Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi kuruldu

Prof. Dr. Osman Çakmak, yazdigi analizde kurulan Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi için, "Bu firsati iyi degerlendirebilirsek , ilaçtan asiya, tani kitlerinden tibbi cihazlara kadar teknolojik saglik ürünleri büyük ölçüde yerli ve milli hale getirilebi

GÜNCEL 21.05.2021 21:32:23 153 0
Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi kuruldu

Osman Çakmak " class="text-dark font-weight-bold" target="_blank">Prof. Dr. Osman Çakmak 'Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi"> Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi' konusunda önemli tespitlerde bulundu;

Haber sayin Cumhurbaskanligi tvitinde  su sekilde yer  aldi:

 “Yenilikçi ve güçlü bir saglik endüstrisinin gelistirilmesi amaciyla Cumhurbaskanligina bagli Saglik Endüstrileri Baskanligi kuruyoruz. Ilaçtan asiya, medikal cihazlardan biyoteknolojik ürünlere kadar pek çok stratejik malzemenin  yurt içi imkanlarla rekabetçi bir sekilde gelistirilmesi ve  üretilmesi çalismalari, bu baskanligin sorumlulugunda yürütülecektir”

Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi " class="text-dark font-weight-bold" target="_blank"> Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi kurulmasi ne anlama geliyor? Ülkemiz için önemi nedir?  

 Yazimizda Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi’nin kurulmasi ile açilan firsat kapilarini ve imkanlari  degisik yönleri ile degerlendirecegiz. Kurulusta dikkat edilmesi gereken hususlari ve konunun önemini   ele alacagiz. 

Milli Saglik Endüstrileri Baskanligina kisaca MISEB diyecegiz. MISEB’in kurulmasi  Savunma sanayiinde oldugu gibi saglik alaninda da aradan bürokratik engellemelerin kalkmasi anlamina geliyor.   MISEB’in kurulmasi  ile   saglik endüstrileri bürokrasi engellemelerinden kurtulacak . Bu    firsati iyi degerlendirebilirsek ,     ilaçtan asiya, tani kitlerinden  tibbi cihazlara kadar teknolojik saglik ürünleri büyük ölçüde yerli ve milli hale getirilebilir.  Yerli ve milli üreticiler engellemelerden  kurtulabilir.

Türkiye’de teknolojik inovasyon için de bilim ve teknoloji gelistirmek için  büyük bir potansiyel   var.   Dünyanin saglik merkezi olabilecek imkanlarimiz mevcut.  Imkanlar ve alt yapi çok iyi. Hulasa  saglik alaninda “Dünya liginde”     oynayabilecek  çok iyi “oyuncularimiz" ve alt yapimiz var.   

Ne varki amatör küme mantigindaki  bürokrasi anlayisi   “oyuncularin” önünde engel teskil ediyor.

Medyada yerli ve milli üretimde   bürokrasiden bagimsiz dogrudan cumhurbaskanligina bagli    SAGLIK SANAYI BASKANLIGININ hayata geçirilmesi konusuna dikkat çekiyor   ve  önemine vurgu yapiyorduk [1]. Mutluyuz simdi. Hayata geçirilmeyen bir çok projenin bu çati altinda gerçeklesecegini ümit ediyoruz çünkü.

YAPILMASI GEREKENLER

Bu asamada yapilmasi gereken MISEB’in ( Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi)  misyon ve vizyonunu dogrultusunda hayata geçirilmesi olacaktir. Milli Savunma sanayiindeki hedefleri  MISEB'e ( Milli Saglik Endüstrisi Baskanligi) uyarlayabiliriz. Uyarlamaliyiz.  Gerek akademi, gerek bürokrasi gerekse de sektör tarafindan muhataplar ve taraflar bir araya gelecek, hangi kurum nerede yer alacak taraflarin konumu belirlenecektir. Mevzuat hazirlanmasinda sorumluluk ve  görev tanimlarinin  dogru yapilmasi ve  taraflarin yer almasini saglamak çok önemli.  Bir oldu bittiye meydana verilmemelidir.  Yapinin dogru kurgulanmasi yeterli degildir. Ehil ellere teslim edilmesi bir o kadar   önemlidir. Ehil ve  liyakat sahibi insanlara görevlerin  tevdi edilmesi esastir. Eski siyasetçiye, bir siyasetçinin yakinina ya da konuya uzak birine bir makam, paye vermek için    makamlarin  tevdi edilirse daha isin basinda  sistemin ölü dogasina  yol açacaktir.

Yönetici ve kurucu kadroda  ehil ve idealist isimler  yer almalidir. At binicisine göre kisner zira. Bir Selçuk Bayraktar (Baykar Savunma teknik müdürü), Ismail Demir (T. C. Cumhurbaskanligi Savunma Sanayii Baskani),  Mahmut Aksit (TEI Baskani) dogru ve ehil isimlerdi. Savunma sanayiinde yazilan destana sadece ülkemiz degil tüm dünya sahit olmaktadir.   Ayni ferasetin MISEB’de de  gösterilmesini bekliyoruz.    MISEB’i saglikta milliligi ve yerliligi  dava edinmis kadrolara teslim etmeliyiz. Direksiyonda proje ve patentleri/buluslari ile taninmis,  arastirmaci kisiligi ve yöneticiligi/tecrübesi ile öne çikmis kisiler yer almali. 

Son yillarda ülkemiz büyük atilimlar yapti.   Yollar,   köprüler,  havalimanlari vs.   Bundan sonra  ülkeyi uçuracak olan ileri teknoloji, özellikle kimya ve  biyoteknoloji projeleridir. Tibbi biyomedikal cihaz ve malzemelerde disa bagimliligin sona erdirecek çalismalardir. Bilime dayali  yatirimlardir.

Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi " class="text-dark font-weight-bold" target="_blank"> Milli Saglik Endüstrileri Baskanligi (MISEB) ülkemizi acentacilarin hakimiyetinden kurtarabilir,  kurulan koloni  düzeninin kalelerini yikabilir, bürokrasiyi engel olmaktan çikarabilir.    Milli Saglik Endüstrilerinin kurulmasi ile  ilaç ve cihaz aletlerinin üretiminde yerlilik orani, % 5-10 larin çok ötesine savunma sanayiinde oldugu gibi zamanla  % 60-70 lere çikabilir. 

Bilim adamlari etken maddeyi hazirliyorlar. Ilaç adayi aktif molekülleri belirliyorlar. Sonraki safhalara geçmede  hep engellemeler ortaya çikiyordu. Bu yüzden ülkemiz   kendi yerli ve milli ilacini hazirlayamiyordu.   MISEB’in kurulusu tüm bu tikanikliklara  çözüm olabilir.

Geleneksel ve tamamlayici  tibbi  diriltmeye yönelik  Saglik Bakanliginin son yillarda bazi atilimlari oldu.  Mesela refleksoloji, müzik terapi, osteopati, proloterapi, apiterapi, mezoterapi, homeopati, fitoterapi ve akupunktur ile larva, hi?pnoz, sülük, kupa ve ozon uygulamalari alanlarinda egitim standartlari yayinladi. Bunlar önemli  gelismeler. Ancak önünü açacak çalismalara geçilemedi.  Kisitlayici ve engelleyici yasa ve uygulamalar var.

Yine ülkemizde endemik bitkileri tibbin emrine verecek bazi planlar yapildi. Ancak bu planlari hayata geçirilecek adimlar atilamadi.  Ülkemizde 4 bin 750 endemik bitki var.  "Tüm Avrupa'daki endemik bitkileri topladiginizda bile Türkiye'deki sayiya ulasilamiyor.

Ne binlerce yillik geleneksel tibbi, ne de bugünkü modern tibbin imkanlarini yok sayabiliriz. Her ikisinin getirilerini bir araya getirebilir ve birlestirebilir, insanogluna daha fazla sayida sifa metodu sunabiliriz.  Geleneksel ve tamamlayici tip ile modern tibbi birbirlerinin alternatifi olarak  gösteren yanlis kanaatler  var.  Halbuki bunlar  birbirinin  destekleyicisi  ve tamamlayicisi halini almalidir.

BÜROKRATIK OLIGARSI

Saglik alaninda tedbirler ve  planlar niçin hayata geçirilemiyordu?  Neden güzel projler yolda kaliyor, yada içi bosaltiliyordu?

Ilaç ruhsatlandirma kriterleri” denilen dünya saglik sitemini tekelinde tutan “BIG FARMA” denilen büyük ilaç devleri var. Bunlar ilaç üretimini kendi tekellerine almislar.  Bunlarin kurdugu  sistemlere karsi büyük mücadele lazim.

Ülkemizide  ilim ve teknoloji gücü var.  Olmayan sey ise  bu sistemlere karsi mücadele. Bu yüzden  ruhsatlandiramiyor ve  ilaç üretemiyorsun.

En fazla siz onlarin pazarlama ayagi, paketlemecisi oluyorsunuz. Yani onlara hizmet edebilirsiniz. Ülkemizde durum bu büyük ölçüde.

Gözü doymaz kar hirsi ile ilaçlari fahis fiyatlarla satma adeta ilaç sektörünün vaz geçilmez adeti haline geldi.     ABD de ilaç firmalari fiyati istedikleri gibi belirlemektedir. Domuz gribini hatirlayalim. Televizyonlarda gribin reklami yapildigi ay asisini dünyaya tahmini yarim milyar, dünyaya ise 55 milyar dolara sattilar. “Bir ilacin üretimi için en az 10 yil gerekiyor” diyordunuz. Hani nerede? Demek bu kurallar kendileri  için  geçerli degilmis.  Ilaç su anda Dünyada  en büyük rant ve gelir kaynagi. O yüzden global firmalar ilaç sektöründe ortak kabul etmiyorlar. Yüksek rant sebebiyle tekellerinde kalmasini istiyorlar. 

Bürokrasi nasil engelliyor? Hangi metotlari kullaniyor?

Ülkemizde  “helva yapmak” için yeterli malzeme var. Bürokrasi, helvacilarin önünü kapatarak,  onlara imkan vermeyerek yildirarak, sindirerek   engelliyor.

Bürokrasi nasil engelliyor? Bir misal verelim. Yerliden 1 liraya almanin makul oldugunu adi gibi biliyor. Ama mesela  yabanci A firmasindan  4'e alininca alacagi komisyonu  yerliden  alamiyor. Niçin alamiyor?   Yerlesmis rüsvet mekanizmasindan söz ediyoruz. Bu yüzden de yerli mütesebbisler bir bir eziliyor. Yerli üretici  bu durumda ürünlerini kendi ülkesine satamiyor. Yabanciya da satamiyorsa, ayakta kalamiyor.  Globaller sonunda bunlari satin aliyor.  Yeseren filizler  bir bir soluyor bu sekilde.

Iste MISEB denizin ortasinda  firtinada yapayalniz kalan mütesebbisin elinden tutacak.  Kol kanat olacak. Yerli üreticilerin globallerce bertaraf edilmesini önleyecek.

Ülkemizde globallerin dizayn ettigi bir bürokrasi hakim oldugundan, “iyi takimlariniz” da olsa  kale kapali olunca  gol atamiyorsunuz..   Bu mevzuat milli ve yerli olanin önüne geçiyor.

Bürokratik oligarsinin gizli gücü ile "menfaate dayali bir bürokrasi"  hükmediyor.  Bu menfaat düzenini kaldirabilirsek mütesebbis ve hamiyetli, bulusçu insanlarimizin önü açilir.  

MISEB   ayagimiza takilan, kosmamiza engel olan  bu seytani  oligarsik menfaat düzenin kaldirilmasini vaad ediyor.   Böylece merkezi otorite  düzenleyici  gerekli kararlari alabilecek.  Ödemeyi yapan merkezi otorite, kurallari yerli lehine koyabilecek. Çünkü MISEB aradan bürokrasiyi kaldirmak için kuruldu.    

Bir örnekle konuya devam edelim.   

Saglik bilimi ve teknolojisi alaninda arastirma yapmak ve bilimsel çalismalari desteklemek amaciyla 2015'te kurulan TÜSEB’e konuyu getirmek istiyorum.   Bakanligin "yerlilesme ve millilesme" vizyonunda en önemli yapi taslarindan biri  olarak kuruldu TÜSEB.     Kendi milli ilaç ve asi gelistirmenin, kendi insülinimizi, tani kitlerini gelistirmek için dogrudan tibbi ürünlere yönelik destekler için TÜSEB (Türkiye Saglik Enstitüleri Baskanligi) kuruldu

TÜBITAK daha ziyade ARGE  çalismalarina destek veriyor. Dogrudan sinai ürünler ve uygulamaya yönelik çalismalari   sinirli kalmaktadir.  TÜSEB Saglik alaninin TÜBITAK’i olacakti.  Dogrudan ürüne yönelik çalismalari destekleyecekti. 

 TÜBITAK’in güzel destekleri var.   TÜBITAK  da sinai ürünler için proje destekleri veriyor ama,    bu destekler çogunlukla nihai ürüne  gitmiyor.    Tabi suç elbette ne o projeyi hazirlayan ve sunan da ne de TÜBITAK’ta. Suçlu  yanlis isleyen sistemde.  

Yetkililer  bir daha düsündü. Ters isleyen mâkus talihi degistirmek için ne yapilabilirdi?  TÜSEB kuruldu. Ilk defa ülkede saglik ürünlerini yerli ve milli  üretiminde devlet destegini sistemlestiren bir mekanizma kurulmus oluyordu.  Herkes mutlu ve sevinçli idi.  Sayin Bakanin (Fahrettin Koca)          TÜSEB’in rolünü ve faaliyetlerini anlattigi videoya bakilabilir[2]. 

Kurulusundan uzun bir süre sonra TÜSEB baskanini buldu. Baskanliga   Prof. Dr. Adil Mardinoglu getirildi.  Bu atama daha önce aliskin olmadigimiz  bir seçim oldu. Tabanla irtibatli, çaliskan –dinamik, çözüm üreten  bir baskan...   Ülkemizin önde gelen saglikçilarinin, saglik birimi yöneticilerinin ve saglik sektörü liderlerinin   yer aldigi  Saglikta Birlik Platformun teskil ettigi whatsup grubunda gelismeleri takip ediyorduk.    Davet edilen tanitim toplantilarina katildigimizdan TÜSEB’in baslattigi projelerden  de haberdardik. Mesela yerli  ve milli ilaç sanayiine katki bu dönemde ülkemize  20 milyar TL degerleri bulan yerellestirme ve istihdama vesile olmustu.      

Ekibin aniden istifasi  grupta (Saglikta Birlik Platformu)    büyük bir saskinliga ve üzüntüye sebep oldu.   TÜSEB’in çalismalarina sahit olanlar Hem TITCK baskani ve hem de TÜSEB baskan ve genel sekreterinin basarilarini ve üzüntülerini dile getiren bir çok paylasim oldu .  . Çünkü  baslatilan köklü  degisim ve  dönüsüm  inkitaaya ugrayacakti.   

Grupta üzüntü büyüktü. Çünkü asagida bir kismini saydigimiz projeler yarim kalacakti.

Yerli ve milli  Insulin  üretme projesi.    Bu projenin yerli üretimi için çok emekler verildi.  Son asamaya gelmisti.   Insülin ithal eden firmalarin  hangi baskilari oldu acaba?

TÜSEB ve TITCK’in Tibbi beslenme ürünlerinin yerli ve milli hale gelmesi projesi.  Hali hazirda  % 100 ithal iken yerli hale getirmek için gelistirilen projesi basari ile alt yapisi hazirlanmisti.   

Yerli Plazma albümin  ve  globolin projeleri. Alt yapisi hazirlanmis ve hizla  ilerliyordu.  
Yerli Asi projeleri çalismalari.     Sayin Bakan referans verdigimiz videoda [2]      bu gelismelerden söz etmektedir. 
  
 Genom projesi.  Genom projesinde  büyük  çabalar sarfedildi. Alt yapisi ve ekipler hazirdi.       

Baska projeler…

Islerin yürümemesini sadece buna (bürokratik oligarsi, menfaat iliskileri) baglayamayiz. Kirli islere alet olan, kisisel menfaatlerine teslim olan bürokrati, yapiyi, zihniyeti tasfiye etmek  ve  hesap sormak sormak için bürokrasi olabildigince azaltilmali. MISEB bürokrasiyi azaltacagi veya yok edecegi için kurulus önem arzediyor. Ancak bunun yaninda  bir takim ticari, siyasi, kisisel hesaplari da zikretmek gerekir.  Büyük emek verilen asi projesi, insülin üretimi projeleri salt bürokratik nedenlerle mi akamete ugradi? Hayir.  Yerli biyokimya kitleri ve hatta tani cihazlari üretimi gibi projelere destek olmayan, kayitsiz kalan, toplanti gündemine dahi aldirmayan siyasi iradenin bazi temsilcilerine ne diyecegiz?

Özetle sunu diyebiliriz. Saglikla ilgili konularda ülke menfaatlerini ve halkin sagligini her türlü siyasi, ticari ve kisisel (menfaat) hesabin üzerinde tutmaz isek yeni yapi ile de istenen netice hasil olmaz.

Önümüzdeki süreçte hem bu geçmis tecrübelerden gerekli dersler çikarilmali hem de ciddi bir degisim yönetimi  yaklasimi ile bu yeni yapiya geçis süreci yönetilmelidir.

KENDI HIKAYEMIZ

Magdur olanlaran birisi de bizim çalisma grubumuz oldugundan, ilaç adayi moleküllerimizin  faz çalismalari projemizden   söz edelim kisaca.

Ilaç Gelistirme Alaninda Uygulamali Proje Is Birligi Çagrisi -2   (Basvuru no 7152)  çerçevesinde  basvurumuzu yaptik.  Bu çalismalar, daha önce basariyla tamamladigimiz ve Proje Performans Ödülü alan   TÜBITAK projemizin devami olarak tasarlanmisti.  Kolay ve uygun yollarla sentezini basardigimiz moleküllerin  yüksek biyolojik aktiviteleri ortaya çikti. Ilaç adayi molekül  olduklari belli idi.  Özellikle  kanser, tip 2 diyabet, Alzhemier hastaligi  bunlardan bazilari. Ilginçtir ki  molekülün bir teki ayni anda dört bes çesit  hastaliga karsi etki gösteriyordu.

ekibimizle basvurumuzu yaptik.  Basvurumuz sözünü ettigimiz TÜSEB yönetiminin görevden ayrildigi  aylardan az bir zaman öncesine rastlamaktadir.  1 yil  kadar sonra  bize gerekçesini anlayamayacagimiz  muglaklikta kisa  olumsuz bir cevap geldi.   O geçen bir yil içinde     gelismeleri ögrenmek için  aramalarimizda kurumda muhatap da bulamamistik.

Desteklenmesi için basvurusunu yaptigimiz projedeki oleküllerin ön biyolojik aktivite çalismalari ülkemizde bu sahada   etkin  ve güvenilir  grup arkadaslarimiz tarafindan yapilmisti.TÜBITAK  Proje performans ödülü almis  bir projeydi.  Sonuçlarin bir kismi  dünyaca saygin önde gelen prestiji yüksek dergilerde yayinladik.  Konuda toplam 30 kadar   makale yayinlamisiz. Daha yeni  yayinlanmis çalismalar olmasina ragmen hizla atif almaya devam etmektedir.    200’ü kadar  atif almis çalismalardan söz ediyoruz.  Kinolin ve grubu moleküllerin sentezi ve biyolojik aktiviteleri ile sahasinda  bir ekol olusturmus bulunuyoruz.

Tabi ki MISEB’in kurulmasi ile bizim gibi diger gruplar için de ümit dogdu.  Çünkü ülkemizde birkaç istisna disinda   milli molekülümüz    yerli ilacimiz da yok.  Halbuki bu konuda    ön testlerle aktivitesi ortaya konmus yüzlerce ilaç adayi molekül ve çalismaya hazir onlarca    arastirma  ekibi var.

