahalle arkadaşımız, iş yerindeki tanıdığımız, mesai arkadaşımız "öteki" ve "düşman" olarak görülecek; "ya bizdensin ya da yoksun" anlayışına varılacaktır. İnsanlar aidiyetleriyle yargılanacak, herkesin birbirinden şüphe duyduğu bir ortam yaratılacaktır.
Ve ne yazık ki, bugün yaşadığımız tablo budur…
Muhalefet, kendi ülkesinin yerli ve milli markalarını hedef alarak boykot çağrısı yapıyor.
Dünyada belki ilk kez, kendi üreticisini, kendi esnafını, kendi işçisini hedef tahtasına koyan bir muhalefet anlayışıyla karşı karşıyayız.
Bu çağrılar ne siyasi bir duruşu ne de ilkeli bir eleştiriyi temsil etmiyor.
Bu, düpedüz ülkeye zarar vermektir.
Düşünebiliyor musunuz? Bu çağrılarla aslında:
Yerli bir firmanın üretim bandında çalışan emekçiyi cezalandırıyorsunuz.
O fabrikanın elektriğini sağlayan tedarikçiyi,
Nakliyecisini, pazarlamacısını,
Hatta o ürünün satışından geçimini sağlayan küçük esnafı hedef alıyorsunuz.
Ülke ekonomisine katkı sunan her bireyi, sadece siyasi bir öfkeyle cezalandırmaya kalkıyorsunuz.
Bu tutumun adı muhalefet değil; bu ancak:
“Karşı olmak için karşı olmak.”
Bu bir protesto değil, bu bir ihanettir.
Muhalefet etmek, alternatif üretmekle olur.
Boykot değil, boyun eğmeyen fikirlerle olur.
Üretim yapanı hedef göstermekle değil, daha iyisini yaparak halkın takdirini kazanarak olur.
Ama siz üretmeyi değil, yıkmayı seçiyorsunuz.
İtiraz etmeyi değil, ifşa etmeyi marifet sayıyorsunuz.
Bu ülke hepimizin.
Bu topraklarda yaşayan her vatandaş, ister muhalif olsun ister iktidar yanlısı, aynı gemide yol alıyor.
Gemiyi delmeye kalkarsanız, su hepimizi boğar.
Bu yüzden, sağduyulu her vatandaşın bu kirli oyunu görmesi, tuzağa düşmemesi gerekiyor.
Ben, bu ülkenin bir evladı olarak, ister iktidarda olsun ister muhalefette,
Kim bu ülkeye zarar verirse onun karşısında dururum.
Üretimi baltalayan, kutuplaşmayı körükleyen, halkı birbirine düşürmeye çalışan herkesin karşısında…
Çünkü bu ülke, bizim ortak geleceğimiz.
Çünkü bu topraklar, hepimize emanet.
Ve ben, emanete ihanet edene sessiz kalamam.