Kuruıcusu olduğum Tokatlı Eğitim Gönüllüleri TOEG üyesi bir arkadaşım bir hemşehrimiz beni sık sık arar, sosyal medyadan da paylaşımlarıma uzun uzun yorum yapardı.
Sonra bir rüzgâr geldi, bu arkadaş aldı başını gitti. Yüksek bir konuma getirildi.
Sonrasında ne selâm ne sabah...
Bir süre sonra grubumuzdan da ayrıldı.
Yoğundur, normaldir dedik.
Büyük(!) adam oldu dedik.
Ancak sonrasında küçük küçük ekabirlikler, kasılmalar kaba davranışlar gelmeye başladı.
Çevresindeki insanları canından bezdirdi.
Hareketleri açıkçası hayal kırıklığı oluşturmuştu hepimizde.
İster istemez çevresinden uzaklaşmıştık.
Bu şekilde bir süre devam etti.
Gel zaman git zaman o soğuk, kaba adam gitti ve bizim eski sıcak, nazik arkadaş geri döndü.
Bana özelden yazıp 'Beni gruba tekrar ekler misin ağabey ?' dedi.
Bir muhabbet ortamında onun adı geçince: "Ya arkadaş, adamın günahını aldım ben. Makama geldi, ayarı kaçtı dedim ama öyle değilmiş. Bak tekrar eski sıcak, samimi hâlini aldı." dedim.
Bir ortak dostumuz, "Ne zamandır seni arayıp soruyor?" dedi. Ben de yaklaşık iki aydır, dedim.
Arkadaşım bir kahkaha attı: "Âlem adamsın hocam, senin dünyadan haberin yok. Arkadaşı iki ay önce görevden aldılar." dedi.
Şaştım kaldım.
Bir yandan gülerken öte yandan bu olay sayesinde insanın hâlleri üzerine uzun uzun düşündüm.
Koltuk denen büyülü nesnenin insanoğluna tesirini bilenleriniz ise benim şaşırmama şaşırmıştır muhtemelen.
Yükselirken dalımıza basıp kırarsan inerken o dalları da seni omuzlarına alan zavallıları da bulamayacaksın.
O koltuklar o makamlar gelip geçecek, kürkçü dükkanına kös kös geri döneceksin.
Şimdi soruyorum, bu arkadaşı gruba tekrar alalım mı?