Bilindigi gibi bir molekülün ilaç halini almasi için su safhalari tamamlamasi gerekiyor:  

(I) Kesif ve arastirma:  Hücre denemeleri ile aday etken molekülleri belirleme. (II) Preklinik çalismalar. (III) Klinik çalismalar. (IV)Tedavi onayi

Ükemizde sadece birinci asamayi tamamlayabiliyorsunuz. Yani size daha ileri  gidemezsiniz deniyor.   YÖK sistemi akademik yükseltmelerde olmazsa olmaz yabanci dilde  bilimsel makale yapmayi tesvik ediyor. Halbuki YÖk sistemi halka hizmeti;  ürün (endüstriyel, kültürel, mali..) ve endüstriyel çiktilari   esas yapmalidir.  Halbuki yabanci dilde bilimsel yayinin  öne çikarilmasi ile  elinizden Türkiyenin bilimsel varligi “disariya” tasinmis  oluyor, yabancinin  (özellikle Batinin)  taseronu haline geliyorsunuz.  Çünkü makale-yayin haline getirdiklerimizi daha ileri götürenler/ürüne dönüstürenler biz degil, yabancilar oluyor. 

GÜZEL BIR ÖRNEK: MUSTAFA GÜZEL VE ÇALISMA GRUBU

Yerli ilacin ülkeye katkisina güzel bir örnegi   Kovid-19 tedavisinde kritik bir ilaç olan   Favipiravir. Bu ilacin sentezin yerli olarak hazirlanmasi için en üst düzeyde destek verildi ve  ilaç molekülü  40 günde hazirlandi. Ekipte yakindan tanidiklarim bulundugundan süreci   takip ediyordum.  Sentez çalismalarinin yürüten grubun   basindaki     Mustafa Güzel hoca Medipol Üniversitesi Ilaç Kesif ve Gelistirme Merkezi müdürü.
Bu ilacin yerli sentezi milyonlarca dolarlik ilaç ithalatinin önüne geçti. Bu çalismayla ülkemize milyonlarca dolar destek verilmis oldu.  Mustafa Güzel ve ekibinin düzinelerce ilaci ülkeye kazandiracak potansiyeli oldugunu biliyorum [3]. 

Sunu hemen belirtelim ki bu ilacin hayata geçmesi COVID -19 günlerinin olaganüstü sartlari içinde oldu. Devletin üst seviyede destegi (Cumhurbaskanligi ve Saglik Bakanligi…)  oldu.  Bunun yaninda ATABAY ilaç firmasinin desteklerini ve özel sektör tarafini da unutmamak lazim. Bu destekler olmasaydi bu basaridan söz etmemiz   mümkün olmayacakti. Buna ragmen bu milli basariya  gölge düsürmek ve itibarsizlastirmak isteyen çevrelerin  faaliyetlerine;  basinda dedikodularina sahit olduk.

ÇÖZÜME DOGRU

Ülkemizin disa bagimlilikta belini büken en agirlikli  sektör saglik alani mi?

 Saglik hizmeti ve saglik  ürünlerinin en büyük alicisi hatta çogu kere tek alicisi  devlet sektörleri olmaktadir.  MISEB'in kurulmasinda"yol haritasi" tavsiyelerimizde, en kuvvetli vurgumuz, üretilecek ürünlerin Devlet alim garantisinin yer almasidir.   Tedarik zincirini yönetecek bir yapinin ortaya konulmasi gerekir. Müsterisi olmayan bir üretime kimse talip olmak istememektedir.  Üretimin kilit tasini teskil eden unsur   “talep”tir.    Baslangiçta kalite farki olsa bile devlet alimlarinda yerli ürünleri  satin alma  sarti getirmelidir.  Yerli sanayimizin  hizla gelismesinin ve  gittikçe kaliteli hale gelmesinin yolu budur.  

Türkiyenin yillik tibbi cihaz pazari 3.2 milyar dolar(20 milyar tl). Perakende satis ve tibbi malzeme satisi ise  30 milyar tl (2016 yili degeri). Ilaca gelince bu miktar daha fazla:  60 milyar tl. Toplamina bakalim:  110 milyar tl.  % 80- 85 oraninda  disa bagimlilik var. Bu da yilda 80-90 milyar tl’ye tekabül ediyor.  2021 yilinda saglik bütçesi toplam 200 milyar kadar. Neredeyse bütçenin yarisi dis alima  gidiyor. Bu duruma göre  disa bagimliligin ve döviz çiktisinin en büyük kaynagini  saglik harcamalari teskil etmektedir.

Ne yapmak lazim peki?

Savunma sanayisi çok iyi bir rol model oldu. Yerli üretim alim garantili sartname ihale modellerinin artirilarak gelistirilmesi sektör ve ülkemizi çok iyi bir noktaya tasiyacaktir.  

Yüksek teknolojik bilginin ticarilestirilmesine yönelik start-up gelistirilmelidir.  

Sektör paydaslarinina dolayli tesviklerin yaninda dogrudan tesvik modelleri artirilmalidir.

Milli  Saglik Endüstrileri Baskanligi (MISEB) olaya sistemsel yaklasimin ve sahip tarafin adi olacaktir.  Yerli ürün tercih ederek kendini global devlerin pençelerinde hissedebilecek yöneticilere devletin prim vermesi ve olabilecek aksi durumlarda Sayistay denetimlerinde koruma kalkani gelmeli. Yerli lehine her yil alim oranini yukari çekmeyen yönetici maas ve tenzili rütbe riski ile karsi karsiya birakilmalidir.

Dünya  birkaç ilaç firmasindan daha büyük  degil mi?

Sayin Erdogan  dünyanin 5'ten büyük oldugunu yüksek sesle    ifade etmisti. Ilaç üretimini elinde tutan tekellere karsi  benzer cesur seslere ihtiyaç var.

Amerikan Medtronic firmasi   Türkiye’y e her yil 3-4 milyarlik malzeme satisi yapiyor.  Bunu nasil sagliyor? Herhalde “satin aldigi”  bürokratlar yolu ile  olmali.  Gerektiginde “belden asagi” vurabiliyor.  Böyle durumlarda koro halinde harekete geçen basin trolüne sahip.

Medyada okuyoruz.  Yerli  yaptigimiz her tibbi teknoloji cihazi kötülenir; ithal olanlar ise bir harikadir!  Bitmeyen tibbi sömürü düzeninin yalani bu. Tekelin kalkmasi için bu  yanlisliga ses çikaranlar bir sekilde cezalandirilir,  sindirilir, korkutulur ve  hatta ortadan kaldirilir.

Ve ABD’li Medtronic Türkiye gibi ülkelerde kazandigi paralarla sadece 2010-2019 yillari arasinda 36 sirketi satin almis. Tekellesmenin bir yolu bu.  Senin yerli firmalarinin güçlenmesine firsat verilmiyor.  Sahip olmadiginda ve elinden tutmadiginda bir bir elinden çikiyor. “ejderhalarin” önünde duramiyorsun.  

Senin tani kitini, senin kendi ulusal pazarina bile sokturmuyor.    Tani kiti üreten   milli ve yerli firmalar ülkemizde bu sekilde “batirildi”.  Daha dogrusu   ejderhalara küçük lokma oldu.

100 yildir bu ülkenin yapamadigi "silahsiz ve silahli insansiz hava araci" yapan ve uçuran Selçuk Bayraktar, bizi   bürokratlar engelledi diyor. Adam diyor ki:  "basindan beri her seyimle engellendim ve hala daha engellenmeye çalisiliyorum” .  Otomotiv sektörüne parça üreten Baykar firmasi olarak degil, Bu ülkenin Cumhurbaskani'nin damadi olarak diyor. Bu ülkenin Basbakani'nin damadi olmasina ragmen engelleniyor, iftiraya ugruyor.  Peki digerleri bürokrasi engellerini nasil asacak , iftiralarin karsisinda nasil duracak?

Peki nasil oyun kurucu hale gelebiliriz?

Molekül saflastirma zorunlulugu veya ilaç ruhsatlandirma kriterlerini onlarin kanunlarini mutlak kanun olarak bu ülkeye dayatirsan, oyun kurucu olarak onlari  kabul etmis oluyorsunuz. Sonrasi onlarin size biçtigi görev ile kaliyorsunuz!

Bu kördügümü çözmek için ne yapmamiz lazim?

Cesur ve radikal bir karar verebilirsiniz.  Kanun ve kurallari Iran, Rusya, Çin, Hindistan nasil kirmissa, nasil kendi kanunlarini yazmis ve baskasinin oyununa malzeme olmaktan kurtulmussa biz de bu yolu deneyecek ve kiskaçtan kurtulabiliriz.

MILLI VE YERLI ÇÖZÜM YOLU

 En basit yolu Hindistan bulmus ve ülkesine ait yüzlerce yillik tibbi formüllerini bunlar ‘geleneksel Hint tipi formülüdür, modern bilimin yöntemlerinin ürünü degildir' diyerek kendi mührünü vurmus. AYURVEDIK TIP (HINT TIPI) adi altinda üretmis ve tüm dünyaya da ihraç ediyor, kendi tip  kültürünü  de yayiyor. Dünyanin hemen  üçte birinde  bu metotlari ve ürünleri doktorlar reçete ediyor, halk da kullaniyor.

Dünya patent haklarini dinlemeyen ülkeler var. Hindistan bunlardan birisi.   Dünya Patent Haklarini dinlemiyor. Benim  1,5 milyon kadar kanser hastasi insanim var diyor. Ben bunu dinlemiyorum diyor hakli olarak. Jenerik olarak ayni ürünü yapiyor.

Biz de kendi basimizin çaresine bakmamiz lazim.    Ayrica geleneksel tibbi diriltmeliyiz.   Geleneksel, yada tamamlayici tibbi  gelistirerek kullanisli hale getirmeliyiz.  Doktorlar reçete edebilmeli.

Dünya saglik harcamalarinda ve saglikta en az ilaç kullanan toplum Hindistan. Sonrasi Çinliler... 1 milyar üstünde nüfusa sahip Hindistan 16 -20  milyar liralik ilaç kullaniyor, 80 milyonluk Türkiye Hindistan'da daha fazla sentetik ilaca para yatiriyorsa, ortada bir yanlislik var.

Çin Akapunktur'unu kültür olarak dünyaya yaydi, Çin tibbini yaydi, otlari bile ülke kültür ve reklami olarak kullaniliyor.

Halbuki bizim  kültürümüzde, tabiatimizda binlerce yillik zengin birikimimiz var. Ibn-i Sina bin yildir dünya tip biliminde okundu. Kendimize yetecek ve Dünyaya satacak  çok  seyimiz  var. Türkiye geleneksel ve tamamlayici tipta dünya mutfagi olabilir.

Tüm dünyaya da ilaç ruhsatlandirma kriteri için hücre kültür çalismasi, hayvan deneyleri faz deneyleri (faz 1-2-3) derken, en hizli çikacak ilaç 10 yilda islemler tamamlanabiliyor. Oysa bitkisel ilaçlar binlerce yildir kullanilmaya devam ediyor. Mesela bir bilim adami ya da bir yatirimci bunlari bile bile niye bu ise girsin?  Tünelin ucu gözükmüyor çünkü

Yani bir akademisyen öyle bir seye kalkissa ömrünün yetmeyecegini bildigi için kimse ugrasmiyor, yatirimci en az 10 yil sonra ne olacagi belli olmayan bir projeye de kimse para yatirmiyor. Zaten devlet de  üretim tesisi kurmuyor.

Disa bagimlilikta enerjiden  sonra ikinci sirada ilaç geliyor.   Allah korusun ilacini ithal ettigimiz firmalarin bize ürün vermedigini düsünün, ülkemiz gerçekten  zor durumda kalir. Malum Iran'a ambargo uygulandi ama Iran artik su anda biyoteknolojik ürünlerde ve ilaç konusunda kendi kendine yeter hale geldi. Akillari basina geldi. Darisi bize.

Patent kanunlari vs hep bizim gibi ülkelerin aleyhine çalisiyor. Nüfusu büyük bir ülkeyiz. Dünya Patent Kanunu’na uyalim ama son dönemde getirilen ve elimizi baglayan düzenlemeleri arkasindaki niyetleri ve bizim nasil engellenmek istendigini görelim.

Milli Ilaç Endüstrisi Baskanligi daginik halde saglik sektörünün güçlerini bir araya getirebilir. Bilim insanlarini, yatirimcilari ve endüstri liderlerini bir araya getirebilirsek o zaman gerçekten kendimize yetebilecek ve hatta baska ülkelere de satabilecek   tibbi malzeme ve  ilaçlar gelistirebiliriz.

Türkiye’nin yetkin ve uzman bilim adamlari var.     Herkes kendi alaninda bir seyler yapmaya çalisiyor. Bir araya gelmedikçe faydali bir seyler üretmek mümkün olmuyor.

MISEB sayesinde  savunma sanayiinde saglanan  anlayis ve kümelesme ilaç alaninda da  yapilabilir.  Sadece muadil ya da fason ürün olarak degil yenilikçi ilaç dedigimiz kendi molekülümüz, özlük haklariyla yani patenti ve yayinlari ile tamamen ülkemize ait ilaç gelistirebiliriz.

Daha da önemlisi Hindistan, Iran, Çin, Rusya  gibi kendi tip ve tedavi anlayisimizi meydana getirebiliriz.

MISEB  kendi ilacimizi gelistirmek   bize büyük  özgüven saglayacak.  Molekülü hemen Faz-III yada Faz-IV'e kadar çikaralim demiyoruz. Molekülü Faz-I'e getirmek bile önemli bir asama.  4-5  milyon dolarlik yatirim anlami tasiyor çünkü.   Gelistirdiginiz ürün 100 milyon dolar etmeye basliyor.

O takdirde büyük firmalar satin almak için pesinize düsüyor hemen. Yani ekonomik anlamda da kazançli olan projeler. Satin alan firma gelistirmeyi tamamliyor, güvenlik çalismasini da yaparak  piyasaya sunuyor. Ülkemizde faz çalismalarini  yapabilecek merkezler var artik.

  Milli Saglik Endüstrileri Baskanliginin kurulmasi ile saglik alaninda daginik  potansiyellerin bir araya gelecegine inaniyoruz. Ilmin ve aklin isiginda, milli ve yerli gereklilikler dogrultusunda ihtiyaç duyulan yapilanmalara zaman geçirilmeden baslanmalidir. (Kaynak: Haber7.com)

 


Hayrünnisa Gül'ün Para Dolu Zarflarını İngiltere Polisleri Çaldı

Hayrünnisa Gül, İngiltere ziyaretinde büyük bir şok yaşadı. Zarflar dolusu euro ve sterlin, İngiliz polisleri tarafından çalındı. Olay, Türk ve İngiliz Büyükelçiliklerine bildirildi.

İran'dan İsrail'e Onlarca Füze Saldırısı Gerçekleşti

İran'dan İsrail'e onlarca füze ateşi açıldı. Tel Aviv dahil birçok bölgede sirenler çaldı. İran Devrim Muhafızları, saldırının intikam amacıyla gerçekleştirildiğini açıkladı. Ürdün, hava sahasını uçuşlara kapattı.

Hasan Nasrallah'ın Ölümünün Ardından Hizbullah Lider Seçimini Hızlandıracak

Hasan Nasrallah’ın ölümünden sonra Hizbullah’ın yeni lider arayışı başladı. Naim Kasım, örgütün güçlü bir şekilde direnişe devam edeceğini açıkladı.

Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah İsrail Saldırısında Öldü

İsrail ordusu, Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın Beyrut’a düzenlenen bir hava saldırısında öldüğünü açıkladı. Hizbullah ise "Savaşmaya devam edeceğiz" diyerek intikam alacaklarını duyurdu.

Hasan Nasrallah'ın Ölümü: Beyrut'taki Saldırı, 'Batı'nın Güçsüzlüğünü Gösterdi'

Hasan Nasrallah’ın ölümü sonrası Beyrut'ta gerçekleşen saldırı, Batı'nın güçsüzlüğünü gözler önüne serdi. Orta Doğu'da savaşın eşiğinde olunduğu uyarıları arttı.

İsrail'in Hizbullah'a Yönelik Siber Saldırısı: Çağrı Cihazları Nasıl Bombaya Dönüştürüldü?

İsrail'in Hizbullah'a yönelik gerçekleştirdiği siber saldırıda, Nitrogliserin ile donatılmış çağrı cihazları kullanıldı. Saldırıda 12 kişi hayatını kaybetti, 3 bin kişi yaralandı.

Lübnan'da Eş Zamanlı Patlamalar

Lübnan'da Hizbullah mensuplarına ait eski teknoloji Pager cihazlarının İsrail siber saldırısıyla patlatılması sonucu binlerce kişi yaralandı. Patlamaların, lityum pillerin aşırı ısınmasıyla meydana geldiği bildiriliyor.

Uluslararası Özgür Filistin Kongresi İstanbul'da Düzenleniyor

Uluslararası Özgür Filistin Kongresi 12 Ekim’de İstanbul’da yapılacak. Kongrede, Gazze katliamı, Avrupa'nın sessizliği ve İsrail'in işgal politikaları akademik olarak ele alınacak.

Mazhar Alanson'un Kızı Eda Alanson Hayatını Kaybetti

Eda Alanson, ani hastalığı nedeniyle 50 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi yarın ailesi tarafından teslim alınacak. Mazhar Alanson'un kızı, gazetecilik ve metin yazarlığı yapıyordu.

Güneri Cıvaoğlu Hayatını Kaybetti

Güneri Cıvaoğlu, Türk basınının duayen isimlerinden biri olarak, 85 yaşında hayatını kaybetti. Başsağlığı mesajlarıyla anılan Cıvaoğlu, medya dünyasına önemli katkılarda bulunmuştur.

Engelliler Hakları: Neler Bilinmeli?

Engelliler hakları hakkında bilgi sahibi olmak, nasıl müracaat edileceğini öğrenmek ve kimlerin engelli sayılacağını bilmek, toplumun önemli bir parçasıdır.

Kırşehir'de 37. Ahilik Haftası'nda Siirt ve Eruh Kadın Kooperatifleri Parlak Bir Performans Sergiledi

37. Ahilik Haftası etkinlikleri çerçevesinde Eruh Levendi Kadın Kooperatifi ve Siirt Tomurcuk Kadın Girişimi, Kırşehir'de yöresel ürünlerle büyük ilgi gördü.

52 Yıl Önce Kurulan Türkiye Deniz Canlıları Müzesi, Ziyaretçileri Büyülemeye Devam Ediyor!

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi, 52 yıllık geçmişinde her yaştan ziyaretçiye ev sahipliği yaparak denizlerin zenginliklerini gözler önüne seriyor. Ücretsiz giriş imkanıyla, 300 ton mumya balığıyla dolu bu eşsiz müze dikkat çekiyor.

Balıkçı Kenan’ın Öncülüğünde Deniz Canlıları Müzesi 52. Yılını Kutladı

Deniz canlılarının korunması ve balıkçılığın sürdürülebilirliği için farkındalık yaratan Balıkçı Kenan, Türkiye Deniz Canlıları Balık Müzesi’nin 52. yıl dönümünde ziyaretçilere deniz ekosisteminin önemini anlattı.

Cem Garipoğlu Mezarı DNA Eşleşmesi İçin Açıldı

Cem Garipoğlu’nun mezarı bugün DNA eşleşmesi için açıldı. Garipoğlu’nun 2009’da öldürdüğü Münevver Karabulut’un ailesi, bu süreçte adalet arayışını sürdürüyor.

Engelli Çoban Darbedildi: "Ellerinden Zor Kurtuldum"

Kahramanmaraş'ta engelli çoban Nail Yener, genç kızların alkol isteğini reddettikten sonra dövüldü. Yener, "Çok dövdüler, ellerinden zor kurtuldum" dedi. İki kızın sorgusu devam ediyor.

KK'nın Avustralya Yapılanmasındaki Çiğdem Aslan İstanbul'da Yakalandı

Terör örgütü PKK/KCK'nın Avustralya yapılanmasında aktif olan Çiğdem Aslan, İstanbul'da gerçekleştirilen ortak operasyonla yakalandı.

Yeşil Pasaport Nasıl Alınır? Adım Adım Rehber

Seyahat dolu günleri yaşamak isteyenler için yeşil pasaport alma süreci burada! Yeşil pasaport çıkartmak için gereken adımları ve detayları öğrenin.

