Türk milleti tarihin hiçbir döneminde esir olmamistir. Özellikle Müslüman olduktan sonra hükmettigi topraklarda Islam’in bayraktarligini yapmistir. Haçli ve Mogol istilalarinda bu Islam düsmani ordulara çok agir darbeler vurarak bagimsiz kalmayi basarabilmistir.
Milli Marsimizdaki su sözler bizim gerçek durumumuzu yansitmaktadir:
“Ben ezelden beridir hür yasadim, hür yasarim./ Hangi çilgin bana zincir vuracakmis? Sasarim! / Kükremis sel gibiyim; bendimi çigner, asarim; /Yirtarim daglari, enginlere sigmam, tasarim.”
Simdi kalkip böylesine seref ve gururla dolu bir geçmisi olan bir toplum; kiçi kirik Yunan’a karsi “Kurtulus Savasini Kazandik” diyebilir mi? Kurtulus Savasi gibi sözler kahraman Türk milletine karsi yapilmis büyük bir haksizliktir.
Her akli basinda Türk gibi ben de “Kurtulus Savasi” sözünü kabul etmiyorum. Eger Yunanlilara karsi yaptigimiz savaslara bir isim vermek gerekiyor ise bunun adi “Milli Mücadele” veya “Türk-Yunan Savasi” olmalidir.
Neredeyse bütün illerimizde “kurtulus günü” düzenlenip Türk milletini küçük düsürecek törenler yapilmaktadir. Özellikle bazi yagci ve dalkavuk insanlar; bir kurtarici meydana getirmek için “Kurtulus” sözcügünü kullanarak, çaktirmadan bu cesur ve kahraman millet ile alay etmektedirler.
Ermeni, Rum ve Yahudiler, bir Türk padisahindan kurtulduklari için bagimsizlik günü kutlanmasini isteyebilirler. Fakat Anadolu’yu biz Türklere yurt ve vatan yapan Osmanli hanedani ve kahraman ecdadimiza karsi “kurtulus” kelimesini kullanmak ayiptir, günahtir. Bu söz Müslümanlari sirtindan vurup kalleslik yapan gayrimüslim azinliklara yakismaktadir. Türklere yakismaz.
Biz “Istiklal Savasimizi sadece Yunan’a karsi yapmadik, Ingiliz, Fransiz, ve Ermenilerle de savastik” diyenler çikacaktir. Evet, Sütçü Imam ve Arslan Bey liderliginde Fransizlarla Maras, Urfa ve Antep sehirlerinde kahramanca savasip bu basörtüsü düsmanlarini topraklarimizdan attik. Kazim Karabekir ve Halit Pasa’nin komutasinda katliam yapan Ermenileri bozguna ugrattik. Ethem Bey ile birlikte bazi Kuvai Milliye askerleri küçük de olsa Ingiliz askerleri ile çatismaya girerek bu vatanda kalamayacaklarini gösterdik.
Mondros Mütarekesi geregince topraklarimiza girmelerine müsaade ettigimiz bu devletler ülkemizi tam manasi ile isgal edememislerdir. Zira birkaç tabur askerle isgal mi olur? Bunlara karsi “Kurtulus Savasi” yaptik sözü pek de anlamli degildir.
Eger Ingilizlerden bagimsizligini kazanan ABD gibi olsaydik “Kurtulus Savasi” denilmesinde bir sakinca olmazdi. Nitekim bir çesit köle durumundaki Amerikan kolonileri 1756-1763 yillari arasinda Ingiltere'nin Avusturya, Fransa ve Rusya ittifakiyla yaptigi savaslardan (Yedi Yil Savaslari) yararlanarak, bagimsizligini ilan etmistir.
Savaslar Ingiliz maliyesi üzerinde ciddi bir yük olusturmustu. Ingiltere malî yükünü gidermek amaciyla yeni vergiler koymus fakat Amerika'daki bu kolonilerin tepkisiyle karsilasmisti. Çay ihracatina gelen yüksek ek vergiyle koloniler, 18. yüzyil ortalarindan beri hazir olduklari bagimsizlik mücadelesini hayata geçirdiler. Savasin baslarinda George Washington, Thomas Jefferson tarafindan kaleme alinan ve özgürlük isteklerini dile getiren Amerikan Bagimsizlik Bildirgesi'ni yayinladi (4 Temmuz 1776). Sonradan 4 Temmuz günü ABD bagimsizlik günü olarak kabul edilmistir.
Alti yil süren savas sonunda, George Washington komutasindaki koloni güçleri tarafindan yenilgiye ugratilan Ingiltere; geri çekilmis ve 1783 yilinda Paris antlasmasiyla 13 koloninin bagimsizligini kabul etmistir. Bagimsizliklarini ilan eden koloniler, içislerinde serbest eyaletlerden olusan Amerika Birlesik Devletleri'ni kurdular (1787). 1789'da Anayasanin tamamlanip onaylanmasiyla yeni bir ulus ve Amerikan üst kimligi dogmustur. Iste “Kurtulus Savasi” ifadesi Amerikalilara yakismaktadir. Fakat “ben ezelden beri hür yasadim hür yasarim” diyen Türkler için geçerli degildir ve olamaz.
Mondros Mütareke sartlarina uymayan Ingiliz, Fransiz, Yunan ve Italyan güçleri Osmanli Padisahi Halife Vahdettin’i adeta esir almislardi. Erzurum, Sivas ve birçok vilayetimizde toplanan Kuva-i Milliye teskilatlari Halifeyi kurtarmak ve mütareke sartlarini bozan bu devletlere karsi milli bir mücadele karari almislardir.
Iste Milli Mücadele bu sartlar altinda baslamis ve özellikle Yunanlilara karsi yapilan iki yillik bir savastan sonra Anadolu bu Islam düsmani askerlerden temizlenmistir. Kahraman ordumuz ve sanli Türk milleti, zafer heyecanini daha tatmadan sürprizlerle karsilasmis kendine kurtarici namini veren tek parti saltanatina boyun egmistir.
Ey Türk Kardesim!
Sakin Rum, Yahudi ve Ermeni dönmesi oldugu halde bu vatani ben kurtardim diyerek yillarca ensemizde boza pisiren kisilere inanmayiniz. Bunlar soyadi kanununu kullanarak geçmisteki gayrimüslim izlerini silmisler ve sahte Türk adlarini kullanarak biz Türkleri aldatmislardir.
Biz Türkler tarihin hiçbir döneminde esir olmadik. Daima düsmani esir ettik. Nerede kaldi “kurtulus” veya “istiklal” savasi. Haçli ve Mogol saldirilarinda dahi esir olmadik. Bilakis esir olan Müslüman topluluklara cihangirligimizle örnek olarak Anadolu topraklarindan hepsini temizledik.
Son yillarda Selçuklu Sultani Alp Arslan, Ertugrul Gazi, Sultan Osman Gazi gibi yigit Türk komutanlarinin cengaverlik hikayeleri; dizi film seklinde ortaya konuluyor. Türklerin boyunduruk altina alinamadigini çesitli senaryolarla film seklinde göstermeye çalisan gayretli insanlar var. Yaptiklari bu güzel çalismalar dünyanin her yerinde hayranlikla Türklerin tarihin derinliklerinden gelen hürriyet ve özgürlük asklarini bütün dünyaya ispatlamis durumdadir.
O halde gayrimüslim azinliklarin biz Türkleri daha fazla asagilamasina müsaade etmemek için kahraman ecdadimiza yapilan hakaretlere bir son vermek zorundayiz. Aksi takdirde ecdadimizi kötüleyerek bizleri sanli geçmisimizden koparmaya çalisan fena insanlarin tuzagina düsmüs oluruz, vesselam…