"Nerede kaldı o eski bayramlar?" dediğinizi duyar gibi oluyorum. Haklısınız da. Eskiden saygı vardı, hürmet vardı. Tamam, şimdi yine var ama eskisi gibi değil, bunu kabul edelim. İnsanlar zaman içinde kendilerini prangalıyorlar; prangaladıkları yerler ise televizyon, cep telefonu, tablet, bilgisayar... Bu alanlar, insanların artık hayatının bir parçası olmuş durumda. Baksanıza, eskiden cep telefonu yokken herkes yüz yüze bayramlaşırdı. Şimdi ise herkes birbirine sosyal medyanın iletişim kanalları aracılığıyla bayram mesajları atıyor. Bu da güzel, erdemli bir davranış şekli elbette, bunu hiçe sayamayız.
Bayramlar umuttur, hasrettir. Yani sevdiklerini görmenin umuduyla bekleyiş ve uzun zamandır göremediğin sevdiklerini yeniden görmek istemenin hasretidir. Heyecanın adıdır bayram; her gittiğiniz evde farklı farklı tatlı şekerlemelerle karşılanmanın adıdır. Ağzınız tatlandıkça sohbetinizin de ballandırıldığı günlerin adıdır bayram. Küslerin barıştığı bir gündür. Tabii kimilerinin kalbinde kin yer edindiği için barışmaya yanaşmazlar, bayram dahi olsa. O da onların günahı, ne diyelim? Herkes kendi yaptığından sorumludur. Kim ne ekerse, onu biçer.
Rabbim bizlere daha nice bayramlar nasip eylesin, inşallah.