Bafra’da Öğrencilere Mobil Trafik Tırı ile Trafik Eğitimi Verildi

Samsun’un Bafra ilçesinde, İçişleri Bakanlığı Mobil Trafik Tırı ile öğrencilere teorik ve uygulamalı trafik eğitimi verildi. Eğitimle, trafik bilinci kazandırılması amaçlanıyor.

Kırmızı ve Gri Kategoride Aranan 2 Terörist Etkisiz Hale Getirildi

Diyarbakır'da gerçekleştirilen "Gürz-14" operasyonunda, kırmızı kategoride aranan Hebun Piro Amed ve gri kategoride aranan Fehmi Başkurt, silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirildi.

Kadınlara Yönelik Şiddeti Önlemek İçin Yeni Proje: Çağrı Derneği'nden Önemli Adım

Çağrı Sağlıklı Yaşam Derneği, kadınlara yönelik şiddeti önlemek amacıyla yeni bir proje başlattı. Ücretsiz savunma kursları, İçişleri Bakanlığı desteğiyle sunulacak ve kadınların güvenliğini artırmayı hedefleyecek.

TÜRSAB Boğaziçi BTK, Seyahat Acentaları ile 2024 Sezonunu Değerlendirdi

TÜRSAB Boğaziçi BTK'nın TZL SUITES Otel’de düzenlediği etkinlikte seyahat acentaları, 2024 sezonunu değerlendirdi ve 2025 turizm beklentilerini ele aldı. Etkinliğe TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya da katıldı.

Doğa Tutkunları OutdoorFest’te Buluşuyor

21-22 Eylül tarihlerinde Nefes Orman’da düzenlenecek OutdoorFest, offroad, binicilik, enduro gibi etkinliklerle doğa ve macera tutkunlarına nefes kesici bir deneyim sunacak.

“İzmir Turizm’de yerinde sayıyor”

Etik Yönetim Kurulu üyesi ve Destination İzmir Başkanı Bülent Tercan, “İzmir Turizm’de yerinde sayıyor” dedi.

GÜRKAN: ACILARI YÜREĞİMİZE GÖMDÜK MALATYA’YI GELECEĞE TAŞIYORUZ

.

Prof. Mevlüt Özben’e nezaket ziyareti

Erzurum Palan Otel Turizm Koordinatörü ve Palan Belek Genel Müd. Yrd. Ali Güney’den Yafa Direktörü Prof. Mevlüt Özben’e nezaket ziyareti.

Turizmin yol haritası belirleniyor

Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, ‘Turizm Master Planı Arama Konferansı’nda yaptığı konuşmada “Samsun turizm Türkiye’nin en önemli turizm potansiyeline sahip kentlerinden birisi. Samsun bölgenin merkezi. Bölgeye ait tüm özellikler bu şehi

Foça’ya Turizmden Anlayan Acar Başkan Lazım

Yerel seçimlere az bir süre kala belediye başkan adaylığı için dillendirilen Foça sevdalısı Taner Acar ”Turizm’dej anlayan başkan lazım” dedi.

Altın Portakal Film Festivali, Onur ve Başarı Ödülleri ile Başladı

Antalya'da düzenlenen 61. Altın Portakal Film Festivali, Onur ve Başarı Ödülleri ile başladı. Farah Zeynep Abdullah ve Aras Bulut İynemli ödül aldı. Festival, 5-12 Ekim tarihleri arasında devam edecek.

Gönül Dağı Oyuncuları TEKNOFEST Adana’da Hayranlarıyla Buluştu

Gönül Dağı dizisinin oyuncuları, TEKNOFEST Adana'da hayranlarıyla bir araya gelerek unutulmaz anlar yaşattı. Etkinlikte, imza dağıtan oyuncular, fanlarıyla hatıra fotoğrafları çektirdi.

Siirt'in Tanıtımında Kültür Elçileri Derneği'nden Ses Getiren Çalışmalar

Siirt’in tanıtımı için harekete geçen Kültür Elçileri Derneği, belgesel ve çeşitli projelerle kentin kültürel değerlerini ön plana çıkarma hedefinde. Çalışmalar, 21 Eylül'de başladı ve 4 Ekim'e kadar sürecek.

Kızılcık Şerbeti Bölüm İzle 69. Bölüm İzle

Kızılcık Şerbeti son bölümlerini kaçırmayın! İzlemek için tıklayın ve oyuncular, yayın günleri hakkında bilgi alın. Kızılcık Şerbeti dizisi 69. bölüm full izle

Türklerin 2025 Seyahat Tercihleri: Yurt İçi Tatil ve Aile İle Zaman Geçirmek Ön Planda

2025'te Türk gezginler, yurt içi seyahat ve aile dostu tatil deneyimlerine odaklanıyor. Tatil motivasyonları arasında dinlenme, yenilenme ve aileyle zaman geçirmek öne çıkıyor.

Uluslararası Mitoloji Film Festivali İzmir’den Üç Şehre Yayılıyor

Uluslararası Mitoloji Film Festivali, ikinci yılında İzmir’den Manisa ve İstanbul’a genişleyerek, sinemaseverlere mitoloji dolu bir festival sunuyor.

Murat Boz Evlenmeyi Düşünmüyor

Murat Boz, Harbiye konserinde evlilik ve müzik kariyeri hakkında açıklamalarda bulundu. Şarkıcı, doğru kişiyi bulana kadar evlenmeyi düşünmediğini ve ekonomik şartlar nedeniyle single yapmaya yöneleceğini belirtti.

"Prof. Dr. Ahmet Maranki Canlı Yayında Hangi Sorulara Cevap Verecek?"

Prof. Dr. Ahmet Maranki, 6 Ekim Pazar günü Türkiye saatiyle 12:00’de, Avrupa’nın en prestijli kanallarından biri olan Kanal Avrupa’da canlı yayında, kanserden ruhsal bozukluklara kadar pek çok sağlık sorununa çözüm sunacak!

Kilo Vermek: Kilo Vermek İçin En Etkili Yöntemler

Kilo vermek, diyet ve sağlıklı yaşam için neler yapılmalı? Kilo vermekle ilgili sıkça sorulan sorular ve etkili ipuçları burada!

Grip Belirtileri: Grip Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Grip belirtileri, soğuk algınlığı ve grip tedavisi hakkında en çok merak edilen sorular. Grip ile ilgili en sık sorulanlar ve detaylı bilgiler burada!

Meyvelerin Faydaları: Sağlığınıza Katkıları

Meyve faydaları, sağlığımız üzerinde olumlu etkilere sahip, vitamin ve mineraller açısından zengin doğal gıdalardır. Bu haber, elma, muz ve portakalın sağlık üzerindeki etkilerini incelemektedir.

Türkiye’nin Cilt Sağlığına Acil Doktor İhtiyacı Var

Türkiye’de dermatolog açığı, hastaların şifa arayışını zorlaştırıyor. İstanbul Lepra Hastanesi’nin eğitim ve araştırma hastanesine dönüştürülmesi, cilt sağlığı alanında kalıcı bir çözüm olabilir.

Magnezyum Eksikliği: Belirtiler, Nedenler ve Sağlığınız Üzerindeki Etkileri

Magnezyum eksikliği, yorgunluk, kas krampları ve zihinsel bulanıklık gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Günlük 280-350 mg magnezyum tüketimi önerilir. Eksikliği önlemek için magnezyum açısından zengin gıdaları beslenmenize da

"İbn-i Sina'nın Zaman Testinden Geçen 8 Şifalı Besin: Doğal Sağlık Reçeteleri"

İbn-i Sina'nın yüzyıllardır süren sağlık önerileri, kuşkonmazdan ısırgan otuna kadar 8 etkili besinle modern yaşamda da geçerliliğini koruyor. Bu doğal reçeteler, sağlığınızı desteklemek için etkili bir yol sunuyor.

İsraf Skandalı: BİM Vatandaşın Tepkisini Çekti

BİM'in meyve ve sebzeleri çöpe atması vatandaşlardan büyük tepki topladı. İsrafın önlenmesi ve stok yönetiminin düzeltilmesi gerektiği dile getiriliyor.

Başakşehir'de 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Programı

Başakşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 26 Eylül 2024 tarihinde Bahçeşehir Emin Saraç Kültür Merkezi'nde 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Günü Programı düzenliyor. Tüm Bahçeşehir ve Bahçekent halkı davetlidir.

Pazartürk Esnafı Yönetimden Şikayetçi: Sorunlar Çözüme Kavuşmalı

Pazartürk’te Kriz ve Güvenlik Endişesi: Yüksek tezgah kiraları nedeniyle birçok esnaf tezgahlarını açamıyor. Vatandaşlar ise güvenlik eksikliklerinden dolayı endişeli ve yetkililerden destek bekliyor.

Caféde Hizmet Kalitesi Düşüyor: Vatandaşlar Mola Cafe'nin Eski Günlerini Arıyor

Başakşehir'in gözde mekanlarından Mola Cafe, belediye yönetiminde eski kalitesini aratıyor. Bakımsız masalar, karton bardakta servis edilen çaylar ve yetersiz oturma alanları, vatandaşların şikayetlerine neden oluyor.

"Başakşehir’in Efsane Lezzeti Bahçeşehir’de: Balıklıgöl Kebap Şimdi Daha Yakın!"

Başakşehir’in ünlü lezzeti Balıklıgöl Kebap &Lahmacun Salonu, 25 yıllık deneyimiyle Bahçeşehir’de yeni şubesinde hizmet vermeye başladı. Zırh kıymasıyla hazırlanan kebapları ve zengin menüsüyle damaklarda iz bırakmaya devam ediyor

Halkalı Bahçeşehir Arası Tren Seferleri Yetersiz: Vatandaşlar Çözüm Bekliyor

Bahçeşehir'de yaşayan vatandaşlar, Halkalı-Bahçeşehir tren seferlerinin yetersiz olduğunu ve bu durumun uzun yıllardır çözülemediğini belirtiyor.

Başakşehir'de 30 Ağustos Coşkusu

Başakşehir Belediyesi, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı coşkulu bir kortej yürüyüşü ile kutlamaya hazırlanıyor. Vatandaşlar, bando eşliğinde meşalelerle ve bayraklarla Bahçeşehir'de bir araya gelecek.

Çalık; Kaynakların Adil Dağıtımı Temel Meselemizdir

Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık, Esenyurt’ta düzenlenen 3. Kardeş Kültürler Festivali kapsamında gerçekleştirilen ‘Sosyal Belediyecilik’ konulu söyleşide sosyal belediyeciliğin önemine dikkat çekti.

Bağcılar Belediyesi’ne Dijital Başarı Ödülü!

Bağcılar Belediyesi, Türkiye Bilişim Derneği’nin düzenlediği “Türkiye Bilişim Ödülleri”nde “Dijital Şehir İkizi Sürdürülebilir Şehir Yönetimi Projesi” ile “Belediyecilik Özel Başarı Ödülü”nü kazandı.

Başkan Bıyık'tan Sert Cevap: “Şov Yapmanın Anlamı Yok!”

Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, Zıpkınla Balık Avı Türkiye Şampiyonası hakkında yaptığı açıklamada, eleştirileri sert bir dille yanıtladı ve etkinliğin amacını vurguladı. 300 balığın ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığını belir

Esenyurt Belediyesi’nden Miniklere Afet Farkındalık Eğitimi

Esenyurt Belediyesi ve İBB'nin ortak çalışmasıyla düzenlenen afet farkındalık eğitiminde, minikler hem eğlendi hem de afetlere karşı bilinçlendi. Eğitim sonunda çocuklar "Afet Dedektifi" unvanı aldı.

Esenyurt Belediyesi'nden Sosyal Yardım Atağı

Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İstanbul Vakfı ile ortak yürütülen proje kapsamında ihtiyaç sahibi vatandaşlara yardım kolisi ve kavurma dağıtımı yaptı.

BAĞCILAR BELEDİYESİ'NİN PROJELERİ OPSI PLATFORMU'NDA

BAĞCILAR BELEDİYESİ'NİN ÖRNEK PROJELERİ OECD KAMU SEKTÖRÜ İNOVASYONU GÖZLEMEVİ (OPSI) PLATFORMU'NDA YAYINLANDI

Manisa'da sorunlar tespit edildi, kalıcı çözüm için projeler hazırlanacak

MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, Ahmetli ilçesini ziyaret etti.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 7 6 0 1 15 19
2.Fenerbahçe 7 5 1 1 11 16
3.Beşiktaş 6 5 0 1 10 16
4.Samsunspor 7 5 2 0 5 15
5.İstanbul Başakşehir 7 4 1 2 5 14
6.Göztepe 7 3 1 3 5 12
7.Eyüpspor 7 3 1 3 4 12
8.Bodrum FK 8 3 4 1 -2 10
9.Trabzonspor 7 1 0 6 1 9
10.Alanyaspor 7 2 2 3 -2 9
11.Kasımpaşa 8 1 2 5 -2 8
12.Konyaspor 7 2 3 2 -2 8
13.Sivasspor 8 2 4 2 -3 8
14.Antalyaspor 8 2 4 2 -6 8
15.Rizespor 8 2 5 1 -11 7
16.Gazişehir Gaziantep 6 1 4 1 -4 4
17.Kayserispor 7 0 3 4 -7 4
18.Hatayspor 7 0 4 3 -6 3
19.Adana Demirspor 7 0 6 1 -11 1

YAZARLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.