Bakan Bilgin, Ülke TV Canlı Yayınında Çalışma Hayatına İlişkin Soruları Yanıtladı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Ülke TV canlı yayınında gündeme ve çalışma hayatına ilişkin soruları yanıtladı. Bakan Bilgin, EYT ile emekli olan vatandaşlar ile ilgili Mart ayında müracaat edenlerin Nisan ayında maaşlarını alacaklarını kaydetti.
Bilgin, pandemi sonrası dünyadaki ekonomik dalgalanmaların ve enflasyonun bütün dünyada yükseldiği Türkiye’nin de çok fazla etkilendiği bir dönemde çalışma hayatında meydana gelen sorunlara sosyal devlet politikalarıyla yaklaştıklarına değinerek, “Her bir dosyayı çözerek ilerliyoruz. Bu dosyaların birçoğunu çözdük. Önümüzde çözülecek dosyalar var. Mesela taşeron işçiler meselesi var, onu sonuçlandıramadık ama çözeceğiz. Önümüzdeki dönemde de biz varız. Bizim hükümetimiz çözecek. Sosyal devlet politikaları devam edecek Türkiye’de” ifadelerini kullandı.
“EYT’de Mayıs Ayı İçinde Herkesin Maaşı Ödenmiş Olacak”
Bilgin, EYT ile emekli olmak için yaklaşık 1 buçuk milyon kişinin müracaat ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Bu 1 buçuk milyon insanın maaşının bağlanması konusunda çalışma arkadaşlarımız olağanüstü bir şekilde çalışıyor. TBMM’de kabul edilen yasa teklifi ile EYT’ye maaş bağlanması ile ilgili çalışan SGK personelinin fazla mesaisini arttırdık. Maksadımız şu; Mart ayında müracaat edenlerin hepsi Nisan ayında maaşlarını alacaklar. Diyelim ki Nisan’ın başında maaşlarını alamadılar, yetişmedi hiçbir hak kaybı olmadan hangi gün bağlanırsa o ay içerisinde alacaklar. İkincisi biz bu fazla mesai ile birlikte çalışmayı hızlandırıyoruz. Tahmin ediyorum Mayıs ayında bütün müracaat edenlerin maaşları Mayıs içerisinde ödenmiş olacak. Biz her ay ortalama 35 bin emekli olan insanımızın emeklilik maaşı bağlanması talebini karşılıyoruz. Rutinimiz bu. Şu anda işlemi tamamlanmış olan insanların sayısı 250 binden fazla. Dolayısıyla Nisan ayının 15’ine kadar bunların büyük bir çoğunluğu yetişecek. En alt düzeyde emekli maaşını 5 bin 500 TL’den 7 bin 500 TL’ye çıkardık. Bunların işlemleri de var. Ne ikramiyede ne de maaşlarda hak kaybı olmayacak. Devletimiz bu konunun kaynağını ayırmıştır. Bütün emeklilerimizin, EYT’lilerimizin, emekliliği hak edenlerin maaşları, ikramiyeleri yatacaktır. Mayıs ayı içerisinde de müracaat edenlerin tamamının maaşlarını ödeyecek hale geleceğiz. Öncelik sırasını müracaat sırasına göre ve bir de depremzedelere verdik.”
“Asgari Ücret ve Düzeyindeki Gelirlerden Verginin Kaldırılmasını Tarihsel Bir Adım Olarak Görüyorum”
Pandemi sonrası meydana gelen olumsuzluklar karşısında pek çok anlamlı yapısal değişim yaptıklarına vurgu yapan Bakan Bilgin, “Bunların içerisinde bir tanesini çok önemli görürüm. O da asgari ücretten ve ücretlilerin asgari ücret düzeyindeki gelirlerinden verginin kaldırılmış olması. Çalışma hayatında unutulmayan işlerden birisi toplu sözleşme düzeninin başlamasıdır. Burada da rahmetli Başbakan Ecevit’in unutulmaz bir yeri vardır. Çünkü toplu sözleşme düzeni demokratik sistemin en önemli kurumlarından biridir. Ecevit’in parti programına koyduğu, Demokratik Sol Parti’nin de programına koyduğu ve halka da birçok yerde yaptığı konuşmalarda bahsettiği şeylerden birisi asgari cüretten verginin kaldırılmasıdır. Ecevit’e nasip olmadı, bizim hükümetimiz döneminde gerçekleştirdik. Onun için ben asgari ücret ve düzeyindeki gelirlerden verginin kaldırılmasını toplu sözleşme düzenine geçiş gibi tarihsel bir adım olarak görüyorum” diye konuştu.
“Geçici İşçilerin 12 Ay Çalışmalarını ve Kadroya Atanmalarını Mümkün Hale Getirdik”
Bilgin, taşeron meselesine ilişkin de “Öncelikle bizim hükümetimiz döneminde KİT’lerde yaklaşık 800-900 bine yakın taşeron kadroya geçmiş vaziyetteydi. Oradan kalan 80 bin kişi var, onlarla ilgili çalıştık ama onların dışında da yeni taşeron işletmeler var. Yani esas işe ait olan bütün hizmetlerin kamuda kamunun yapması gerekir. Taşeron geçici bir şey için alınır. Esas işleri kamuda kamu işçilerinin yapması lazım. Bu bakımdan da taşeronun çok münferit alanlarda, esas işte değil geçici işlerde kullanılabilir olduğunu düşünüyorum. Onun dışındakilerin hepsinin taşeron işçiliğine son verecek şekilde düzenlenmesi gerektiğine inanıyorum. Bu işte önce kamudaki, KİT’lerdeki taşeronları planladık. Diğerlerini çalışırken bu dosya önümüzde kaldı. Şimdi meclisin önümüzdeki haftadan itibaren çalışamayacağı bir dönemdeyiz ama önümüzde dosyamız duruyor. Çalışmamızın büyük bir kısmını tamamladık. Diğerlerini de tamamlayacağız inşallah seçimden sonra. Seçimden sonraya kalır diye düşünüyorum. Çözeceğimiz konulardan birisi bu. En son kapattığım dosya dün gece bitti. Nedir o? Geçici işçiler. Şimdi bunların yaklaşık 12 ay çalışmalarını mümkün hale getirdik. Her kamu kuruluşunda boşalmış kadrolar var. Yaptığımız bu kanuni düzenlemeyle geçici işçileri kıdem sırasına göre doğrudan doğruya oradan alınmasını kanun hükmüne koyduk. Ben artık Türkiye’nin bu konuda el yordamıyla haksız hukuksuz işlem yapılmasının önüne geçen bir düzenleme yaptığımıza inanıyorum.” açıklamasında bulundu.
“Gaziler Arasındaki Farklılıkları Ortadan Kaldırdık, Aylıkları Asgari Ücret Düzeyine Çıkardık”
Şehit yakını, gazi, dul ve yetimlerin maaşlarını asgari ücret düzeyine getirdiklerini aktaran Bakan Bilgin, şöyle konuştu:
“Ben bunun zaten yıllardır neden yapılmadığına şaşırırım. Bu insanlar şehit olmuş, gazi olmuş. Kıbrıs Gazisi daha az alıyor, 15 Temmuz Gazisi farklı alıyor. Bütün bunları ortadan kaldırdık. Ben bunun da çok adil bir düzenleme olduğunu düşünüyorum. Ben güneydoğuya gittiğimde, korucu ailelerinin, korucu derneklerinin, talepleriyle karşılaşmıştım. Onlara söz vermiştim. Dün onu da çözdük. Yani onların da emeklilerinin maaşlarını 7 bin 500 TL yaptık. 5 bin 500 TL’den daha düşük alıyorlardı, bu adaletsizliği de ortadan kaldırdık. Millet için, ülke için her şeylerini veren kahraman insanların çocukları veya emeklilerinin sahipsiz bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Sosyal devlet bütün bunlara hassasiyetle yaklaşması gereken bir anlayışa sahip olmalıdır. Bunu uygulama fırsatı bulduğumuz için de gerçekten mutluluk duyuyorum.”
