M.Nuri Bingöl

Tarih: 16.08.2025 11:36

İstanbul Yolunda Unutkanlık Sendromu

Facebook Twitter Linked-in

İSTANBUL YOLUNDA UNUTKANLIK SENDROMU
         Gaziantep'ten İstanbul'a bir vesileyle yolculuk gerekiyordu. Valizleri teslim ettik, sırada bekleme salonu… İçimden “her şey yolunda” diyordum ki, birden telefon ortadan kayboldu. 
         El çantamı açtım, çevirdim, ceplerini yokladım. Yoktu! Birkaç dakika boyunca kalabalık terminalin ortasında kendi küçük telaşımın esiri oldum. Sonunda çantanın altından bana sessizce göz kırpan telefon çıktı. Meğer hep oradaymış.
**

“Kaybolan eşyalar bir şekilde bulunur; ama o tebessümler hiçbir yerde satılmıyor.”


         Telefonu bulmanın sevinci kısa sürdü. Bu kez bilgisayarın şarj cihazı sırra kadem bastı.
         Yolcu arama noktasına koştum, görevliye sordum, çevreme baktım. Ama cihaz ortalarda yoktu. Bekleme salonuna döndüm, çantamı tekrar karıştırdım. Ve işte! Hiç bakmadığım iç cepte sakince duruyordu.
**
         Başımı kaldırdığımda eşimle kızımın bakışlarıyla karşılaştım. Yüzlerinde hafif bir tebessüm, gözlerinde sabırla karışık bir sevecenlik vardı. Bir şey demediler ama ifadeleri her şeyi anlatıyordu: “Baba yine unutkanlık maratonunu koştu.”
         Yolculuktan de ibret olarak şunu öğrendim ki seyahatlerde uçaklar, arada sırada dakiktir, ama insanın unutkanlığı hiçbir saate uymaz. 
**
         Kaybolan eşya, bulunduğunda sevinç; bulunamadığında tatlı bir hatıra olur. Asıl değerli olan ise valizin içindekiler değil, yol boyunca biriken anılardır.
    Benim için o gün, en kıymetli yolculuk hatırası; eşimle kızımın o bıyık altı tebessümleriydi. Çünkü kaybolan eşyalar bir şekilde bulunuyor, ama o gülüşler, hiçbir yerde satılmıyor

Siz hiç yolculukta unutup sonra bulduğunuz bir eşya hatırası yaşadınız mı? Yorumlarda paylaşın


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —