Gün geldi, sıramızın haberini aldık ve canhıraş bir koşuşturma başladı. Ya var olacak ya da yok olup gidecektik. Bir yumurtayla karşılaştığımızda bu yarışın kazananı olduk. Artık bir toprak bulmak kalmıştı. Girdik rahim alanına, tutunduk o mübarek toprağa. Göbek bağıyla kurulan o ilk bağ, bizi ana vatanımızla birleştirdi.
Dakikalar saatleri, saatler haftaları, haftalar ayları kovaladı. Vücudumuzda beliren anlam veremediğimiz çıkıntılar, ellerimiz, gözlerimiz, ayaklarımız olmaya başladı. Ne işe yaradıklarını bilmiyorduk, çünkü göbeğimizdeki bağ yeterliydi. Ta ki bedenimiz bu alana sığmayana dek. Duvarlara çarpan her tarafımızla bir acı duyduk. O an, yepyeni bir dünyaya açıldık.
İlk çığlığımızın dünyaya düştüğü o anda, bir kader çemberi içinde anne ve baba adındaki iki melek bizi karşılayıp kucakladı. Önce en kıymetli parçamız olan göbek bağımız kesildi. Böylece dünyayai ilk adımımızı attık ve işe yarmaz dediğimiz organlarımızla yaşamaya başladık. Bizi gölgeleriyle koruyan anne ve babamızdan güvenmeyi, sevmeyi, vermeyi ve almayı öğrendik. Artık öğrendiklerimizle donanıp, büyüdüğümüz yuvadan uçmayı istemeye başlamıştık.
Ve gün geldi, aile olma yolculuğuna adım attık. Allah’ın rahmetiyle başlayan bu yolculuk, iki ruhun birbirine emanet edildiği bir beraberlikti. Birbirine yalnızca bu dünya için değil, ahiret yolculuğu için de bağlanan iki kalp olduk. Kur’an’ın Rum Suresi’nde geçtiği gibi, “O’nun âyetlerinden biri de, size kendinizden eşler yaratmasıdır ki onlarla huzur bulasınız; aranıza sevgi ve merhamet koymuştur” (Rum, 21). İşte bu sevgi ve merhametle, yuvamızda tamamlanmaya doğru yol aldık.
Ancak bu yolculuk yalnızca dünyada huzur bulmak için değildi; ahiret yolculuğuna hazırlıktı. Bu yüzden, Tahrim Suresi’nde geçen dua, karı-koca olarak tamamlanmanın özüdür: “Ey Rabbimiz! Nurumuzu tamamla ve bizi bağışla. Şüphesiz sen her şeye kadirsin” (Tahrim, 8). Eşler olarak bu dua, birbirimizi Allah’a yönelme yolunda desteklediğimiz, O’nun nuruyla aydınlanmaya çalıştığımız bir yolculuğun ifadesidir.
Bu dünyada eşler birbirine destek oldukça, Allah’ın nurunu tamamlamaya daha çok yaklaşır. Her zor an, her güzel an, aslında O’nun nuruna ulaşmaya vesile olur. Karı-koca ilişkisi, birbirini Allah’a çağıran, birbirinin elini ahirete uzanan bir yolda sımsıkı tutan iki ruhun birlikteliğidir. Allah’ın nuruyla aydınlanmış her kalp, aslında bu dünyada ve ahirette tam anlamıyla tamamlanmaya yaklaşmış bir kalptir.
Zaman değişir, hayat farklı yönlere akar ama bu yolculukta birbirine omuz veren eşler, hem bu dünyada hem de ahirette nurla yolunu bulanlardır. Her hatamızda, her tövbemizde, birbirimize Allah’ı hatırlatarak yol aldıkça, ahiret yolculuğunda da tamamlanmaya doğru ilerleriz. Tahrim Suresi’ndeki dua, eşlerin birbirine ve Allah’a olan bağlılığının sembolüdür; dünya ve ahireti aydınlatan bir nura kavuşma arzusunun ifadesidir.
Sonuç olarak, an’da olmanın ve sevgiyle bir yolda yürüyen iki kalbin anlamı, bu dünyada ve ahirette O’nun nuruyla tamamlanmaktır. Rabbimizden niyazımız, birbirimize emanet edilen bu yolda, bizi bağışlaması ve nurumuzu tamamlamasıdır. Çünkü gerçek huzur, Allah’ın rahmet ve nuruyla tamamlanan bir hayatın içinde gizlidir. Ve işte bu, gerçek tamamlanmanın en güzel yolculuğudur.
Aile Danışmanı / Psikolog Asiye Türkan
www.ailedanismani.com