“Küçük İşletme Sahiplerinin Emeklilikte Prim Günü Ödemesinde Düzenlemeye İhtiyaç Var”
Bilgin, Bağ-Kur’dan emekli olanların 9 bin gün prim ödeyerek emekli olabildiklerine diğer gruplar ile primin eşitlenmesi taleplerine ilişkin, “Bağ-Kur’lular kendi işletmelerine sahip olan insanlar. Yani biz öyle tabir ediyoruz; 4b, 4a, 4c diye, 4a’lı yani sigortalı eski sistemde, işçi emekçi onların yanında çalışıyorlar. Bir işverene tabiler. Onların 5 bin küsur prim günü ödemesi sosyal devletin uygulaması olarak doğru bir uygulamadır ama Bağ-Kur, kendi işletmesinde çalışıyor adam. Yanında bazen işçi de çalıştırıyor. Fakat orada benim adil görmediğim bir uygulama var; yanında en fazla 3-5 kişi çalıştıran küçük işletmeleri ayırmak lazım. Orada bir düzenleme yapmak lazım. Böyle bir düzenlemeyi biz çalıştık, çalışıyoruz ama o yeni bir sosyal güvenlik reformunu gerektiriyor. Yapacağız, çalışmamız önümüzde” ifadelerini kullandı.
“Kamu İşçileri İçin Toplu Sözleşme Sürecini Seçimden Önce Bitirmeye Gayret Edeceğiz”
Kamu İşçilerinin toplu sözleşmesi için görüşmelere ilişkin ise Bakan Bilgin, şu bilgileri paylaştı:
“Ben hiçbir konuya seçimden önce mi, sonra mı çıkacak diye bakmadım. Bitirdiğimiz zaman getirdik. Öyle olsa seçimlerden önce taşeron işçiliğini de hallederiz. Benim hiç öyle bir derdim yok. Ben ele aldığım her problemi hukuk devletinin, sosyal devletin imkânları içerisinde çözerek ilerliyorum. Bir dosyayı kapatıyorum ilerliyorum. 700 bin civarında kamu işçisiyle yaptığımız toplu sözleşme müzakerelerini bu sene erken başlattık. Fakat daha Mart ayında sözleşmesi biten işçiler var. Yani normal bunun süresi geçen iki sene önce yaptığımızda Ağustos’ta bitirmiştik. Temmuz’a kadar, Ağustos’a kadar uzayacak bir zamanımız var. Biz bunu hızlı ele alalım diye başlamıştık araya deprem girdi. Deprem girince askıya aldık. Ama sözleşmeden doğan sendikaların süre kaybı da olmasın diye onu da askıya aldık. Cumhurbaşkanı kararıyla o hak kaybının da önüne geçecek bir düzenleme yaptık. Bu sözleşmeyle ilgili görüşmelerimiz kapanmış bitmiş vs. değil, devam ediyoruz. Bitirebilirsek seçimden önce, bitiremezsek seçimden sonra ama seçimden önce bitirmeye gayret edeceğiz. İki sene önce yaptığımız sözleşme büyük bir toplumsal barış içinde geçti. Gerçek anlamda bir sosyal barışı inşa ettik orada kamu işçileriyle. Kamu işçileriyle yapılan sözleşme özel sektöre de yön veriyor. O bakımdan ben çok önem veriyorum. Seçimden önce bir an önce yapalım veya seçimden sonraya sarkıtalım, öyle bir derdimiz yok. Adam gibi bir sözleşme yapalım. İşçilerimizle barış içerisinde bir uzlaşmaya varalım. Sendikalarımız da, çalışanlarımız da, emekçilerimiz de mutlu olsun.”
