MURAT FIDAN

Tarih: 16.12.2025 13:06

Risale-i Nur’u Uzaktan Yargılamak: İlmin ve İnsafın İmtihanı

Facebook Twitter Linked-in

 

Risale-i nur’un derin denizine dalıp cevher aramadan uzaktan ona bakmasın!

Şark medreselerinin yetiştirdiği büyük ve nadide Âlimlerden Babnirli Molla Abdullah Aydın Seyda Efendi anlatıyor:

Medrese tahsilime ilk olarak Keferzo Köyünde (Batman’a bağlı) Seyda Mele Ahmed’in yanında başladım, ondan sonra Seyda Mele Muhammed’in (Arapkentli) yanında okudum, sonra Ayınkaf’ta Seyda Mele İsmail’in yanında, daha sonra Fetli köyünde Seyda Mele Yasin’in yanında ve en son Ahmedi Köyünde Seyda Şeyh Afif’in yanında okudum. Şark medreselerinde, umman gibi seydaların yanında medrese tahsilimi ikmal ettim ve ilim icazetimi şeyh Afif’ten aldım. İcazet aldıktan sonra 20 seneye kadar tedrisâta devam ettim ve birçok talebeye icazet verdim. Bu hizmetle beraber vaaz, hutbe ve telif hizmetlerine de ağırlık verdim. Üstad’la alâkalı Arapça, Türkçe, Kürtçe birçok kasidelerim de vardır. Şimdi Batman’da ikamet ediyorum.

“Risale-i Nur’un değerini anlamak için uzaktan bakmak yetmez; ilmin ve insafın terazisinde içine girerek tartmak gerekir.”

Şu noktaya dikkat çekmeyi bir borç bilirim: Hiçbir âlim, bilim adamı, Risâle-i Nur’un içine girmeden ve derin denizine dalıp cevher aramadan uzaktan ona bakmasın, içine girsin incelesin, değerini ölçsün, müellifinin değeriyle eserin değerini ilmin ve insafın mihenk taşına vursun. Vursun ki ne kadar gerekli olduğunu, onsuz yaşamanın imkân harici olduğunu bilsin. İçine girsin ki, hem kendisi mutlu olsun, dünya ve ahiretini kazansın, hem de başkasının kazanımına vesile olsun. İlâve olarak Üstad ile ilgili bir hatıramı sunmak isterim. Şöyle ki:

Ben ile hocam Şeyh Afif Hamidi medresede okurken, Üstad Bediüzzaman hazretlerinin sakal bırakmama konusunu açtık, hâşâ itiraz mahiyetinde değil, hikmetini anlamak için münâzarâ açtık. Sonra bir gece rüyada Üstad hazretleri benim medreseme geldi, sakalı biraz uzamıştı, bir mahkemeye gidiyordu, onun sakalının uzunluğu dikkatimi çekti, kalbimde kesmesini arzuladım. O anda bana baktı ve dedi ki: “Senin tıraş malzemen varsa getir tıraş olayım.” Ben evime koşarak gidip ona jilet getirdim, bana jiletle tıraş olmayacağını, saç makinesi varsa getirmemi emretti. Ben eve koşup saç makinesini getirdim. Onu tıraş etmek istedim, ama kendisi makineyi benden aldı ve tıraş oldu. Tıraş olunca içim rahat etti.

Sonra hocam Şeyh Afif’in ziyaretine gittim, hocamın da benim rüyam gibi bir rüya gördüğünü, Üstadın sakal bırakmama hikmetinin derin olduğunu söyledi.

Bediüzzaman hazretlerinin şahs-ı mânevîsini ve ilmî seviyesini tarif etmek ne benim, ne de benim gibilerin kârıdır.

 

Kategori: Köşe Yazıları > İlmi ve Tasavvufi Yazılar


Bu ilmi ve manevi şahitlik hakkındaki düşüncelerinizi yorumlarda paylaşır mısınız?


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —