İş İnsanı Şafak Sol, deprem bölgesine gitti. ” 8 MART’TA YÜREĞİMİZ BURUK”
"Asrın felaketi" olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli depremler, Türkiye'de 11 ili etkiledi. Depremin ilk dakikalarından itibaren depremzedelere yardım için olağan üstü bir gayret sarf eden İzmirli İş İnsanı Şafak Sol” ”Depremi unutmamak ve unutturmamak pusulamız olmalı ”dedi.
Yaşanan asrın felaketinin özellikle anneler ve çocukları üzerinde travmalara yol açtığını da belirten Sol ”Bu yüzden 8 Martı buruk kutladıklarını” söyledi.
Sol” ”Depremde hayatını kaybeden annelere ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Yaralı annelerde inşallah biran önce sağlıklarına ve çocuklarına kavuşur ”diye konuştu
Deprem bölgesinde depremzedeleri de ziyaret eden Şafak Sol, gördüklerini, yaşadıklarını anlattı.
ŞAFAK HANIM DAHA ÖNCE DEPREM YAŞADINIZ MI?
*17.Ağustos 1999 Düzce depreminde ailemden beş kişiyi kaybettim. Dayım, eşi, gelini, dünürü ve torunu. Kardeşlerim ve babam annemi de alıp Düzce’ye yola çıktıktan dört saat sonra ben de Düzce’ye gitmek üzere yola çıkmıştım. Binalar yıkılmış yan yatmıştı. Yıkılan binaların çakıl, kum gibi yerde yığılı kaldığı bugün de gözlerimin önünden gitmiyor. Yıkık, eğik, yarısı çöken binaların camlardan sarkan beyaz eşyalar, yataklar, kapılar insan bedenleri, uçuşan tül perdeler vardı. Trafik adımlarla ilerliyordu. .
Dört gün kaldığım Düzce’de destek için ve kendimiz için bazen su, bazen yiyecek ve erzaklar için sıraya girmeye başladım. Annemle kaldırımda mezarlığa gitmek için bekliyorduk. İri uzun boylu esmer bir adam koşar adımlarla yanımıza yaklaştı. Siyah bir çöp torbası uzatıp “bu sizin cenazenizin bacağı” dedi ve gitti.
Anneciğim… Eyvah! “Ağabeyinin bacağı diye elindeki torbaya bakarken yüreği ağzındaydı. Ellerinde siyah çöp torbasıyla koşarak yanımdan uzaklaştığı zaman ardından öylece bakakalmıştım. Sonra kesik nefesiyle karşıdan bana doğru yürüdüğünü gördüm. Yüksek sesle seslendi. Bizimki tam… Yüzünde cenazesine bütün beden kavuşmasının acı huzuru vardı.
Benim için çok zor anlar zamanlardı. Annemin duygularını düşünebilmem mümkün değil.
ASRIN FELAKETİNİ OLARAK DEĞERLENDİRİLEN KAHRAMANMARAŞ DEPREMİNİ İLK DUYDUĞUNUZDA NELER HİSSETİNİZ?
* 6 Şubat 2023 günü canları kasıp kavuran bahtsız deprem felaketinden kızım Selin aradığında haberim oldu. Elim ayağım karıştı. Televizyonu açmaya cesaret edemedim. Soğukkanlı olmaya çalıştım. Depremi yaşamış gibiydim ama kaybedecek vakit yoktu. Gönlümden bir an evvel koşup oralara gitmek geçti ama telefonun başına oturdum. Üç farklı telefonla çalıştım. İzmir’den başladığım, Ankara ve İstanbul’ ile devam ettiğim, Almanya ile görüştüğüm telefon trafiğine başladım. Amacım çadır firmalarının elinde bulunan çadır fiyatlarına ve tedarik ağına ulaşmaktı. Fiyatları ve üretim kapasiteleri hakkında fotoğraflarla birlikte bilgi topladım. Firmaların iletişim bilgilerini ulaşabildiğim tanıdığım tüm insanlara ilettim. Kendi imkânlarımla alabildiğim çadırları depremzedelere ulaşmasını sağladım. Ben bunları yaparken bilinçli yaptım. Depremim üç ve dördüncü günü yardım etmek isteyen insanların firmalardan çadır satın aldığı haberleri gelmeye başladı. Firmalar bir haftada ancak en fazla beş çadır üretebileceklerini söylüyordu. Kumaş vardı üretim yoktu. İş Dünyasına, Parti ve Bakanlıklara, tanıdıklarıma çadır fiyatlarını ve tedarik gerçeğini anlatmak ve aktarmak ilk iki günümü aldı. Daha sonra çadır almak istiyoruz diye birçok şehirden arayan kurum ve yardımseverlerle bilgileri paylaştım.
YARALARI BİR NEBZE DE OLSA SARA BİLMEK İÇİN NELER YAPTINIZ?
* Tüm bunları anlatmaya sayfalar yetmez ama ben kısaca bahsedeyim. Çadırlarla ilgilenirken bir yandan benden yardım isteyenler gibi kendim de birilerine ulaşıyordum. Şehirlerden ayrılmak isteyenler için ulaşım yoktu. Malatya’da kurtulan beş kişilik aileden biri hamileydi. Uçak ile seyahat etmek istemiş. Birlikte çalıştığım kargo firmalarından biri aileyi Antalya’ya taşımayı kabul etti. İlk bebeğine sekiz haftalık hamile tatlı bir Hanım uçakla seyahat etmekten son anda vazgeçti. Van’dan anlaştığım bir şoför ve yarım otobüsü sayesinde Ankara’ya oradan Antalya’ya uğurlandılar. Bebeğiniz hayırlı uğurlu olsun dedim. “Bütün hayallerimiz enkazın altında kaldı diye mesaj attı. Şoförle sabah saat beşe kadar iletişimde kaldım. Belediyelerden ilk an itibarı ile yardım istedim ancak transfer konusunda henüz organize olan yoktu. Başkan yardımcılarına ve ilgililere kadar konuştum. Mesaj da ilettim. Hiç kimse darılmasın, kırılmasın.
Amacım asla tenkit değil. Ama bu vatan için vatandaş olarak elimden geleni yapabilmek boynumun borcudur. Bunun için benim de tenkit edilme durumum söz konusu olamaz.
BİR EMPATİ YAPTIĞINIZDA NELER SÖYLEYE BİLİRSİNİZ?
*Empati zor sanat! Başarısız olduğumuz tek nokta duygudaşlık. Kahraman Maraş’ta Mercedes araç içinde beş kişilik aile kalıyormuş. Antalya’ için yola çıkmak istiyorlardı.
Özenle hitap etmeme rağmen;
• Alo, çok geçmiş olsun. Sizi İzmir’den arıyorum Şafak Ben.
• Adını söylemek için mi aradın?
• Sizi ulaşım konusunda aramıştım.
Ağlamaya başladı. Özür diledi. Sessizce ağlaştık.
Herkes şunu bekliyordu. Özel araç, helikopter, taksi. Ve haklılardı. Çaresizliğimizi o acıları yaşayanlara anlatmak çok güçtü. Benzin, yol, şoför yoktu. Sağlam araç sahipleri şehirlerden ayrılmak istemedi. Eşi aracımıza benzin alsınlar giderim dedi. Konya’da bir gece misafir edilen ailenin bir kızı üzüntüden felç geçirdi.
TÜRKİYE BİR DEPREM KUŞAĞI, HEM DEVLET OLARAK HEMDE VATANDAŞ OLARAK NELERİN YAPILMASI GEREKİYOR?
*Türkiye’de yerel ve ulusal yönetimlerce deprem önlem ve çalışmaların tartışıldıktan sonra dağılan konferansların, programların ortak akılların, resmi gazetede yayınlananların sonucu ortada. Bu vatanda hep öz verili kahraman halkımız mı alkışlanacak.
.
Vatanı korumak ve insanları “vicdanı aktif kullanmaları” için davet etmek, talepleri ortaya koymak benim için önemli. 28 yıl sağlık sektöründe hizmet verdim. Her işin manevi bedeli güven altında. Hastaya hangi hekim, hemşire, estetisyenin hizmet verdiği, malzeme, teknoloji kayıt ve imza altındadır. İnşaat sektöründe sağlıklı yürümediğini birlikte gördük.
İZMİR’DE YAPILARIN DEPREME DAYANIKLI OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORMUSUNUZ?
* İzmir’de bina kimlik kart düzenlemelerini hatırladık. 18 Şubat sonrası taleplerim sahaya olumlu yansıdı. Takipçisi kalacağımı buradan aracılığınızda aktarmak faydalı olur. Vatandaşın yüzleştirilmesi, maddi manevi kolaylaştırıcı desteklerin sağlanması şart. Davaları takip etmek yetmez. İnsanlar kafasında bin soru olduğu için harekete geçemiyor. Belediyelerin, Valiliklerin, Ticaret Odalarının ortak yürütecekleri gönüllü Hukuk danışmanları, İnşaat Mühendisleri, Bilirkişi ücretsiz online hizmetleri iyi iş çıkaracaktır. Bunu açmak ve işlemek faydalı olur. Halkı bina sağlamlığı ve hakları ile ilgili bilinçlendirme videoları çekmeleri önermem hata olmaz. Konserler, etkinlikler, eğitimler görülüyor. İzmir’de deprem akil modeline görünür kafa patlatan etkili bir çalışma ve sonuç göremedim. Yaşamda kol gezen bir Frankeştayn durumu yaşıyoruz. Deprem Kalkınma Planı adı altında verilere ulaşılması, sunulması ve vatandaşın uyarılması, metinlerin sorgulara açık aktarılması ve bu konuların desteklenmesi talebimdir.
BİR ANNE OLARAK ENKAZ ALTINDAN OLANLAR VE KURTARILANLARI GÖRÜNCE NELER HİSSETTİNİZ?
*Duygusu kelimelere sığmaz. Evimizde “Allah’ım evlatlarımın acısını bana gösterme” cümlesini çok duyardım. Çocuklarımı özlediğim zaman ilk emzirme dönemindeki bir anne gibi süt kanallarım devreye giriyor ve canım yanıyor.
Ailesiz kalan çocukların yaşam mücadelesinin hesabını kim verecek? Bu çocukların ömür boyu sürecek yaslarını ve acılarının sonuçlarını düşünemiyorum.
DEPREM BÖLGESİNDEKİ MANZARAYI GÖRÜNCE NELER HİSSETTİNİZ?
En can alıcı sorunuzu nasıl yanıtlarım acaba? Gördüğüm manzarayı aktarmak çok kolay ancak okuyucularımıza bunu yapmazsam iyi olur.
2018’ ve 2021 arasında özel aracımla bu şehirlerimizi araştırmak ve değerlendirmek için il ve ilçe bazında tek tek ziyaret etmiştim.
Güvenlik için yerel, bazen ulusal düzeyde jandarma polis, asker, trafik, yol, ulaşım destekleri alıyorum. Bir kez devam edeceğim yola karar verememiştim. Ankara’yı aradığımda “arabamın rengine, plakasına kadar beni görebildiklerini söylemişlerdi. Varacağım şehre kadar beni izleyeceklerini söylediler. Şehirlerarasında çok fazla mesafe yoktu ancak bu illerimizde bir kadın olarak seyahatim bence çok zordu. Diyarbakır’da asker tanklarla şehir içinde bisiklet gibi. Bunu Mardin’ de yaşamak da ilginçti. Suruç ve Batman sakindi.
Depremi unutmamak ve unutturmamak pusulamız olmalı. Değerli basın mensuplarımızın ve sivil toplum örgütlerimizin depremi gündemlerinde tutmaları temennimdir.
Kahraman Maraş, Hatay, Adana, Gazi Antep, Osmaniye ve Malatya’ Diyarbakır, Kilis’te, Adıyaman’da yaptığım çalışmalarda uçuşan melek ruhları hissettim. Bu illerde ziyaretlerime, tespitlerime ve desteklere devam edeceğim. Şu an özveriyle gönüllü olarak şehirlerarası çalışan, paylaşan insanlarımız iş başında. Umarım alkışlamaktan ellerimizin kızardığı liderlerle buluşuruz.
#şafaksol#chp#deprem#8mart#kemalkılıçdaroğlu#
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.