“Olumsuz Bir Tablo Çıkarsa Temmuz Ayında Asgari Ücreti Yeniden Belirleriz”
Bakan Bilgin, asgari ücrete Temmuz ayında ara zam yapılmasına ilişkin soru üzerine, “Asgari ücret, özel sektörün verdiği bir ücrettir. Dolayısıyla asgari ücreti düzenlerken çeşitli şartlara bakıyoruz biz; enflasyon ve hayat pahalılığı. İkisi aynı şey değil. Enflasyon düşer ama hayat pahalılığı devam edebilir. Alım gücünü azaltması, ücretler üzerindeki baskısı. Bunlara bakarız. Baktığımız bütün bu değişkenler bize asgari ücretin belirlenmesi konusunda inisiyatif veriyor. Her yıl mevzuatımıza göre yılda bir defa yapıyoruz ama geçen sene olduğu gibi bu sene de bahsettiğim şartlarda olumsuz bir tablo ortaya çıkarsa Temmuz’da değerlendiririz ve yeniden asgari ücreti belirleriz. Enflasyonun tahrip edici etkileri devam ederse biz emekleri koruyacak bir düzenlemeyi Temmuz’da tekrar tereddütsüz yaparız” dedi.
“3600 Ek Gösterge Düzenlemesi İle Bütün Kamu Çalışanlarına El Uzatan Bir Düzenlemeyi Hayata Geçirdik”
Kamu çalışanları ile ilgili yapılan 3600 Ek Gösterge düzenlemesinin de önemine işaret eden Bakan Bilgin, şunları aktardı:
“Bu düzenlemeyi geçen sene yaptık, yapıldığı zaman da Türkiye’de yaklaşık 6 milyon insana hitap eden bir düzenleme olmuştur. Kamu çalışanları konusunda reform niteliğinde bir çalışmadır. 3600 ek gösterge düzenlemesi başlangıçta dört grup için düşünülmüştü fakat çok sayıda grubu kapsayan ve herkese de 600 puan veren ve bütün kamu çalışanlarına bir şekilde temas eden, onların elinden tutan, onların hayatlarına bir şekilde el uzatan bir düzenleme yaptık.
Onun etkisini de unutmamamız lazım. Türk devleti en zor şartlarda emekçisinin, emeklisinin elinden tutuyor. Bakın asgari ücret düzenlemesinde de yaptığımız şey bu; Türkiye tarihinde dolar bazında en yüksek asgari ücret düzenlemesini yaptık. Türkiye’nin yaptığı bu düzenlemeleri ben Türk devletinin bu zor dönemde emekçisine ve emeklisine sahip çıkması olarak görüyorum. Ek gösterge düzenlemesi emekli ikramiyelerini de düzenledi. Bütün bunlar çalışma hayatının çok yönlü olarak kuşatıldığı, sosyal devletin elinin hissedildiği düzenlemelerdir ve bu bakımdan eleştiri elbette olacaktır. Keşke taşeron işçilik meselesini, toplu sözleşmemizi de çözmüş olsaydık. Önümüzde açık çalışıyoruz, çözeceğiz. İnşallah bu bayram öncesi veya bayram sonrasında onunla da ilgili netice alacağız.”
“Sendikal Yapının Güçlendirilmesi Konusunda Büyük Bir Reform Hazırlığındayız”
Bilgin, daha yapacakları çok şey olduğunun altını çizerek, “Çalışma hayatının en önemli sorunlarından birisi sendikal yapıyı güçlendirmek. Sendikalaşma oranlarını arttırmak. Mevcut sendikal yasalar, bir kısmı bunların 12 Eylül’den kalmadır, bir kısmı daha sonra yamalı bohça gibi yapılan düzenlemelerdir. Burada büyük bir reform hazırlığındayız. İnşallah önümüzdeki dönemde bunu da gerçekleştireceğiz ve Türkiye’yi özgür, sendikalaşmış, güçlü sendikaların olduğu, emek pazarlıklarının emekçilerin katılımıyla güçlendiği bir çalışma hayatına kavuşturacağız” diye konuştu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.