https://search.google.com/search-console/

  • BIST 100

    10642,6%-0,43
  • DOLAR

    40,53% -0,48
  • EURO

    47,61% -0,42
  • GRAM ALTIN

    4352,92% -1,37
  • Ç. ALTIN

    6999,67% -0,32

Yusuf AKTAS


Yengeç sepeti sendromu yasatan dost zannettiklerimiz kim ola ki?!


Yükselen kisiyi asagiya çekme sendromu olarak da bilinen Yengeç Sepeti Sendromu gerek kurumsal hayatta gerekse özel yasamda karsilastigimiz bir durum. Peki, “Yengeç Sepeti Sendromu nedir?

Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balikçiya yaklastiginda kova içerisindeki yakalanmis yengeçleri görür. Kovanin üstü açiktir, kapagi yoktur. Bu durum onu sasirtir, çünkü yengeçlerin kaçabilecegini düsünür. Balikçiya sordugunda “Evet, tek bir yengeç olsaydi, kesinlikle kaçardi. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalistiginda digerleri onu yakalar, kaçamayacagindan emin olur, geri kalanlar da ayni kaderi yasarlar.” yanitini alir. Tek yengeç kapaksiz kovadan rahatlikla çikabilirken sayi arttikça kaçis imkansizlasir. Çünkü birbirlerini yukari itmek yerine, asagi çekerek engellerler. Sonunda kimse kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromunun çikis noktasidir.

Filipinliler arasinda popüler olan kavram, ilk olarak aktivist yazar Ninotchka Rosca tarafindan kullaniliyor. “Ben sahip degilsem, sen de olamazsin.”, “Ben basaramiyorsam, sen de basaramazsin.” anlayisini ifade eder. Bazi insanlar, bencilce davranarak hirslarini ön plana alarak basarmanin yolunun baskalarini geride tutmak oldugunu düsünürler. Kendileri ulasamiyorsa, sizin de hayalleriniz, hedefleriniz uzak olmalidir. Istekleri budur. Rekabetçi duygularla, hasetlik ve kiskançlikla çabalarinizi sabote etmeye çalisirlar.

Yengeç Sepeti Sendromu, her alanda yasanabilir. Örnegin, kurumsal hayattaki tam zamanli isinizden ayrilip yolunuza girisimci olarak devam etmek istiyorsunuz. Is çikislarinda kendinizi gelistirecek kurslara katilmayi planliyorsunuz. Kilo vermeyi düsünüyorsunuz. Daha farkli, daha iyi sartlara yöneldiginizde, degisim yapmaya henüz hazir olmayan, korkan kisilerin elestirilerine maruz kalabilirsiniz. Kendi basarisizlik korkulariyla, sizin basarilariniza, gelisim olanaklariniza ket vurmaya çalisanlar; yeni bir sey denemek istediginizde baltalamaya, caydirmaya niyetlenenler olabilir. “Ne gerek var?”, ”Bosver, zaten beceremezsin, hiç ugrasma.”, “Bu saatten sonra meslek degistirilir mi?” sözlerini duyabilirsiniz. Ofis tavsiyesi kisvesi altinda size kendinizden süphelendirecek önerilerde bulunabilirler, is stresini artirabilirler.

Yengeç zihniyetine sahip kisiler, gruplarinda digerlerini asarak basarili üyelerin önemini azaltmayi hedeflerler. Onlar basarisizken baskalarinin basarisini izlemek yerine, çökmelerini beklerler. Mutlu anlarda bile elestirecek noktalar bulabilirler ama elestiri duymak istemezler. Empati ve merhametten yoksundurlar. Baskasina yardimci olmak, kendimize yardimci olmaktir aslinda.

Bu Sendromdan Kendimizi Nasil Korumaliyiz?

Jim Rohn; “Insan, en çok vakit geçirdigi 5 kisinin ortalamasidir” der. Zamaninizin çogunu birlikte geçirdiginiz insanlara dikkat edin. Aile üyeleriniz, çalisma arkadaslariniz, yakinlariniz size yengeç sepeti sendromu yasatan kisiler olabilirler. Zorunlu nedenlerle iliskimizi tamamiyla koparmamizin mümkün olmayacagi durumlar varsa da hayatiniza yön verecek olan kisi sizsiniz. Kiminle, ne kadar vakit geçireceginizi iyi belirleyin. Benzer hedeflerinizin oldugu kisilerle bir aradaysaniz, basariniz katlanir.
Durumun farkina varmak gerekiyor. Olumsuz düsüncelerle dolu ortamda kalmak yerine, enerjinizi yardimlasabileceginiz, birbirinize ilham verebileceginiz kisilere yönlendirin.

Tedavisi Var Mi?

Bu sendrom herkesin karsilasabilecegi ve kisisel olarak üstesinden gelebilecegi bir sendromdur. Basarili gördügümüz kisilerin motivasyonlarini düsürmek yerine onlardan ilham alip, kendi motivasyonumuzu arttirabiliriz.

Yengeçlerin sizi hedeflerinizden ve hayallerinizden uzaklastirmalarina, üretkenliginizi azaltmalarina izin vermeyin. Bizim hayatimiz, bizim seçimlerimiz. Kovadaysak da çikmayi basarmak bizim elimizde, yeter ki gerçekten o kovadan çikmak isteyelim.

Simdi sakince durun ve düsünün bakalim, sizi paçanizdan çeken biri ya da birileri var mi? Yoksa siz mi birilerinin paçasindan çekenlerdensiniz?!

Eger ki sizin paçanizdan çeken biri ya da birileri varsa hemen araniza mesafe koyun ya da bir arada olmamaya, planlarinizi paylasamamaya özen gösterin.

Belki de siz birilerinin paçasindan çekenlerdensiniz !

Bunu düsünün ve gerçekleri kabul edin. Insani en iyi kendisi tanir. Çünkü böyle bir karakterde iseniz acilen tedaviye ihtiyaciniz var ve bu durum herkesten çok sizi yipratir. Gelismemis, olgunlasmamis bir insanin tavirdir bu hal. En çok da kisinin kendini rahatsiz eder.

Bir Islam aliminin bu hal ile ilgili harika bir sözünü yazmadan edemeyecegim. “ Haset öyle bir atestir ki, önce düstügü yüregi yakar. Haset edilene belki bir sey olmaz ama haset sahibi yanar kavrulur“

Hatta hasetlik öyle bir hastaliktir ki, kisiyi her türlü gayriahlaki seyler yapmaya, hile ve düsmanliga bile götürür. Onun için her türlü, hile, yalan, düsmanlik, kin ve nefret siradan bir haldir. En büyük korkulari da haset ettigi kisinin basarili olmasi ve kendi planlarinin islememesidir.

Allah bile kulunun bu zafiyetini ve kötü huyunu bildigi için "nas ve felak surelerinde, hasetcilerin serrinden Allah’a siginmak gerektigini vurgulamistir.

Huzurlu günler dilegiyle....

Yazarın Diğer Yazıları


Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.